Pekala sert çocuk, bunu kolay yoldan ya da Zor yoldan yapabiliriz. | Open Subtitles | حسنا يا رفاق يمكننا ان نفعل ذلك يالطريقه السهله او بالطريقه الصعبه |
Sen sadece tabaklara turşu koymaya devam et, üniversiteli çocuk. Ve Zor işleri de bana bırak. | Open Subtitles | ضع المخلل على طبق كل شخص ودع الامور الصعبه لي |
Zor sorunlarla duyarlı ve olgun bir şekilde baş edebiliyorum. | Open Subtitles | و أنا مؤهل للتعامل مع الحالات الصعبه بطريقه حساسه و ناضجه |
Bu benim başımdan geçen en zorlu şeylerden biriydi. | Open Subtitles | لقد أحد الأشياء الصعبه التى لم أمر بها أبداً |
Ben sadece dostuma kötü anında yardımcı olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أساعده خلال أوقاته الصعبه |
Zor bir zamanda aileyi karar verme ıstırabından kurtarmak için. | Open Subtitles | هذا من شان تحفظ الكثير من القرارات الصعبه للعائله |
Sadece kolay görevlerde değil. Zor olanlarında da. | Open Subtitles | ليس في المعارك السهله فقط انما في الصعبه ايضا |
Bir lider için o şartlar altında kuşatmayı sürdürmekten daha Zor bir sınav olamaz. | Open Subtitles | لا اتخيل اختبار اصعب من هذا لقائد بان تتحمل حصار مثل هذا في تلك الظروف الصعبه |
"...en Zor günlerimde yanımda olan, asla unutmayacağım dostuma." | Open Subtitles | رفيقى الذى كان معى خلال المواقف الصعبه,لن انسى ابدا |
- Haklısın. "En Zor günlerimde yanımda olan ve kıçımı kurtaran dostuma." | Open Subtitles | صديقى الذى كان معى خلال المواقف الصعبه , وانقذ حياتى |
Bunu Zor yoldan yaparsak kimin zarar göreceğini biliyorsun. | Open Subtitles | اذا لجئنا للحلول الصعبه فأنت تعرفين من الذي سيعاني |
Seni Zor günler bekliyor olabilir, evlat ama gerçek şu ki, ben de hep böyle bir şey yapmayı hayal etmiştim. | Open Subtitles | أنت يجب أن تتوقّع بعض الأوقات الصعبه لكن فى الحقيقه , لقد كنت أحلم أن أفعل مثلكم |
Michelle bana geçmişte Zor zamanlar geçirdiğini söyledi. | Open Subtitles | ميشيل اخبرتني انك كنت تمرين ببعض الاوقات الصعبه مؤخرا |
Bunu kolaylıkla veya Zor yoldan.. halledebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع فعل ذلك بالطريقه السهله او الطريقه الصعبه |
Çocuklar, bu işi kolay yoldan da Zor yoldan da halledebiliriz. | Open Subtitles | نستطيع فعل ذلك بالطريقه السهله او الطريقه الصعبه |
Bu işi isterseniz kolay, isterseniz Zor yoldan hallederiz. | Open Subtitles | حسناً , هل سنفعلها بالطريقة السهلة أم الصعبه |
Okulu arayıp, Max'i özel öğretmene vermelerini söyleyeceğim ki bu zorlu periyodu geçebilsin. - Sadece akademik konulardan bahsetmedi. | Open Subtitles | ليساعده في هذه المرحله الصعبه الان يجب ان اعود لهذا الاجتماع |
Bu tarz zorlu durumlardan kurtulma konusunda her daim iyi olmuştur. | Open Subtitles | كانت دائما جيده في اخراج نفسها من المواقف الضيقه " الصعبه" |
Bu yüzden, bir sürü zorlu ders aldım. | Open Subtitles | لهذا انا استطيع تحمل الدروس الصعبه |
Ben sadece dostuma kötü anında yardımcı olmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أردت فقط أن أساعده خلال أوقاته الصعبه |
İnsan davranışlarının sonuçları olur. Bazı insanlar bunları yaşayarak öğrenirler. | Open Subtitles | هناك عواقب لأفعال الانسان بعض الناس تتعلم بالطريقه الصعبه |