"الصدوع" - Translation from Arabic to Turkish

    • çatlaklar
        
    • çatlakları
        
    • çatlaklardan
        
    Her ilkbaharda çatlaklar hep aynı yerde, aynı zamanda oluşmuştu. Open Subtitles في كل ربيع، تتشكل الصدوع دوماً في الأماكن والأزمنة ذاتها
    çatlaklar suyla dolduğunda, suyun ağırlığı onları daha derine itecektir. TED عندما تمتلئ الصدوع بالماء وزن الماء يقوم بزيادة عمق الصدوع للأسفل
    çatlaklar bittiğinde geriye dümdüz bir yüzey kalıyor. Tırmanmak neredeyse imkânsız. Open Subtitles عندما تنهتي الصدوع ، ستواجه هذه الأوجه الجوفاء ، والتي من المستحيل تسلّقها
    Ancak büyük jeolojik güçler, yeri ikiye bölerek bu çatlakları oluşturdu ve içlerini suyla doldurdu. Open Subtitles لكن مدفوعة بالقوى الجيولوجية الهائلة، إنشقّت الأرض متباعدة لتُشكّل هذه الصدوع العميقة التي إمتلأت بالماء.
    "Dibinde onun cesedinin olduğu bir deliğe gelmediğim müddetçe bu izler, mayın tarlası gibi döşenmiş olan çatlakları aşmamı sağlayacaktır." diye düşündüm. Open Subtitles قلت " إلا أذا وجدت حفرة و جسده بداخلها" هذه الأثار ستقودني الى منجم الصدوع
    Yer altı suları genişler ve kendisine buzdan yüzeyin altındaki çatlaklardan yol açar. Open Subtitles يتمدّد الماء بالباطن ويشق طريقه للأعلى عبر الصدوع في السطح الجليدي
    Ama artık çatlaklar daha önce hiç görülmedikleri yerlerde ortaya çıkıyor. Open Subtitles لكن اليوم، تظهر الصدوع حيث لم تظهر في السابق
    Burada buzullardaki yarık ve çatlaklar bazı hayvanları gafil avlayıp leşçillerin kralına yemek sağlıyor. Open Subtitles هنا ، الوديان العميقة و الصدوع تعترض الغافلين أحيانا, ربما توفر وجبة لملك الزبالين.
    Bu çatlaklar suyla dolu mu? TED هل هذه الصدوع مملوءة بالماء السائل؟
    O çatlaklar da evrenimizde daha büyük çatlaklara sebebiyet verirdi. Open Subtitles وستكون تلك الصدوع في عالمنا أكبر كلّ مرّة...
    Enceladus'un güney kutbunda bunlar olağanüstü büyük çatlaklar. Open Subtitles هناك هذه الصدوع الكبيرة الرائعة "عند القطب الجنوبي لـ"إنسيلادوس
    Bu çatlaklar gelgitler tarafından açılır ve kapanır. Open Subtitles فتتفتّح تلك الصدوع وتنغلق بمرور المدّ
    Hayır. Hayır. çatlaklar çok küçük. Open Subtitles لا، لا الصدوع صغيرة جداً
    Şimdi, bu çatlaklar çok büyük. Open Subtitles هذه الصدوع الآن ضخمة
    Çatlaklarda bir şey var. çatlaklar. Open Subtitles .هناك شيء في الصدوع - .الشقوق -
    çatlaklar görünüyor. Open Subtitles و الصدوع بداتْ تضهر
    Evet, kirişlerin üzerindeki çatlakları fark ettik. Open Subtitles نعم، لقد لاحظنا بعض الصدوع على العوارض
    Bazıları, bu çatlakları heyecanla bekliyor. Open Subtitles أولى الصدوع هنا انتظرها البعض بفارغ الصبر...
    Kafatasını incelerken, bu çatlakları buldum... Open Subtitles ،عندما كنت أتفحص الجمجمة ...وجدت أن الصدوع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more