"الشيء الصحيح الذي" - Translation from Arabic to Turkish

    • doğru şey
        
    • doğru şeyi
        
    • Doğrusu da
        
    • doğrusu bu
        
    • doğru şeyin
        
    Ancak bildiğimiz gibi yapılacak en doğru şey genellikle en kolayı değildir. TED مع ذلك، وكما نعرفُ، الشيء الصحيح الذي نقوم به ليس في الغالب هو الشيء السهل.
    Kesinlikle yapılacak en doğru şey bu olur. Open Subtitles هذا هو بالتأكيد الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله.
    doğru şeyi yapıyor olurdun. Bu onu şimdilik durdurur. Open Subtitles هذا الشيء الصحيح الذي يوقفه في الوقت الحاضر
    Sadece yapmam gereken doğru şeyi anlamam lazımdı. Open Subtitles أنا فقط أحتجتُ الوقت لأفهم الشيء الصحيح الذي يجبُ فعله
    Doğrusu da bu olurdu ama hayır demenizden endişe etmiştim. Open Subtitles وربما كان هذا الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله لكن كنت أشعر بالقلق من انك قد تقولين لا
    O zaman için bana doğrusu bu gibi gelmişti. Open Subtitles لقد بدت في ذلك الوقت على أنها الشيء الصحيح الذي يجب فعله
    Ve doğru şeyin bu olduğunu düşünüyorsan düşüncene güvenim tam. Open Subtitles و أنا أثق بحكمك إن كنت تظن أن هذا هو الشيء الصحيح الذي يجب فعله
    Blair ve ben ayrıldık, ve bunun, yapılacak en doğru şey olduğunu biliyorum. Open Subtitles بلير وانا انفصلنا واعلم انه الشيء الصحيح الذي فعلته
    Biliyorum, ama bana yapılacak en doğru şey gibi geliyor. Open Subtitles إنها خطوة كبيرة يا مايك أعرف, و لكنها تشعرني أن هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله
    Yani bence yapılacak en doğru şey ailesinin niyetimi bildirmek, değil mi? Open Subtitles نعم, لذا أشعر هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله هل أُعلم والديها بما أنوي, صحيح؟
    Bunun yapılacak en doğru şey olduğundan nasıl emin olabilirim? Open Subtitles وكيف يمكنني أن أكون متأكداً إنّه الشيء الصحيح الذي يجب فعله؟
    Hayır, bence yapılacak doğru şey. Open Subtitles لا, أعتقد أنها الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله
    Artık birlikte yaşadığımıza göre, yapılacak doğru şey bu. Open Subtitles بما أننا سنعيش مع بعض الآن هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي فعله
    Şuan görmüyor olabilirsin ama doğru şeyi yaptım! Open Subtitles هذا الشيء الصحيح الذي يجب فعله سواء فهمت ام لم تفهم
    Daha iyi hissetmen için sana söylenecek en doğru şeyi düşünüyordum ama biliyorum ki bu şekilde işe yaramayacak. Open Subtitles لقد كنتُ أحاول أن أفكّر في الشيء الصحيح الذي أقول لكِ لأجعلك تشعرين بشعور أفضل
    Tabii olsa fena olmazdı, doğru şeyi yapmaya çalışırdık ama yıllardır şunu anlatmaya çalışıyoruz; çeşitlilik, yeniliği ve müşteri içgörüsünü besliyor. TED أعني، أنه شيء جيد أن يكون لديك، الشيء الصحيح الذي ينبغي القيام به، ولكن لعقود، كنا نحاول لجعل القضية أن التنوع يغذي الابتكار وبصيرة العملاء.
    Doğrusu da bu olurdu ama hayır demenizden endişe etmiştim. Open Subtitles وربما كان هذا الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله لكن كنت أشعر بالقلق من انك قد تقولين لا
    Dur, en Doğrusu da bu. Open Subtitles الانتظار، وهذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله.
    Zaten en doğrusu bu. Gerçekten. Open Subtitles يبدو أن هذا هو الشيء الصحيح الذي يجب أن نفعله في الحقيقة.
    İçim parçalanıyor, ama doğrusu bu. Open Subtitles ينكسر قلبي، ولكن هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي فعله
    Yapılacak doğru şeyin bu olduğundan emin misin? Open Subtitles أمتأكدة من أن هذا هو الشيء الصحيح الذي ينبغي عمله؟
    Yapılacak en doğru şeyin ne olduğunu bilmiyorum. Open Subtitles أنا فقط لا أعرف ما الشيء الصحيح الذي يجب القيام به هو.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more