Komik olan şu ki, bunu ilk aldıklarında da beğenmemiştim. | Open Subtitles | الشيء المضحك بخصوص هذه أني لم أحبها أول مرة حتى |
Kader hakkındaki Komik olan şey ondan asla kaçamayacak olman. | Open Subtitles | الشيء المضحك بشأن القدر أنّ المرء لا يستطيع الهرب منه |
Komik olan, işe yaramazın tekiydim. Şimdi "Godfather" oldum. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو أنني كنت تافهاً والآن أنا العراب. |
Tüm bu işin en Komik tarafı senin ne kadar iyi olduğunu bilmemeleri. | Open Subtitles | الشيء المضحك حيال الأمر هو.. لا أحد يعلم مقدار براعتك.. |
Ama Tuhaf olan şu ki, tek istediğim seni mutlu etmek. | Open Subtitles | و الشيء المضحك هو أن كل ما أردت القيام به هو أن أجعلك سعيدة |
garip olan ne biliyor musun, saç ektireceğim aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو، لم افكر ابدا أن أكون ذلك النوع من الرجل للحصول على المقابس. |
İşin komik yanı ise, 20 yıldır nükleer reaktörlerin çevresindeyim ve bir kez bile ayvayı yemedim. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو، عشرون عاماً قضيتها حول المفاعلات النووية، لم أُحرق قط، ولا لمرة واحدة |
Komik olan, cümle kurmayı öğrenip ve konuşmaya başladığımızda ne söyleceğimizi bilmek daha zor hale gelir. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو عندما نكبر فإننا نتعلم كلمات ونبدأ بالتحدث الصعب هو معرفة ماستقوله |
Senle Brian hakkında Komik olan ne biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرفين ما هو الشيء المضحك بشأنك أنت و برايان ؟ |
Komik olan şu ki bu sabah saldırıya uğradım. Bak, bak. | Open Subtitles | إن الشيء المضحك في هذا هو أنني قد تعرضت للسرقة هذا الصباح |
Komik olan ise, seni hizaya getiren şey kalp pili ile ilgili söylediklerim değildi. | Open Subtitles | الشيء المضحك في أن نخبرك حول منظّم القلب |
Komik olan şu ki üç ay önce Marie Antoinette'in kim olduğunu sorsan muhtemelen okuldaki Fransız öğrenci olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو إن سألتني من تكون ماري آنتوينت قبل حوالي ثلاث شهر |
Komik olan ise, en çok istediğin senin olmuyor | Open Subtitles | الشيء المضحك هو كانت هناك واحدة لا أستطيع الحصول عليها |
Kader hakkındaki Komik olan şey ondan asla kaçamayacak olman. | Open Subtitles | لم أفعل شيئاً الشيء المضحك بشأن القدر أن المرء لا يستطيع الهرب منه |
Komik olan, birilerinin ne olursa olsun hayatta kalacağı | Open Subtitles | أوَتعلم، الشيء المضحك هو غداً، إذا سائت الأمور سوف يَصلبونا بِكوننا متهوّرين |
Komik olan ise: | Open Subtitles | حسنـــاً, الشيء المضحك هو ألا تعتقد أن الشخص الجيد سيذهب |
Baskı ile ilgili Komik olan şey senin yüzünden hapis yatmam. | Open Subtitles | أتعرف الشيء المضحك بخصوص الضغوط دخلت السجنّ بسببك |
Asıl Komik olan, insanlar bunlara "gece denizinin ışıkları" diyor. | Open Subtitles | الشيء المضحك بأن الناس تُسميّ هذا أضواء البحر الليلية |
Tüm bu işin en Komik tarafı senin ne kadar iyi olduğunu bilmemeleri. | Open Subtitles | الشيء المضحك حيال الأمر هو.. لا أحد يعلم مقدار براعتك.. |
Tuhaf olan ise, adamın üstünde sadece don vardı. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو،أن الرجل كان يرتدي ملابس داخلية فقط |
İtibar ile ilgili garip olan şu ki herkes benim kalp kıran biri olduğumu düşünüyor ama işin gerçeği önce sen benimkini kırdın. | Open Subtitles | حسنا , هذا هو الشيء المضحك عن السمعة الجميع يعتقد بأنني أكبر محطم للقلوب و لكن بالحقيقة |
İşin komik yanı ne biliyor musun? | Open Subtitles | اتعرف ما الشيء المضحك |
Tuhaf olansa, yüzü dışında başka bir yerinde akım izi olmaması. | Open Subtitles | الشيء المضحك هو أنه لم يكن هناك إشارة للبرق باستثناء وجهها. |