"السّهل" - Translation from Arabic to Turkish

• kolaydır
• kolaydı
• çok kolay
• kolay değil

Bunu söylemek çok kolaydır, meme uçların iyice koyulaştı mı?
من السّهل جداً معْرِفة، يَعمَلُ كَ الحلمات هَلْ الرهبان الكرمليون؟

Bilirsin, bazen korkmadan hayır demek çok kolaydır.
تعرفين, من السّهل أن تقولي لا أحياناً بدافع الخوف

Deniz halen donmuş durumdayken avcıların yaklaşması nispeten kolaydır ve fokun en büyük düşmanı kutup ayısıdır.
باستمرار تجمّد البحر فمن السّهل أن يقترب منهم المفترسون وألدّ أعداء الفقمة هو الدب القطبي

Onu buraya çekmek kolaydı.
لقد كان من السّهل إغوائه بالمجيّ .إلى هُنا

Pekala bu sistemi altetmek oldukça kolaydı.
حَسناً من السّهل جداً اختراقها

Sizin önceliklerinizin her zaman bizimkilerle aynı olmayabileceğini unutmak çok kolay.
من السّهل التغاضي عن الحقيقة أولوياتكم ليست بالضرورة دائما متوافقة معنا

Diğer insanları kurtarmak için en sevdiğin şeyden vazgeçmek kolay değil.
ليس من السّهل التضحية بالأشياء التي تريدها جداً مقابل أن تحمي الناس الآخرين

İlk kapı sonunda... O kapıdan geçmek kolaydır.
و من خلال الباب الأبيض من السّهل العبور من هذا الباب

İnsanlar başarılı olduklarında onlara inanması kolaydır.
من السّهل أن تؤمن بالناس عندماينجحون.

Sizi bulmak kolaydı.
كان من السّهل إيجادك.

Tartmaya kalkarsanız, tartması çok kolay tabi ki. Ve yediğiniz zaman kilosu önemlidir. Ama yüzeyini ölçmeye kalktığınızı düşünün.
إذا حاولت أن تَزِنًه، فإنه بطبيعة الحال من السّهل فعل ذلك. وعندما تتناوله، يصبح للوزن أهميّة. ولكن لنفترض أنك أردت قياس مساحة سطحه.

Noktaları birleştirmek çok kolay.
من السّهل للغاية وضع النّقاط على الحروف

Ağın öteki bölgelerinde olan biteni kontrol etmek kolay değil.
ليس من السّهل السيطرة على ما يحدث في حوافها.

O kadar güzel yüzlü ve iyi vücutlu bir kadını unutmak kolay değil.
ليس من السّهل نسيان إمرأة مع وجه جميل وجسم مثير.