"الصالة" - Translation from Arabic to Turkish

    • salonunda
        
    • salonuna
        
    • salonu
        
    • salonda
        
    • koridorun
        
    • salonunun
        
    • salonundan
        
    • salonun
        
    • salona
        
    • Koridorda
        
    • salonunu
        
    • salondan
        
    • Salon
        
    • holün
        
    • odasında
        
    Gel buraya. Spor salonunda terlemiş bir herif gibi kokuyorsun ve umrumda değil. Open Subtitles تعالي تنبعث منك رائحة شاب مُتعرّق في الصالة الرياضية ، لكن لا يهم
    Kapısında 2 polis belirdiğinde spor salonunda acil bir durum oluyor. Open Subtitles حالة طارئة فى الصالة الرياضية فقط عندما ظهر شرطيان امام منزله.
    Sonra doğruca 3 saatliğine spor salonuna gidip, yabancılarla dakikalarca göz kontağı kuracağız. Open Subtitles ومن ثم مباشرة إلى الصالة الرياضية لـ تمارين القرفصاء واتصال بالعين مع الغرباء
    Plan, benim eşyaları yok etmem ve... - ...çantayı spor salonuna zulalamamdı. Open Subtitles اقتضت الخطة أن أختفي مع العتاد ثمّ أخبّئ الحقيبة في الصالة الرياضيّة.
    Laboratuvarının aşağısında kocaman, pahalı bir spor salonu yok mu? Open Subtitles بدلا من الصالة الرياضية كبيرة وجميلة وباهظة الثمن أسفل المختبرِ؟
    Ne, sen bana salonda saatler geçireceğini ter dökeceğini ve mızmızlanmayacağını mı söylüyorsun? Open Subtitles ماذا, تريد أخباريّ أنك ستقضي ساعات في الصالة الرياضية تتدرب بقوة وتنسى الراحة؟
    Bayan Paradine'in odası Albay'ın odasını geçince koridorun karşısında, doğru mu? Open Subtitles وكانت غرفة السيدة بارادين تقع عبر الصالة مباشرة من غرفة الكولونيل, أهذا صحيح ؟
    Spor salonunun yanına hayatın boyunca hiç yaklaşmadığını düşünecek olursak inandığına bahse girerim. Open Subtitles حسناً , بما أنكَ لم تدخل الصالة الرياضية من قبل . سأراهن أنها صدقتك
    Peki cinayetin işlendiği saatte onu spor salonundan ayrılırken gören spor hocası? Open Subtitles ماذا عن المُدرّب الذي رآه يُغادر الصالة الرياضيّة في وقت وُقوع الجريمة؟
    Jimnastik salonunda buluşacaktık. Kaçtığını söylediler. Her şey yolunda mı? Open Subtitles من المفروض أن نتقابل في الصالة الرياضية لقد قالوا بأنك ذهبت هل كل شئ بخير؟
    Spor salonunda bu sabah düşmüş. Open Subtitles إنهار في الصالة الرياضية بالمنطقة الوسطى هذا الصباح
    Koğuşta, spor salonunda, bahçe de ya da kantinde olmaz en azından. Open Subtitles على الأقل ليسَ في الجناح ولا في الصالة الرياضية ولا في الساحة ولا في المَقصف
    Emniyet Müdürlüğü yakınındaki spor salonuna giden bir arkadaşım var. Open Subtitles لدي صديق يعمل في الصالة الرياضية بالقرب من مكان للعاهرات
    Her akşam tam sekizde bu bilardo salonuna gelir. Open Subtitles إنه يأتي الي هذه الصالة كل ليلة الساعة الثامنة تماماً.
    Düşünüyordum da, sonrasında beraber... Spor salonuna gideriz. Open Subtitles كنت أفكر أن نذهب أنا و أنت إلى الصالة الرياضية.
    Spor salonu, bu binanın ana destek sütunlarının hemen yanındadır. Open Subtitles تتواجد الصالة الرياضية مُباشرةً بجانب أعمدة الدعم الرئيسية لذلك المبنى
    Bir bisikleti vardı ve Columbia Spor salonu'na gitti. Open Subtitles وكان لديه دراجة وذهب الى الصالة الرياضية كولومبيا.
    Amcanız gitmak istiyor. Kendisi, sizi salonda bekliyor. Open Subtitles عمك يريد الرحيل الآن هو بانتظارك في الصالة
    - koridorun sonundaki ziyaretçi odasında bir telefon var. Open Subtitles هناك هاتف فى غرفة الزوار فى نهاية الصالة
    Sanki egzersiz salonunun arkasında sigara içtiğimizi hatırlamıyorsun. Open Subtitles كأنّك لا تذكر أوقاتنا جميعا وراء الصالة الرياضية للتدخين
    Giriş salonundan geçer, bu sırada Matmazel Carroll onu üst balkondan izlemektedir. Open Subtitles وتقوم بعبور الصالة, فى حين تراقبها السيدة كارول من أعلى,
    O salonun akustiği berbattı. Open Subtitles حسناً , انا لاأريد العمل تحت كل تلك الشروط هندسة الصوت بتلك الصالة شنيعة
    Her zamanki gibi evden çıkarım ama bu sefer salona giderim. Open Subtitles سأترك المنزل كالمعتاد, لكن في هذه المرة, سأكون في الصالة الرياضية.
    Avcılar bizi Koridorda samimi halde görüyor. Open Subtitles عندما ترانا المبيدة في الصالة معاً، غباء كالصوص.
    Diyordum ki sen ve ben bu akşam spor salonunu gitsek. Open Subtitles كنت أفكر أن نذهب أنا و أنت إلى الصالة الرياضية. الليلة
    Tehlike; ya yumruk at, ya da bu salondan defol. Open Subtitles الكم لكمة واحدة يا دانجر واخرج فوراً من هذه الصالة
    Böyle gelmeye devam ederseniz Salon ücreti ödemek zorunda kalacaksınız. Open Subtitles إذا واصلتم القدوم إلى هنا سيتوجب عليكم دفع رسوم الصالة.
    Lobide dört ajan, holün her iki tarafında da iki ajan istiyorum. Open Subtitles أريد 4 عملاء في الممر واثنين على جانبي الصالة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more