"الشاردة" - Translation from Arabic to Turkish

    • başı boş
        
    • başıboş
        
    • Yarım kalmış
        
    Her zaman, bu yıldızlar arasındaki başı boş gezegenlerden birinin neye benzediğini merak etmişimdir. Open Subtitles لطالما تعجّبتُ عن حال إحدى هذه الكواكب الشاردة بين النجوم
    Bulduğumuz tüm bu başı boş gezegenler birer gaz devi. Open Subtitles كافة الكواكب الشاردة التي وجدناها هي عمالقة غازية
    Yani bunun anlamı bu başı boş gezegenler belki de yıldızlardan bile daha çok olabilir. Open Subtitles فهذا يعني أن تلك الكواكب الشاردة ربما تفوق عدد النجوم
    Kuantum halleri inanılmaz kırılgandır; sıcaklık ve basınç dalgalanmalarıyla, başıboş elektronmanyetik alanlarla, ve diğer parçalarla çarpışarak kolayca yok olurlar. TED إنّ الحالات الكمومية ضعيفة للغاية تزول بسهولة بسبب تغيرات درجة الحرارة والضغط والمجالات الكهرومغناطيسية الشاردة والتصادمات مع الجسيمات القريبة منها.
    Hayır. Eskiden vardı ama şimdi başıboş hayvanlar giriyor. Open Subtitles لا ، كانت القطط الشاردة فقط هى من تأتينا
    Yarım kalmış işlerin bitirilmesi gerekiyor. Open Subtitles تلك الأمور الشاردة ينبغي أن تقيّد
    Bu başı boş gezegenlerin varlığı bize gösteriyor ki çekim gücü sadece çekici bir güçten ibaret değildir. Open Subtitles وجود الكواكب الشاردة يرينا أن الجاذبية ليست وحسب بقوى الجذب
    Galaksiyi dolaşan başı boş gezegenler hakkında konuştum. Open Subtitles تحدّثتُ عن النجوم الشاردة التي تجوب المجرّة
    Bu başı boş gezegenler bir ana yıldızın yörüngesinde bulunmazlar. Open Subtitles هذه الكواكب الشاردة لا تدور حول نجمٍ أم
    başı boş gezegenler bu tanıma göre bir çelişki. Open Subtitles الكواكب الشاردة متناقضة في التعريف
    Hadi başı boş köpeklerin hepsini toplayalım. Open Subtitles .اجمع كل هذه الكلاب الشاردة
    Çeşit çeşit, başıboş yayın dolu. Muhtemelen önemli değildir. Open Subtitles وهناك كافة أشكال الإشارات الشاردة هذا لا شئ على الأرجح
    başıboş gezen kayaları parçalayan salak silah bize zarar veremez. Open Subtitles إنه سلاح غبي لتكسير الصخور الشاردة لن يصبنا
    Sanırım en çok korktuğum şey senin benden önce ölüp evimizin duvarlarının üzerime üzerime gelmesi ve hayatımın son yıllarını iyileşmeyecek bacağıma bakmakla ve başıboş kedileri ağzımla beslemekle geçirmem. Open Subtitles أعتقد أنّ خوفي الأكبر هو أن تموت أوّلاً، و تتحوّل شقّتنا إلى "حديقةٍ باهتة" عليّ، فأمضي آخر عقدٍ من حياتي أعالجُ جرح ساقي الذي لا يُشفى، و أطعم القطط الشاردة من فمي.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more