"الصباح أنا" - Translation from Arabic to Turkish

    • sabah
        
    sabah uyanıyorum, bebeğimi öpüyorum ve güzeller güzeli karımı öpüyorum. Open Subtitles استيقظ في الصباح أنا اقبل طفلي وأنا اقبل زوجتي الجميلة
    Bu sabah sen telefon edince, polisiye öyküler yazdığını ve daha önceki gelişinde tanıştığımızı söyledim ona. Open Subtitles ، عندما أتصلت هذا الصباح أنا قلت ببساطة أنك تؤلف قصص عن الجرائم وقابلتك مرة عندما كنت هنا من قبل
    Tam bir felakettim... ve şimdi, bu adam sayesinde... bu sabah milyonların önündeyim... ve milyonlarca insanın. Open Subtitles لقد كنتُ كارثة. والآن بفضل هذا الرجل، هذا الصباح أنا بالتلفاز أمام ملايين الملايين من الناس.
    Ama cidden bu sabah dediklerin... Open Subtitles أعني, ولكن بصراحة ماكنت تقوله هذا الصباح,أنا
    Ve bu sabah mahkemede öldürdüğü iki memuru saymıyorum. Bu adamı hatırlıyorum. Open Subtitles وهذا بالإضافة إلى ضابطي المحكمة اللذان قتلهم هذا الصباح أنا أتذكر هذا الشخص
    Çünkü bu sabah Annabeth'i Memory Matron yapmak istediğini bilmiyordum. Open Subtitles نعم، حَسناً، هذا الصباح أنا لَم أعرف بأنها كَانت تفكر بجعل آنابيث مشرفة للذاكرة
    sabah geliyor, ertelemeyeceğim. Open Subtitles حسناً، إنهُ قادمٌ في الصباح أنا لن أتخلص منهُ
    sabah bana rapor verirsin eminim simdi kraninin yaninda olmak istiyosundur. Open Subtitles تستطيع أن تعطيني تقريراً شاملاً في الصباح أنا متأكد الآن إنك تريد أن تكون مع زوجتك
    - Peki, sabah görüşürüz. Open Subtitles حسناً, أراكم جميعاً في الصباح. أنا أيضاً.
    Bu sabah köyde olanlar hakkında konuşacaksan, sana söylemedim çünkü olaylar hala çok taze ve sinirler gergin. Open Subtitles إذا كان هذا بشأن القرية هذا الصباح أنا لم أطلب منك القدوم لأن الأمور لا تزال متوترة هناك
    Bu sabah, "öldüm öldüm dirildim" dediğimi hatırlıyor musun? Open Subtitles تتذكر هذا الصباح أنا قلت أنا كنت فى الجحيم وعدت؟
    Ve bu sabah eve döndüğümde düşündüm ki işe gitti. Open Subtitles وبعد ذلك عندما جئت المنزل هذا الصباح أنا فقط أحسب انه في العمل
    - Evet, oldu ama bilirsin sadece sabah rahatsızlıkları, eminim. Open Subtitles نعم, لكنك تعلم ذلك... ذلك فقط أمراض الصباح, أنا متأكدة
    Bunu sabah hallederim. Ben yatmaya gidiyorum. Open Subtitles سأنهي العمل في الصباح أنا ذاهبة إلى فراشي
    Ya da belki bu sabah bilmiyorum. Open Subtitles أو ربما في وقتٍ ما هذا الصباح, أنا لا أدري
    sabah burada olmazsan, anlayışla karşılarım. Open Subtitles إذا لم تكن هنا في الصباح أنا سأتفهم ذلك
    - Bu sabah hakimle konuştum. - Ben temyizden falan söz etmiyorum. Open Subtitles -لقد تحدثت إلى القاضي هذا الصباح أنا لا أتحدث عن القضية-
    Yarın sabah, haklarımızı sağlama almak için Fransa'ya gideceğim, ve seni bu küçük isyanı bastırman için burada bırakıyorum. Open Subtitles ... في الصباح أنا مغادر لفرنسا لألح على حقوقنا هناك وأتركك هنا لتخمد هذا التمرد الصغير
    Bu sabah sadece iki mil koştum. O'Malley ve ben altı bile yapabilirdik. Open Subtitles ركضت فقط ميلين هذا الصباح أنا و (أومالي) نركض ستّة نحن نشجّع بعضنا.
    sabah çok erkendi kimsenin beni duyacağını sanmıyordum. Open Subtitles لقد كان مبكراً جدا في الصباح, أنا... لم أتوقع أن يسمعني أحد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more