"الشيء الوحيد المهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • önemli olan tek şey
        
    • en önemli şey
        
    • Tek önemli şey
        
    • en önemli şeyin
        
    • tek önemli olan
        
    Artık önemi yok. önemli olan tek şey sen ve ben. Open Subtitles هذا لايهم بعد الآن الشيء الوحيد المهم هو أنا وأنتي
    Çünkü önemli olan tek şey Rory'nin harika bir okula başladığı. Open Subtitles لأن الشيء الوحيد المهم هو دخول روري لتلك المدرسة العظيمة
    Organik Tarlalarda Gönüllü bak, önemli olan tek şey seni geri almaları. Open Subtitles أستمع, الشيء الوحيد المهم هذا ما سيُعيدك مرة اخرى.
    Hayatımdaki en önemli şey ve sen anlamıyorsun, Kathy! Open Subtitles الشيء الوحيد المهم لي في كل حياتي و أنت لا تفهمين كاثي
    Tek önemli şey, onun ölmüş olması. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو أنه قد مات
    Çünkü ben sadece, en önemli şeyin oyun olduğunu sanıyordum. Open Subtitles هذالأننيظننتُ.. أنَّ المسرحية هي الشيء الوحيد المهم
    tek önemli olan, yeni Finans Müdürü'nün Daniel Meade'den nefret etmesi. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو ان الرئيس المالي الجديد يحتقر دانيال
    önemli olan tek şey bunu bir saldırı olarak yaşayıp yaşamamam. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو ما إذا كنتُ أراه اعتداءً واحدًا أم لا
    Evet, harika görüyordu, fakat yapıyor. önemli olan tek şey. Open Subtitles أجل، الحلم شيء رائع لكن "الفعل" هو الشيء الوحيد المهم.
    Bu önemli olan tek şey. Open Subtitles كيف لذلك أن يهم إن كنتما ميتين؟ هذا الشيء الوحيد المهم.
    Ama, Sophie, önemli olan tek şey senin neye inandığındır. Open Subtitles ولكن يا "صوفي" الشيء الوحيد المهم هنا هو ما تؤمنين به
    önemli olan tek şey birbirimize sahip olmamız. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم أننا مع بعض
    Bunun önemli olan tek şey olduğunu biliyorsun. Open Subtitles وأنت تعلم أنه الشيء الوحيد المهم
    önemli olan tek şey buradan gitmemiz. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو أن نخرج من هنا
    önemli olan tek şey, kariyerinizin geri kalanıyla aranızdaki tek engel rastgele bir şehrin rastgele bir otelinde size rastgele sorular soran rastgele bir sınav görevlisiyle geçireceğiniz bir sınav. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم... الشيء الوحيد بينك وبين ماتبقى من حياتك المهنية اختبار...
    Benim için önemli olan tek şey bu. Open Subtitles هذا الشيء الوحيد المهم بالنسبة لي
    Her zaman "güven"in bir ilişkide ... en önemli şey olduğuna inanırdım. Open Subtitles دائماً أومن إن الثقة هي الشيء الوحيد المهم في العلاقة
    Bu çılgın dünyadaki en önemli şey ailedir. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم في هذا العالم المجنون هو العائلة
    Biliyorum, senin için en önemli şey şimdi bu. Open Subtitles اعلم انه الشيء الوحيد المهم عندك الآن
    Senin için Tek önemli şey kazandı. Open Subtitles الشيء الوحيد المهم هو العظيم الأسود
    Dinle, ben bu hayattaki en önemli şeyin hayatımdaki insanlar... olduğunu öğrenmemi sağlayan bir iş kaybettim... Open Subtitles عملت وفقدت ووظائف كافية لمعرفة أن الشيء الوحيد المهم في هذه الحياة هو الناس فيها وأنا أريدك...
    Eğer ne yaptığımıza gelirsek benim için tek önemli olan bu ortaklık yani sen gidersen ben de giderim. Open Subtitles عندما يصل الأمر لعملنا الشيء الوحيد المهم لي هو شراكتنا فإذا ذهبت أذهب أنا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more