"الشريف" - Translation from Arabic to Turkish

• Şerif
• Şerifin
• şerifi
• şerife
• Şerifle
• dürüst
• şerefli
• Sheriff
• Saygıdeğer
• şerifim
• Şef
• Onurlu

Emirleri Şerif veriyor. Ben onun yardımcısıyım. Emirleri birlikte veriyoruz.
الشريف هو المسئول وانا الثانى فى القيادة وتستلموا الاوامر منا

Burada olmana sevindim Cole. Dostumuz Şerif, pek iyi değil.
سعيد لوجودك هنا ، كول صديقنا الشريف ليس بحالة جيدة

- Hey, ben asla böyle demedim, tamam mı? - Merhaba, Şerif.
ــ ياهوه ، لم أقل هذا أبداً ــ مرحبا ، أيها الشريف

Şerifin ofisindeki bir kaç arkadaşıma telefon edip haber bıraktım.
لقد وضعت رقمين هنا لبعض أصدقائى فى مكتب الشريف العام

Bu adama, Red Rock'ın yeni şerifi olduğumu söylediğimi duydun, değil mi?
لقد سمعتني أخبر هذا الرجل أني الشريف الجديد في ريد روك صحيح؟

Neden bir kan analisti ölen kardeşimle ilgili bilgi bulmak için Şerif Departmanı veri tabanını kurcalamakla vakit harcar?
ما الذي يدعو محلّل لطخات دم لإمضاء وقته باحثاً في قاعدة بيانات دائرة الشريف عن معلومات حول شقيقي المتوفّى؟

Şerif bürosunun önüne bırakılan kafalarla ilgili ne biliyorsun? Ciddi misin?
ماذا تعلم عن الرؤوس التي وضعت أمام مركز الشريف الليلة الماضية؟

Şerif beni araştırırken, hakkımda bazı şeyler bulmuş ve onunla beni tehdit ediyordu.
الشريف وصل لبعض المعلومات عنّي ..عندما كان يبحث في ملفي, وهو يهددني بها..

- Birisi Şerif olmalı, aksi halde hepimiz sadece hayvanız.
يجب أن يمثّل أحدٌ دور الشريف , وإلاّ فكلّنا حيوانات

Şerif Bill'den seni aramaları için bir takım toplamasını isteyecektim neredeyse.
كنت على وشك ان اطلب الشريف بيل جمع الجوقه للبحث عنك

Saldırganın tanımı ilginç şekilde bir süre önce kardeşini arayan Şerif Sworn'a benzer.
وصف المعتدي قريب بشكل غريب من الذي وجهه الشريف سورن لأختك منذ مدة

Piç. Yok, iyi. Şerif bunu gördüğünde bir şey yapmak zorunda kalacak.
كلا، هذا جيّد، عندما الشريف يرى هذا، يجب عليه أن يفعل شيئًا.

Maalesef, Şerif Wilkins Will Balint'in ölümünü kaza olarak raporladı.
للأسف, الشريف ويلكنس قد قرر بأن وفاة ويل بالينت حادثاً

Olay çok basit Will. Sadece koca oğlanlara benim yeni Şerif olduğumu söyleyeceksin.
الأمر بسيط جداً أخبرهم فحسب بأننى الشريف الجديد

- Olabilir. - Beni Şerif yapmalıydı.
ذلك محتمل كان عليه أن يجعلنى الشريف من البداية

Rozetin ve silahın var Şerif. Bunu yapmaya hakkın yok.
أنك تحمل شارة ومسدس أيها الشريف ليس من حقك فعل ذلك

Kiliseye pek uğramazsın, değil mi Şerif?
أنك لا تأتى كثيراً إلى الكنيسة , أيها الشريف

Bu konuda bir şeyler yapsan iyi olacak Şerif.
ربما عليك أن تفعل شيئاً بهذا الخصوص أيها الشريف

- Bu Şerifin hatası değil kabile polisi ona anlatmadı.
إنّه ليس خطأ الشريف . أنّ شرطة المحميّة لم تخبره

şerifi kızdırmak için taşıdığın içki şişesi duruyor mu?
انت معك زجاجة خمر ، التى جعلت الشريف يجن

Bu adamı alıp şerife götürürsek bir mahkeme olur, tamam mı?
إن أخذنا هذه الجثة وسلمناها إلى الشريف , ستكون هناك محاكة

Şerifle beraber geri geleceklerini ve eyaleti derhal terk etmemi söyledi.
قالت بأنه سيعود ومعه الشريف وعلي ان اغادر فورا

Söylesene, bir Şerifin cesur, sadık ve her şeyden önemlisi, dürüst olması gerekmez mi?
قل لي اليس على الشريف ان يكون شجاعا و مخلصا و قبل كل شيئ شريفا

Dikkatli bir incelemeden sonra şerefli Chang Ching Hui'nin
بعد إجراءات الحذر . .. قررنا ترشيح الشريف شانج سينج كرئيس للوزراء الجديد لمانشو كيو

-Sheriff, Sheriff, Aciklama alabilir miyim?
أيها الشريف.. أيها الشريف هل يمكن أن تلقى بيانا؟

Büyükbabam, Roma'nın Saygıdeğer iki savaşçı gencine silah deposundaki en iyi silahları gönderdiğini söyledi.
أرسل معي جدي الحكيم أجود الأسلحة التي بخزانته لإظهار الامتنان لشبابكما الشريف

Ben şerifim. Neler olup bittiğini bilmeliyim.
أنا الشريف , أعني ,إني يجب أن أعرف ماذا يدور

Her şeyi ifade edebildiğimi düşünüyorum fakat Şef Sterns'in bu işi ciddiye aldığından kuşkuluyum.
لقد اشتملت كل شيء في تصريحي ولكن أشك بأن الشريف تيرنز يأخذ الأمور على محمل الجدية

Masumsan, Onurlu bir Hristiyan olarak öleceksin.
أن كنت بريئة، ستسقطين بسفح الموت المسيحي الشريف