Ta ki Saigon'daki Şirket yöneticisinden emir almayı kesene dek. | Open Subtitles | حتى توقّفنا عن أخذ الطلبات من قائد الشركة في سيجون. |
O zamanlar Şirket çok iyi gidiyordu, ama temelde başkalarının filmlerini ve tv içeriklerini yayınlıyordun. | TED | كانت الشركة في ذلك الوقت جيدة للغاية، ولكنك كنت خدمة استقبال وتسليم بيانات لأفلام ومحتوي تلفزيوني تابع لأشخاص آخرين. |
Böylece Şirket resmi olarak halka açılır. Bu şirketin kâr getireceğine inanan Şirket veya bireyler hisse satın alabilir. | TED | وهذا يطلق الشركة في السوق الرسمية العامة، حيث قد تقوم أي شركة أو شخص يعتقد بأن الاستثمار مربح بشراء سهم. |
CA: Ama bu şirketin o zaman için şirketin gelirinin önemli yüzdesini oluşturuyordu. | TED | ك.أ: ولكن ذلك كان يُمثل جزًء كبيرًا من إيرادات الشركة في ذلك الوقت. |
- Baban bu işe başladığı zaman Şirket için bir isim düşünemiyordu ve bir gün sen onun için bir resim çizdin. | Open Subtitles | عندما كان والدكَ في أول طريقه لم يكن يفكر في إسم الشركة في أحد الأيام رسمت صورة له |
Avrupa Birliği'nin en büyük hastane malzemeleri şirketi Medicorps'ta baş bilim adamı. | Open Subtitles | هو كبير علماء في ميراكوربس. تجهيز المستشفى الأكبر الشركة في الإتحاد الأوربي. |
O dönemde şirkete girmek, zor şeyleri kısa sürede öğrenmek demekti. | TED | كان الانضمام إلى الشركة في ذلك الوقت بمثابة تغير جذري في مساره المهني. |
Yaklaşan büyük bir Şirket gezisi vardı ve patronuna bu konuda yardımcı oluyordu. | Open Subtitles | هناك رحلة لكل الشركة في الفترة القادمة كانت تساعد رئيسها في تنظيمها |
Şirket şu anda sizin kıçlarınız kovmak için buraya doğru yola çıktı. | Open Subtitles | رجال الشركة في طريقهم إلى هنا لركل مؤخراتكم خارجاً |
Ama Şirket Jenkins'i, insanların temposunu arttırmak için kullanmaya devam ederse, birisi daha, ya sakatlanacak ya da ölecek. | Open Subtitles | ولكن لو إستمرّت الشركة في إستغلال جانكينز لإستثارة الموظفين فسيتأذى شخص أخر أو سيموت |
Maalesef, Şirket politikasına aykırı. Bir dahaki sefere, anne-babanızı da yanınızda getirin. | Open Subtitles | هذا يخالف سياسة الشركة في المرة القادمة إذا أردتم التسوق من أجل سيارة, أحضروا أحد والديكم |
Sadece bundan dolayı Şirket şüpheli bir pozisyona düştü eşin kendi çıkarına kullanmazsa daha iyi olur. | Open Subtitles | انه مجرد .. الشركة في مكان غير مستقر بسبب الموضوع لذلك سيكون مساعداً |
Ve şirketin gıcırdayan tekerlekleri niçin susturmak istediğini herhangi biri anlayabilir. | TED | ويستطيع الواحد منا أن يفهم لماذا قد ترغب الشركة في إسكات عجلة صارخة. |
Ama aynı zamanda çalışan herkesin görebilmesi için bütün yöneticilerinin harcama raporlarını şirketin sistemine koymalarından da bahsediyorlar. | TED | لكنهم ايضاً يتحدثون عن حقيقة أن التنفيذيون في الشركة وتقارير منصرفاتهم متاحة للجميع عبر شبكة الشركة في الانترانت |
Belki de bu Şirket için en iyi olduğunu düşündüğünüz şeylere yürekten inanmıyordur, hmm? Belki farklı bir düşüncesi vardır. | Open Subtitles | ربما ليس لديه مصلحة هذه الشركة في القلب ربّما لديه أجندة أخرى |
Buradayız çünkü artık bu Şirket için en iyi şeyleri düşünmediğim ama bunun yerine belirli bireylerin bencil isteklerini hesaba kattığım gibi bir endişe hakim. | Open Subtitles | نحن هنا لأن هناك قلق أنه لم أعد افضل مصالح الشركة في قلبي لكن أنا بدلاً من ذلك مركّزة على مصالحي الأنانيّة |
- Baban bu işe başladığı zaman Şirket için bir isim düşünemiyordu ve bir gün sen onun için bir resim çizdin. | Open Subtitles | عندما كان والدكَ في أول طريقه لم يكن يفكر في إسم الشركة في أحد الأيام رسمت صورة له |
Neyi açıklayacaksın, kahraman olmak istediğin için şirketi tehlikeye attığını mı? | Open Subtitles | تشرح ماذا أنك وضعت الشركة في خطر لأجل أن تكون بطلاً؟ |
Her neyse, her yıl tüm şirketi alıp kayak gezisine götürüyoruz. | TED | لكن على أي حال، كل عام نأخذ كل الشركة في رحلة تزلج على الجليد. |
Şu anda geçiş dönemindeki bir şirkete bakıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتم الآن تنظرون إلى الشركة في مرحلة الإنتقال |