"الشكولاته" - Translation from Arabic to Turkish

    • çikolata
        
    • çikolatalı
        
    • çikolataya
        
    • çikolatayla
        
    • - Çikolata
        
    • Çikolatadan
        
    Ben "haydi" dediğim zaman herkes bir tane giysin. Kazanana çikolata vereceğim. Afedersiniz. Open Subtitles الجميع يرتدى واحدآ عندما اقول اذهبوا و الفائز يحصل على الشكولاته معذرة
    Bir sürü çikolata veriyor! Open Subtitles انه يذاع بالراديو، ولسوف يوزع حمولات كبيرة من الشكولاته مجانا
    çikolata, evet. Ama, bu sadece başlangıç! Open Subtitles الشكولاته، نعم، الشكولاته تلك فقط هي البداية
    Bizim çikolatalı pasta örneğinde gördüğümüz , Normalüstü bir uyarandır ve bizim tasarım bağlantılarımızı büker. TED ومانراه هنا ، لنقل ، كيكة الشكولاته أنها جاذب فوق الطبيعي ليعدل تصميم خريطتنا الذهنية
    umarım çikolatalı naneli mısır gevreği... brick, napıyorsun? Open Subtitles أرجو أنك تحب رقائق الشكولاته.. بريك،ماذا تفعل؟ صديقك بجانبك.
    Güzel bir çikolata parçası. Çok lezzetli ha ne dersin? Open Subtitles قطع لذيذة من الشكولاته, اجل, انظر اليها, انظر اليها
    Önce bir çikolata al. Herhangi biri olur. Open Subtitles أولاً أنت في حانة الشكولاته أي حانه تعمله
    Aromalı çikolata, kurabiye ve krema, çikolata, ceviz ve kaptanın favorisi balkabağı. Open Subtitles بالكعك ، والكريم ، الشكولاته ، كلها بزبدة الفستق والمفضلة عند الكابتن بطعم اليقطين يقطين
    Güzel bir tişörtün üstüne çikolata dökmek istemem. Open Subtitles لا أريد ان اتسخ ببكريمة الشكولاته على قميصا اجمل
    Harika olur. Sıcak çikolata içer, film izleriz. Open Subtitles سيكون رائعاً سنشرب الشكولاته الحارة ونشاهد فيلماً
    Tıpkı kazadan önce çikolata sevmemin şimdi de sevmemi gerektirmediği gibi. Open Subtitles انه مثل, لاني فقط احب الشكولاته قبل الحادث لايعني ذالك انني لا زالت احبها
    çikolata? Çikolatadan anlayan erkekleri severim. Tam karşında. Open Subtitles شيكولاته؟ أحب الرجل ذو الذوق الرفيع في الشكولاته.
    Sonra jelibon ayıcıklar ve çikolata parçaları, ...ekliyorlar, sonra yeniden dövüyorlar. Open Subtitles ثم يضيفون دببه مصمغة رقائق الشكولاته ويضربونها مرة اخرى
    Bacağıma sıcak çikolata dökmüştüm. Open Subtitles سكبتُ بعضاً من الشكولاته الساخنة على ساقي.
    Mahsuru yoksa , çikolata fabrikasını tercih etmek isterim. Open Subtitles إن لم يكن لديك مانع أفضلها في مصنع الشكولاته
    Hepinize çikolatalı kurabiye aldım. Fırından yeni çıkmış sıcak. Open Subtitles إبتعت للجميع رقائق الشكولاته دافئه مستخرجه للتو من فرن الكافتريا
    İki köfteli burger büyük tabak kızartma ve çikolatalı milkshake. Open Subtitles سندوتشان لحمه وبطاطس بالحجم العائلي ومخفوق الشكولاته
    Her pazar, Daisy'nin bana ünlü çikolatalı turtalarından getirmesini istiyorum. Open Subtitles في كل يوم أحد أريد من ديزي أن تجلب لي من فطائر الشكولاته
    Bana çikolatalı süt getir. Open Subtitles اريد منك ان تحضر لى كوب من حليب الشكولاته حسنا , كوب كبير
    Zack, çikolataya bu şekilde tepki verdiği için evimizden uzak tutmaya çalışıyoruz. Open Subtitles نحن نحاول أن نبقى الشكولاته خارج المنزل .. لأن هذا يجعل زاك متحمس .
    Bana ilaç verdi. Ya içkiyle ya da çikolatayla. Open Subtitles لقد دسَ مخدرات في الشراب وفي الشكولاته
    - çikolata yiyen küçük bir kız mıyım ben? Open Subtitles هل أنا طفلة صغيرة لأكل الشكولاته ؟
    Bir kutu Çikolatadan daha iyi iş görür. Open Subtitles يجب أن تجدي نفعاً أكثر من إرسال الشكولاته لها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more