Şu dar amcıklı, mükemmel memeli seksi genç kızlara lanet olsun! | Open Subtitles | اللعنة, أنهن تلك الساقطات الشابات المثيرات بفروجهن الضيقة و اثدائهن المثالية |
Tıbbi eğitimi olmayan genç kızlara ayda 50 won mu ödeyecekler? | Open Subtitles | دفع 50 بالشهر للفتيات الشابات التي ليس لديها أي تدريب طبي؟ |
Son manşete bir bakın: genç kadınlar, genç erkeklerden daha çok kazanıyor. | TED | وأنظروا إلى هذا العنوان الأخير : الشابات تربحن أكثر من الشباب . |
Keşke birlikte çalıştığım bütün genç kadınlara, bütün o muhteşem kadınlara, "Özgüveniniz olsun ve kendiniz için pazarlık edin. | TED | اتمنى لو كان بامكاني ان اخبر كل الشابات الاتي اعمل لاجلهن، كل اولئك النساء الرائعات، ثقن بانفسكن و فاوضن لمصالحكن. |
Bir araştırma alanı: genç kadının yeni teknolojiye erişimi. | TED | إنه موقع بحث: ترون فيه النساء الشابات يستخدمن التقنيات الجديدة. |
genç erkeklerin %25'i ve genç kadınların %40'u askere alınamayacak kadar fazla kilolu. | TED | خمسة وعشرون في المائة من الشباب و 40 في المئة من الشابات ثقل جداً للتطوع في القوات العسكرية الخاصة بنا. |
Ve tabii ki diğer bir çok genç kadın gibi ben de dehşete düşmüştüm. | TED | و مثل الكثير من الشابات الأخريات كنت مذعورة تمامًا. |
İkincisi, benim gibi bir çok genç kadın düşüncelerini ifade etmek için onu çok az kullanıyorlar. | TED | وثانيًا أن أكثر الشابات مثلي بالكاد يستعملنها للتعبير عن آرائهن. |
Yani bu genç kızların ne dediği umrumda değil. | TED | لا أهتم بما يقوله هؤلاء الفتيات الشابات. |
Adamın biri genç kızları modellik anlaşması veya cep telefonu gibi vaatlerle kandırıp seks işçisi durumuna getiriyor. | TED | والرجال يغرون الفتيات الشابات ليدخلوهم في أمور الاتجار بالجنس بوعود بصفقات لعرض أزياء أو بهواتف نقّالة. |
genç kadınlar da erkeklerle aynı oranda doruğa ulaşıyorlar. | TED | تكون ذروة الوصول إلى الرعشة الجنسية عند الشابات بنفس معدل الرجال. |
Arkadaşım Moe'yla ki kendisi de bir dul, başlattığım grup da bunun bir parçası. Çekici genç Dullar Kulübü adını verdik. | TED | بدأت عملي في فريق أنشئته مع صديقتي ماو، وهي ايضًا أرملة. اسميناه نادي الأرامل الجميلات الشابات. |
Ve doğal olarak , genç bayanlar ile de ilgili seksi hiçbirşey yoktur. | TED | حيث ليس هناك شي جوهري جذاب حول هاؤلاء البنات الشابات |
Projedeki genç bayanlardan biri, muhteşem bir bayandı, odasını banyoya kurdu. | TED | و أحدى الشابات في المشروع, كانت شابة رائعة, لقد بنت غرفتها في الحمام. |
Baba Şeyh'in kamuoyu açıklaması, hem esaret altındaki hem de kaçtıktan sonraki birçok genç Yezidi kadının hayatını kurtardı. | TED | كلمة بابا الشيخ العلنية أنقذت حياة الكثير من الشابات اليزيديات، في الأَسْر وبعد هروبهن. |
genç kadınların liderliğinde, verimli bir başarı, eşitlik ve umut döngüsü. | TED | دورة ازدهار افتراضية، من المساوة والأمل، تحت قيادة الشابات. |
Ve bu sayede, genç kızları kontrol etmek için kullanılan en güçlü yollardan birini kaldırabiliriz. | TED | وبهذه الطريقة، يمكننا إزالة أحد أقوى الوسائل المستخدمة للتحكم في النساء الشابات اليوم. |
Normalde genç hanımları böyle sokak ortasında durdurmam. | Open Subtitles | أنا ليس من عادتي إيقاف الشابات في الشارع |
Kapı dinlemek sizin gibi genç bayanlara asla yakışmayacak bir davranış | Open Subtitles | التنصت أمر لا يجدر بالآنسات الشابات أن يفعلنه |
Yazık ki şimdiye dek genç bayanlarla pek işim olmadı. | Open Subtitles | أنا خائف انة لا املك الكثير لافعلة مع الشابات |
Bu genç hanımlara yaptığın hiç hoş değil. | Open Subtitles | ما تفعله مع هؤلاء الشابات انه ببساطة ليس لائقاً |