"الشمسية التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • güneş
        
    Bu şekli yapma ihtimali olan tek şey, yılın on ayında, ...saatte 480 km hızla Mars yüzeyine çarpan, güneş fırtınalarıdır. Open Subtitles النحاتون الوحيد لهذا العمل هم الرياح الشمسية التي تهب على سطح المريخ بسرعة 300 ميل بالساعة و لمدة 10 أشهر بالسنة
    -Evet. Kaybetmemeyi başardığım son güneş gözlüğüme de el koydu. Open Subtitles نعم.أيضا أخذ الزوج الأخير من النظارات الشمسية التي أدرت أن لا تفقد
    Uzayda gördüğümüz tüm bu güneş sistemlerinin hiçbiri kesinlikle bizim güneş sistemimize hiç benzemiyor. Open Subtitles جميع هذه الأنظمة الشمسية التي نراها في الفضاء الخارجي نجد أنها لا تشبه نظامنا الشمسي مطلقًا
    Kalbinizin atmasının sebebi, bazı bitkilerin sizin için işlediği güneş enerjisini kullanması. Vücudunuz ise tamamen bir takım bitkilerin sizin için işlediği karbon dioksitten meydana geliyor. TED إن قلبك ينبض باستخدام الطاقة الشمسية التي قامت بعض النباتات بتصنيعها لك، والأشياء التي يتكون منها جسمك مصنوعة من ثاني أكسيد الكربون الذي قامت بعض النباتات بتصنيعه لك.
    Yüksek verim için uğraşıyorum, yani boyutta genişleyen malzemeler geliştiriyorum ya da elektrik üretmek için renklerin özelliklerini kullanan güneş panelleri ile çalışıyorum. TED أسعى لتحقيق الكفاءة القصوى، معنى ذلك أني أطور المواد التي تتزايد في الحجم أو تعمل مع الخلايا الشمسية التي تستخدم خصائص الألوان لتوليد الكهرباء.
    Ürettimiz güneş enerjisi mıktarının her iki yılda bir düzenli bir şekilde ikiye katlandığını gösteriyor. Özellikle şimdi güneş panellerine nanoteknolojiyi, bir çeşit bilişim teknolojisini, uyguluyorken. TED هذا يمثل مضاعفة سلسة كل عامين، لكمية الطاقة الشمسية التي ننتجها خصوصا الآن مع تطبيقاتنا لتكنولوجيا النانو نوع من تقنية المعلومات، للألواح الشمسية
    Hemen geriye gelirsek bu başta dışarıya zıpladığımız radyosfer. Bunlar eski gezegenlerin son kayda geçirdiğimiz pozisyonları. Ve buradaki güneş doğal olarak gibim kendi güneş sistemimizle. TED نعود بسرعة، نرى هنا المجال الإشعاعي الذي قفزنا منه في البداية. ولكن هذه مواضع، أحدث مواضع لكواكب خارج المجموعة الشمسية التي رسمناها على الخريطة. وهنا شمسنا بالطبع مع نظامنا الشمسي.
    Ve kısaca, meydan okuduğumuz şey iki süreç ile yönlenen bir gezegende yaşamaya ilişkin faydaların artırılırken, zararların da azaltılması, iki tip enerji, birisi güneş, ki bu rüzgarları, dalgaları, bulutları, fırtınaları ve fotosentezi yönlendirir. TED وفي الأساس, تحدينا هو رفع الفوائد لأعلى حد وتقليل المخاطر بالعيش على كوكب تقوده عمليتان فقط مصدران للطاقة أحداهما الشمسية التي تحرك الرياح والأمواج والسحب والعواصف والتركيب الضوئي
    Bu kadranı çevirdiğim anda ortaya çıkacak patlama bütün şehri yok eder ve şu insanların bazen taktığı BluBlocker güneş gözlüğü satan adam bile paçayı kurtaramaz. Open Subtitles لو قمت بتشغيله ، فسيدمر الانفجار الناتج المدينة بأقسامها الثلاثة بما في هذا الرجل الذي يبيع النظارات الشمسية التي يضعها الناس أحياناً
    Keşfin anıtsal doğasına rağmen bu ve gelecekte keşfedilecek tüm güneş dışı gezegen adları Yunan veya Roma tanrılarının isimleri olmayacak. Open Subtitles على الرغم من ضخامة الاكتشاف هذا ، شأنه كشأن الكواكب خارج المجموعة الشمسية التي اكتشفت بعد ذلك لن تسمى باسم أحد آلهة الرومان أو الإغريق
    Jeomanyetik güneş fırtınası ile ilgili son gelişmeler ile karşınızdayız. Open Subtitles "العاصفة الشمسية التي أصابت أمتنا بالذعر"
    Şarj, karşılaştığımız mühendislik sorunlarının en büyüklerindendi çünkü ağaçların tepelerinin altında telefon şarj etmek yada bir şekilde güneş enerjisinden yararlanmak hala çözülmemiş bir sorun. Bu gördüğünüz eşsiz güneş enerjisi paneli de yine endüstriyel bir işlemin geri dönüştürülmüş yan ürünleriyle yapıldı. TED يعد تشغيلها واحدة من أكبر التحديات الهندسية التي علينا التعامل معها، لأن تشغيل الهاتف الخليوي تحت مظلة شجرة، وأي نوع من الطاقة الشمسية تحت مظلة شجرة، تعد مشكلة لم تحل بعد، وهذا تصميم فريد للوحة للطاقة الشمسية التي تروها هنا، وهي في الواقع مبنية أيضُا من إعادة تدوير لمنتجات عملية صناعية.
    Buna ek olarak, bütün ışık üzerinde polarizör kullandık -- yoldaki parıldamayı önleyen güneş gözlükleri gibi polarize edildi, polarizatörler deriden yansıyan parlamaları engelleyebilir, bu yüzden bu yolu izlemek için yansıtıcıları kullanmadık. TED إضافة لذلك، لقد إستخدمنا مستقطبات لكل الأضواء -- بالضبط مثل إستقطاب النظارة الشمسية التي يمكن أن تصد مرأى ومسمع الطريق، يمكن للمستقطبات أن تصد اللمعان الخارج من البشرة، بحيث لا نواجه كل تلك الإنعكاسات البراقة لنأخذ هذه الخارطة.
    İsmi "Bloom" ve yüzeyi tamamen termo bimetalden yapılmış, bu markizin amacı 2 şey yapması. Bir, bu bir güneş gölgeleme cihazı yani güneş yüzeye vurduğu zaman geçen güneş ışığı miktarını kısıtlar, diğeri ise, bu bir havalandırma sistemidir, altında hapsedilmiş sıcak hava hareket edebilir ve gerektiğinde dışarı çıkabilir. TED وهو مسمى " Bloom" وسطحه مصمم بشكل كامل من قطعة حرارية ثنائية المعدن و الغرض منها صناعة هذه القبة التي تقوم بشيئين اثنين. أولاهما مظلة شمسية تعمل على تقليص كمية الأشعة الشمسية التي تمر إلى الداخل، ومن جهة أخرى، فهي تعمل كنظام للتهوية، حيث أن الهواء الساخن بالداخل يستطيع التحرك و الخروج إذا تطلب الأمر.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more