"الصبح" - Translation from Arabic to Turkish

    • Sabah
        
    • Sabahtan
        
    - Hey. Cinayet mahallinde ki halin neydi bu Sabah? Open Subtitles عن ماذا كنت تتحدث هذا الصبح في مسرح الجريمة ؟
    Artık Sabah kalktığımda düşüneceğim: diğeri için, bir köpek, kedi, hayvan ya da böcek dahi olsa, diğeri için ne yapabilirim? TED سوف انهض في الصبح وأفكر ماذا يمكنني ان أفعل لشخص واحد اخر, حتى لكلب, كلبي أو قطتي. حيواني الأليف, فراشتي .
    Altı yıldır üzerime ateş açılmadı. Bu Sabah, altı yılın ardından, bir savaş uçağından üzerime ateş açıldığı bir kabusla uyandım. TED لم تُطلق النار علي منذ ست سنوات، لكن أيقظني فزعًا هذا الصبح كابوس رأيت فيه طائرة تهاجمني، بعد ست سنوات.
    Sabahtan beri onu araştırıyorum ve tahmin ettiğim gibi içgüdülerim doğru. Open Subtitles لقد كنت أبحث عنها طوال الصبح وكما شككت حدسي قد برهن صدقه
    Şükürler olsun. Ben de Sabahtan beri kimyasal hadımlığı googlelıyordum. Open Subtitles الحمد للرب, كنت أبحث في قوقل عن طريقة الخصي الكميائي طوال الصبح
    Ancak Sabah ışığı korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı: kurbanları önceki ev sahiplerinden başkaları değildi. TED ولكنّ إشراقة الصبح انجلت عن حقيقة مروّعة: لم يكن القتلى إلّا أولئك الذين استضافوهم من قبل.
    Bu esnada, Sabah ezanı minarelerden yankılanmaya başlamıştı. Open Subtitles في هذه الأثناء, النداء لصلاة الصبح.. كان يسمع من المآذن
    Bu Sabah aradı ve okuyabileceğimizi ümit ettiğini söyledi. Open Subtitles اتصل هذا الصبح, وقال انه يأمل ان نستطيع قراءتها.
    Sabah namazı iki, öğle namazı dört, ikindi namazı dört rekattır. Open Subtitles صلاة الصبح ركعتان الظهر والعصر أربع ركعات والمغرب ثلاث ركعات
    Daha bu Sabah miniciktiniz ve çamurdan yapılmıştınız. Şimdi ise gelişebilirsiniz! Bana ihtiyacınız yok. Open Subtitles حتى هذا الصبح كنتم أشياء صغيرة مخلوقة من الطين ، والآن يمكنكم ان تكبروا
    Bebeğim bu Sabah sırt çantanı ödünç aldım. Dibindeki tüm bozuk paralarım düşmüş. Open Subtitles عزيزي, لقد استعرت حقيبة ظهرك هذا الصبح ووقعت فكتي من أسفلها
    Memurum bunları bu Sabah Will Shepherd'ın çadırında buldu. Open Subtitles مندوبي وجد هؤلاء في خيمة ويل شيبارد مبكراً هذا الصبح
    Bu Sabah duştan çıktığımda banyo paspasıyla kurulandım. Open Subtitles يعني النهاردة الصبح بعد ما طلعت من الدش نشفت نفسي بسجادة الحمام
    Ama bir toplantı için ofise gelmesi gerekiyordu bu Sabah... Open Subtitles يأتي للمكتب هذا الصبح للقاء مع " آرنيت " لكنه
    Geleceğiniz bana daha bu Sabah söylendi, ben öylesine heyecan duydum ki, sanki güneşim sizinle yükseldi.. Open Subtitles قيل لي هذا الصبح انك ستأتين لكن عندما علمت , كنت متشوقة للغاية كنت علو وشك السقوط من تحية أحد
    Sabahtan akşama ayak mantarı için ilaç yazıp askerlerin çüklerini kontrol edeceğim. Open Subtitles كتابه و صفات طبيه لأرجل الرياضيين و فحص أعضاء زكوريه من الصبح حتى المساء
    Kont Sabahtan akşama kadar ortalarda görünmüyor. Open Subtitles من الصبح إلى المساء لا نرى أي أثر للكونت
    şu parasız herifler... Sabahtan akşama kadar öncü birliklerin geçit kapısının orada intikam almak için birilerine yalvardı. Open Subtitles ...أوه، أولائك المفلسون قائدهم انتقل من تلك المنطقة إلى الخطوط الأمامية، و من الصبح إلى الليل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more