Munnar'da çay ekimi yapan akrabalarımızı ziyaret ediyorduk. | Open Subtitles | أثناء زيارة أقاربنا العاملين بزراعة الشاي في مونار |
Spindle'da çay içecektim ama treni kaçırmaktan korktum. | Open Subtitles | كان يمكنني شرب الشاي في "سبيندل" ولكن لم أرغب بتفويت القطار |
İstanbul'un yerine, sizi Beehive'de çay içmeye ikna edebilir miyiz? | Open Subtitles | بدلاً من (قسطنطينية), ألا نستطيع أن نغريكِ بتناول الشاي في (بيهيف)؟ |
Disneyland'daki çay Fincanına bindikten sonraki bulantı gibi? | Open Subtitles | أنت لست بالغثيان في كل شيء؟ ولا حتى ركوب كأس الشاي في نوع ديزني لاند غير قابل للهضم؟ |
Tek istediğim bu. Çin'deki çayın tamamı! | Open Subtitles | هذا ما أريده، كل الشاي في (الصين) |
Peki ya sonra soyunma odana da çaya gelecekler miymiş? | Open Subtitles | وهل سيدعون لشرب الشاي في غرفة ملابسك بعد ذلك ؟ |
Charlotte, bahçedeki çayı kontrol eder misin? | Open Subtitles | شارلوت .. نريد تناول الشاي في الحديقة |
Spindle'da çay içecektim ama treni kaçırmaktan korktum. Bu Doktor Harvey. | Open Subtitles | كان يمكنني شرب الشاي في "سبيندل" ولكن لم أرغب بتفويت القطار ، يا إلهي! |
İyi. Her öğleden sonra Fortnum'da çay içeriz. | Open Subtitles | بخير، نحن نحتسي الشاي في "فوتنيم" كل عَصر |
Langley'de çay içmedim ben. | Open Subtitles | لم اشرب الشاي في لانغلي. |
Ritz'de çay servisi gibi. | Open Subtitles | تقديم الشاي في فندق ريتز. |
Boston'daki çay partilerinin asaletini kavrayabiliyor musunuz? | Open Subtitles | هل تدركون أهمية حفل الشاي في "بوسطون"؟ |
Alyse'e de söyle Canterwood'daki çay randevumu iptal etsin. | Open Subtitles | -واجعل (أليس) تلغي جلسة الشاي في "كانتروود ". -في الحال . |
Çin'deki çayın tamamı! | Open Subtitles | كل الشاي في (الصين) |
Bunu kanıtlamak için, seni Versailles'a Reservoirs'da çaya götüreceğim. | Open Subtitles | لأثبت ذلك, سأخذكِ في سيارتي (لنشرب الشاي في الـ(ريزرفوار) في (فرساي |
Charlotte, bahçedeki çayı kontrol eder misin? | Open Subtitles | شارلوت .. نريد تناول الشاي في الحديقة |