Tek istediğin, sahip olamadığın tek şeydi. | Open Subtitles | وكُلّ أردتَ كَانَ الشيءَ الواحد بأنّك لَمْ يَكنْ ممكناً أَنْ تَأخُذَ. |
Çünkü bu senin sevişmene en yakın şeydi. | Open Subtitles | لأنه كَانَ الشيءَ الأقربَ أنت يُمْكِنُ أَنْ تَصلَ إلى تُصبحُ وَضعتَ. |
Doğru olanı yapman her zaman doğru değil. | Open Subtitles | عَمَل الشّيء الصّحيح لَيسَ دائماً الشيءَ الصحيحَ. |
Doğru olanı yaptın. | Open Subtitles | هو كَانَ الشيءَ الصحيحَ ليَعمَلُ. |
Mesele şu ki... evi terk ettik... ama seni temin ederim, çok Önemli olgun bir sebep içindi. | Open Subtitles | هذا الشيءَ انة تَركنَا المَنْزِلَ لَكنِّي أُطمأنُك، انة كَانَ لسبب مهم جداً |
Ama olay şu ki, sırada arkasında bekleyen 20 kişi var. | Open Subtitles | الشيءَ المهم،أننا وجدنا 20 شخصا يريدونها. |
Enfes bir yemekten daha güzel olan şey nedir? | Open Subtitles | الذي مراهنُ الشيءَ الواحد مِنْ وجبةِ طعام رائعةِ؟ |
Garip olan şey, o şey her neydiyse, sadece canlı dokuyu hedeflemiş gibi görünüyor, çünkü geri kalan herşey burada. | Open Subtitles | الشيءَ الغريب هو ، أنه مهما كَانَ ذلك ، يَبْدو أَنْه كان موجَّهُ للخلايا الحيّه ، لأن كُلّ شيء آخر تٌرك |
Buradaki en Önemli şey, buradan tek bir kelimenin bile çıkmamasıdır. | Open Subtitles | إنّ الشيءَ الأكثر أهميةً أَنْ لا يَتْركُ كلمةَ هذه تُصبحُ خارج. |
Bilmeni isterim ki, seni;düğün gününde terketmek. Yapmak istediğim, en son şeydi. | Open Subtitles | رجاءً إعرفْ الذي يَتْركُك في يومِ زفافكَ كَانَ الشيءَ الأخيرَ أُردتُ أَنْ أعْمَلُ. |
Şimdiye dek yaptığım en zor şeydi. | Open Subtitles | لقد كَانَ الشيءَ الأصعب الذي أواجهه. |
Şimdiye kadar yaptığım en zor şeydi derken bunu kastetmiştim. | Open Subtitles | تَرْكها كَانتْ الشيءَ الأصعب عندي. |
Jackie, eminim Hyde doğru olanı yapacaktır. | Open Subtitles | جاكي، أَنا hyde متأكّد يَعمَلُ الشيءَ الصحيحَ. |
Ve bazen, yanlış olanı yanlış yaptığını bilmeden yaparsın. | Open Subtitles | وأحياناً أنت تَعمَلُ الشيء الخاطئ... قبل ان تعرف بأنك تفعلُ الشيءَ الخاطئَ. |
Olan şu ki, tanıştığımız ilk gün daha.. | Open Subtitles | إنّ الشيءَ منه أعرف بأنك كنت ستتركني |
Ama gerçekten Önemli olan şey çoktan gitmişti. | Open Subtitles | لكنّ الشيءَ الذي كان مهمّاً فعلاً كان قد ذهب فعلاً |
Ama Önemli olan şey, bunun iki insan arasında bir bağ olması. | Open Subtitles | لكن الشيءَ المهمَ هو العلاقة بين شخصين |
Bir iki kişiye çarparsın ama Önemli olan, kızı arabaya... | Open Subtitles | إنّ الشيءَ الرئيسيَ تَحْصلُ على البنتِ. ذلك هو المهم. |