Evet, güzel fikir. Gidip biraz rozet bulmalıyız. | Open Subtitles | نعم هذه فكرة جيدة ربما يجب علينا أن ترتدي بعض الشارات |
Bu rozet vitrini görev sırasında bu şehrin insanları için hayatlarını kaybetmiş olan itfaiye erleri ve sağlıkçılarımız anısına yapıldı. | Open Subtitles | حاوية الشارات هذه تقف كنصب تذكاري لرجالنا من الاطفائيين والمسعفين الاموات الذي قدموا حياتهم لخدمة |
Hadi ama bu Rozetler sahte. Ya yakalanırsak? | Open Subtitles | هيا , إنّ هذه الشارات مزيفة ماذا لو تمّ القبض علينا ؟ |
Evet, oraya bir çok oyun mekaniği koyduk rozetleri aldığınız yere, alana göre lider tabloları yapmaya başlayacağız ve puanlar alabileceksiniz. | TED | نعم، لقد وضعنا آلية لعبة هناك وأنت تحصل على هذه الشارات ونبدأ بالحصول على قائد في كل منطقة، وتحصل على النقاط |
Bunun gibi bir sürü yaka kartı var ve eminim yüzlercesine dokunmuşumdur. | Open Subtitles | هناك الأطنان من الشارات مثل هذه أراهن أنني لمستُ المئات منها |
Ama siz altından rozeti olanlar her zaman bizden daha iyi olduğunuzu sanıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم الشارات الذهبية تتصرفون دائماً كأنكم أفضل منا |
O rozet bir oyuncak ve siz de teşkilat elemanı değilsiniz artık. | Open Subtitles | تلك الشارات مُجرّد لعبة، وكلّكم تنتحلون شخصيّة ضبّاط مُنفذين للقانون. |
Ama altın rozet hakkında söyledikleri çoğunlukla doğruydu. | Open Subtitles | وما يقولون عن الشارات الذهبية أسوأ لأنه في الأغلب صحيح |
Bir adamım rozet kazanmasına yardım ediyorum. | Open Subtitles | أنا أساعد شخصاً للحصول على بعض الشارات |
Hâlâ yetkim olsaydı, ki yok bu rozet numaralarını isimlerle karşılaştırmak günler belki de haftalar alırdı. | Open Subtitles | إذا كان دخولي ما زال مسموح ...ولكني لست كذلك ربما يستغرق الأمر أيام ربما أسابيع ، لمعرفة أسماء أصحاب هذه الشارات |
Bu rozet numaralarıyla ne yapacaksın? | Open Subtitles | ماذا تريد من أرقام الشارات هذه؟ |
-Silahlar ve Rozetler hemen, masama! | Open Subtitles | الشارات والأسلحة هنا على منضدتي |
Ve işte- Haritalara bak. Yani, Rozetler var. | Open Subtitles | ويوجد أنطر إلى الخرائط,أٌقصد الشارات |
Rozetler burada çok şey ifade eder. | Open Subtitles | الشارات تقول الكثير فى هذا المكان |
Bu rozetleri alarak kaşiflerimiz kıdemli kaşifliğe yükselecekler. | Open Subtitles | بإستلام هذه الشارات ستتم ترقية المستكشفين المذكورين، إلى درجة المستكشفين الخبراء |
Ama bildiğim şey bu işi yaparken bazen rozetleri çıkarıp eline kan bulaşmasına izin vermen gerektiği. | Open Subtitles | لكن ما أعرفه ألا وهو للقيام بهذه الوظيفة، على المرء أحيانًا إزالة هذه الشارات وأن يمسي دمويًّا |
rozetleri ve silahları var ve bizden nefret ediyorlar. | Open Subtitles | لديهم الشارات والاسلحه وهم يكرهوننا |
Yaka kartı sorunundan kurtulmana yardım etmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أحاول أن أساعدك في موضوع الشارات. |
Bayan soyunma odasını kullanabileceğimi düşünmüştüm. Orası sadece polisler için. rozeti olanlar için. | Open Subtitles | كنت آمل أن أستعمل حمام السيدات المغلق - إنّه مخصّص للضباط، مع الشارات - |
Normal memurlar değil, metal rozetli özel korumalar. | Open Subtitles | ليس الضباط العاديون ، ولكن هؤلاء ذوى الشارات ، تلك التى يحصل عليها الحراس |
rozetimiz olsa işler bu şekilde cereyan etmezdi. | Open Subtitles | في دفاعنا ، لم تكن الأشياء ستتصاعد إذا كان لدينا الشارات |
rozetlerle eşleşen isimleri bir araştıralım. | Open Subtitles | لنبحث عن الأسماء التابعة لهذه الشارات أو ربما لا يجب أن نقوم بذلك |
Rozetlerin ve kimliklerin sahtesi olabilir. | Open Subtitles | الشارات و الهويات قد تكون مزوّرة. |
O rozetlerden birini gördüm. | Open Subtitles | . لقد رايت واحدة من هذه الشارات |
Çocuklar rozetlerimizi aldık. | Open Subtitles | أيها الرفاق، حصلنا على الشارات |
Bu durumda Rozetlerinizi görmem gerek. | Open Subtitles | في تلك الحالة، أود رؤية الشارات. |
Tarife uyan personelin, güvenlik kartlarıyla standart kimlik kartlarını karşılıklı kontrol etmeliyiz. | Open Subtitles | علينا أن نضيف فحص مزدوج على الشارات الأمنية طبقاً لبطاقات الهوية الذاتية لأي عضو يطابق مواصفات المشتبه به |