Yan etkileri; bulantı, baş ağrısı, ağız kuruluğu, bulanık görme, baş dönmesi, anal sızıntı, böbrek yetmezliği ve inme olabilir. | Open Subtitles | الآثار الجانبية يمكن أن تشمل الغثيان ، الصداع ، جفاف الفم وضوح الرؤية ، الدوار ،تسرب الشرج الفشل الكلوي والمخ |
Bir haftadır süren şu aptal baş ağrısı. Dünyanın en uzun akşamdan kalmalığı. | Open Subtitles | انه فقط هذا الصداع الغبي طوال الأسبوع انه تأثير الشراب الأطول في العالم |
Başım ağrıyor ve ailenden de daha fazla para almak istemiyorum. | Open Subtitles | أعاني من الصداع, ولا أريد أخذ مزيدًا من المال من والديّكِ |
Hayattan kaçtığın için. baş ağrıları doğanın protesto etme yöntemidir. | Open Subtitles | للهروب من الحياة ، إن الصداع هو وسيلة طبيعية للإحتجاج |
Gürültücü veya tiksindirici olabilirsiniz ya da bir başka şekilde onlara başağrısı, rahatsızlık veriyorsunuzdur. | TED | قد تكون فقط مرتفع الصوت أو بغيضاً نوعاً ما، أو بطريقة أخرى تسْبيب مايؤدي لإن يكون عنده الصداع. |
Ama bu kravatlı adam onların biraz başını ağrıtıyor. | Open Subtitles | لكن صاحب ربطات العنق تسبب لهم فى بعض الصداع |
baş ağrısı birkaç yıldır devam ediyordu ve özellikle bu episod çok ama çok rahatsız ediciydi. | TED | ذلك الصداع كان مستمرًا لعدة سنوات، وفي تلك المرحلة تحديدًا كان شديدًا جدًا |
Bu esnada, en çok baş ağrısı araştırması daha şiddetli baş ağrıları üzerinde. | TED | في الوقت نفسه، ركزت معظم أبحاث الصداع على الصداع الأساسي الأكثر حدّة. |
Ayrıca pek çok ikincil baş ağrısı uyarıcıları, aşırı su kaybı, göz yorgunluğu ve stres önceden önlenebilir. | TED | والكثير من محفزات الصداع الثانوي، مثل الجفاف، وإجهاد العين والتوتر يمكن تجنبها بشكل استباقي. |
Önce bu korkunç baş ağrısı, sonra nöbet geliyor. | Open Subtitles | فى البداية يحدث هذا الصداع البشع ، ثم تحدث النوبة |
Ama babanın hatırına evlenebilirdin 25 yıl baş ağrısı çekerdin. | Open Subtitles | لكن كان بإمكانك أن تتزوجيه من أجل والدك ثم تعانى من الصداع للسنوات الـ 25 المقبلة |
Başım çok ağrıyor. Bence artık yemeğe başlamalıyız. | Open Subtitles | لدي دوار مفاجئى وأعاني من الصداع أعتقد أني بحاجة إلى طعام |
Az önce başım ağrımıyordu ama artık ağrıyor. | Open Subtitles | لولا انى اعانى من الصداع الان لتمكنت من انهاء البحثين الان |
Neden başım ağrıyor ve düzgün uyuyamıyorum? | Open Subtitles | لماذا يأتيني ذلك الصداع بأستمرار ولازلت لاأستطيع النوم |
Dışarı çıkmak istediğimde, hep bu baş ağrıları tutar onun. | Open Subtitles | إنها تعانى دائماً من نوبات الصداع حين أريد أن أخرج |
Ama sonra, baş ağrıları mide bulantıları ve idrarında kan olmaya başladı. | Open Subtitles | بعـدها بدأت تظهـر علامــات أخــرى الصداع .. الغثيـان .. دم في البـول |
Sinir bozucu baş ağrıları için bana uyuşturucu verebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك إعطائي بعض الأدوية اللطيفة لهذه الصداع المزعج ؟ |
Aslında, kalp krizinin başağrısı gibi olması sadece an meselesi. | Open Subtitles | .. في الحقيقه، ربما هي مساله وقت قبل ان تصبح الازمه القلبيه مثل الصداع |
Kelimeler başımı ağrıtıyor. Oturup yorum yapmak zorundayım ama adil olmayacağımı biliyorum. | Open Subtitles | وينتابنى الصداع, ثم مطلوب منّى أن أُبدى رأيى وهذا ظلم للمؤلفين |
Benim de biraz baş ağrım var. Umarım bir tane daha vardır. | Open Subtitles | أعانى من بعض الصداع أيضا ألا يوجد معك أى قرص آخر ؟ |
Baş ağrın için bir avuç dolusu aspirin çok hoşuna giderdi şu an, değil mi? | Open Subtitles | ارهنك تود يداَ مليئة بالأسبرين على ذلك الصداع أليس كذلك ؟ |
Güliverim ağrıyordu, ben de uyudum. Emretmiştim ama uyandırılmadım. | Open Subtitles | لقد اعتراني بعض الصداع فنمت حتى شعرت بتحسن |
Başıma ağrı girene kadar bunu düşündüm. Aklıma hiçbir şey gelmemişti. | TED | وفكرت فيه حتى أصابني الصداع. ولم أستطع تأليف شيء. |
Bu aralar çok kahve içiyorum. Başımı ağrıttı. | Open Subtitles | لقد شربت الكثير من القهوه اليوم و سببت لى الصداع |
Başına ağrılar giriyor, yüzün tuhaf şekiller alıyor. | Open Subtitles | يحدث عندك هذا الصداع ثم تنتابك تلك الأشياء بوجهك |
Başımı ağrıtıyorsun! | Open Subtitles | توقف عن الصراخ لدقيقة لقد سببت لي الصداع |
İkincil baş ağrılarında sebep belirginken birincil Baş ağrıların kökeni bilinmiyor. | TED | في حين أن السبب واضح في الصداع الثانوي، تبقى أصول الصداع الأساسي غير معروفة. |
Baş ağrılarından şikâyet ediyordu ama bu onu konuşurken gördüğüm nadir anlardan biriydi. | Open Subtitles | و كان يشتكي من الصداع و لكن كانت تلك أكثر مرة تحدثت معهُ |
Trepanasyon denilen bu dehşet verici yöntem baş ağrısına genellikle çok daha kalıcı bir sorun ekliyordu. | TED | هذه التقنية الرهيبة، تُدعى النَّقب، وغالبًا ما استبدلت الصداع بحالة أكثر ديمومة. |