Hayatındaki diğer kişisel sorunlarının üstüne bir de kendisi yük olsun istemedi. | Open Subtitles | لم يشأ إزعاجك ليس مع كل التفاهات الشخصية التي تجري في حياتك |
İşte, o ana kadar bu fotoğrafların bu insanların kişisel kayıplarının ne kadar büyük bir bölümünü oluşturduğunu fark edememiştim. | TED | الآن، لم أكن قد أدركت قبل تلك اللحظة أن هذه الصور كانت جزءا كبيرا من الخسارة الشخصية التي أحس بها هؤلاء الناس. |
İşte size hiç beklemediğim bazı kişisel deneyimler. | TED | هذه بعض المساهمات الشخصية التي لم أتوقعها. |
Ve ben 15 yıldır gazetede olan bir karakteri öldürdüm. | TED | إذا قتلت الشخصية التي كانت تظهر في الصحيفة لمدة 15 عاماً |
Bu Joey Zambuli karakteri malların Frankie Gunucci'de olduğunu sanıyor yani benim oynadığım karakterde, değil mi? | Open Subtitles | شخصية جوني جامبودي تظن انه امسك بماخذ على فرانكي وهي الشخصية التي اؤديها |
Bu sihirli ilacın etkisi onun içen kişiyi olmak istediği karaktere dönüştürmesidir. | Open Subtitles | تأثير هذا الدواء السحري هو أن يحول الشخصية التي تشربه لأي شيء هو أو هي يتظاهرون به |
Bir kategoriye ya da diğerine tamamen uymayan kişisel tecrübeler. | TED | التجارب الشخصية التي لم تتناسب بشكل جيد مع هذه التجارب أو تلك. |
Bir insan süper güçlere sahip diye sizin veya benim sahip olduğumuz kişisel problemlere sahip olmayacak diye bir şey yok. | TED | فقط لأن الشخص لديه قوة عظمى لا يعني أنه ليس لديه نفس المشاكل الشخصية التي لديك أو لدي. |
Ama bence kişisel ilişkimiz ona yardım etti terapatik süreç değil. | Open Subtitles | و لكنني أعتقد أن العلاقة الشخصية التي ساعدتها, و ليس العملية العلاجية |
Bu askerlere destek için kişisel fedakarlığım. | Open Subtitles | وهذه تضحيتي الشخصية التي أقدمها لدعم قواتنا |
şirketleri veya kişisel girişimleri şirketlerinden dışından gelen. | Open Subtitles | إما عبر الشركات أو من خلال التبرعات الشخصية التي تاتي من الشركات |
Ondan sonraki yedi sene boyunca her sene birisi ortadan kayboldu ve onlardan geriye kalan tek şey kaçırılma sırasında yanlarında taşıdıkları kişisel bir eşyaydı-- ...bir çanta, bir oyuncak, bir kitap gibi. | Open Subtitles | في السنوات التالية وكل عام يختفي أحد ما الممتلكات الشخصية التي يحملونها في حينها.. |
Hem yoluna koymam gereken bazı kişisel sorunlarım da var. | Open Subtitles | بالطبع لديّ بعض الأمور الشخصية التي بحاجة للعناية. |
Aslında yeni yarattığım Ajan Robin karakteri benim, her zaman yaptığım şeyleri yapıyor, tıpkı şimdiki gibi. | Open Subtitles | تعلمون, لقد وجدتُ شيئاً جديداً في تلك الشخصية التي تلعبها العميلة روبن رايت عن سواها |
Gariptir, çünkü o karakteri filminde Bill Murray oynadı. | Open Subtitles | وذلك غريب لآن تلك الشخصية التي قام بتمثيل صوتها مثلها بيل موري في الفيلم |
Bir yıl kadar önce onu okuldan alıp Ramsgate'e getirip maalesef karakteri hakkında yanıldığımız Bayan Younge'un himayesine verdik. | Open Subtitles | قبل حوالي سَنَة، أُخِذتْ مِنْ المدرسةِ إلى بابِ الأكباشِ، ووضعت في عناية السيدة يونغ، الشخصية التي كنا بحزن شديد مخدوعون فيها. |
Pekâlâ, şimdi hangi salak karakteri canlandırıyorsun? | Open Subtitles | حسناً،ماهذه الشخصية التي تؤدينها؟ |
Yarattığı karakteri yazmak için başka bir usul bilmezdi. | Open Subtitles | "قال بأنه لم يكن يعرف طريقة أخرى للكتابة عن الشخصية التي إبتكرها" |
Wil Wheaton'ın Uzay Yolu'ndaki karakteri. | Open Subtitles | (الشخصية التي يؤديها (ويل ويتون في مسلسل " ستار تريك "، لذا |
Sana ipucu veriyorum ve sende kağıtta yazan kişiyi bir dakika içinde bulmaya çalışıyorsun. | Open Subtitles | سأعطيك دليلاً , و سيكون لديك دقيقة واحدة للتعرف على الشخصية التي في السؤال |
Size soruşturmayı yürüten kişiyi takdim edeyim. | Open Subtitles | دعوني اقدمكم إلى الشخصية التي قادت التحقيق |