"الصعيد" - Translation from Arabic to Turkish

    • çapında
        
    • açıdan
        
    • yandan
        
    • anlamda
        
    • açısından
        
    Bunu yapmak için, ajanlar ulus çapında sayıları 15 bini geçen muhbir ağını işe koydular ve hepsi tehlikeli olabilecek birilerini aradı. TED للقيام بهذا، جند العملاء شبكة من أكثر من 15000 مخبر على الصعيد الوطني يبحثون جميعا عن أي شخص قد يكون خطيراً
    Yerel kontrolünüz olmak zorundaydı, çünkü memleket çapında kullanılabilir bilgi yoktu, çünkü seyahat oldukça kısıtlıydı. TED هل كان لديها سيطرة المحلية بسبب عدم وجود المعلومات المتاحة على الصعيد الوطني لأن السفر كان مقيد جدا
    Kişisel açıdan, yıllar önce bu dile âşık oldum, ve bir şekilde bunu bir tür mesleğe çevirdim. TED على الصعيد الشخصي وقعتُ في حب تلك اللغة منذ سنوات، وبطريقة ما، تمكنت من تحويلها إلى مهنة.
    Başka bir açıdan bakarsak hayattayım yani teşekkürle takım. Open Subtitles على الصعيد الإيجابي , فلا زلتُ على قيد الحياة لذا , عاش الفريق أجل
    Ama bir yandan da, eyalet hükümetinde 12 yıl geçirdin. Open Subtitles لكن على الصعيد الأخر، لقد كنت هنا لمدة 12 عام مع مجلس الحكومة
    Bilemiyorum, bundan çıkarılacak dersler var - kişisel ve siyasi - ve bir anlamda, bunlar aynı şey. TED وهناك عدة دروس .. يمكن استخلاصها من كل هذا سواء على الصعيد الشخصي او السياسي فهي بصورة ما متشابهة
    Toplumsal yapı nüfus açısından değişiyor. Open Subtitles على الصعيد السكّاني، الأمّة برمّتها تتغيّر
    Ülke çapında bir perakende satış zinciri kurmaya hazırlanan bir şirkette çalışıyordum. Open Subtitles أعمل في مكتب المبيعات الرئيسي بشركة تنشئ محلات بيع بالتجزئة على الصعيد الوطني
    Son beş yıl içinde dünya çapında büyüdüler. Open Subtitles توسّع على الصعيد الوطني في السنوات الخمس الماضية،
    Ocak ayında konuştuğumuzda onun ülke çapında bir suç organizasyonunun kilit adamı olduğunu söylemiştin. Open Subtitles عندما تحدثنا في يناير، لقد قلت أنه المحور الرئيسي لمؤامرة إجرامية على الصعيد الوطني
    Bir saat içinde, ülke çapında yayınlanmasını istiyor, yoksa herkesi öldürecek. Open Subtitles على الصعيد الوطني ، في ساعة واحدة ، أو أنه يقتل منهم كل شيء،
    1930'lar boyunca konut piyasası ülke çapında, Open Subtitles خلال فترة 1930 تعرض سوق الأسكان إلى إنهيار على الصعيد الوطني.
    Tıbbi açıdan, seks ve yurt dışı seyahatini eledik. Open Subtitles على الصعيد الطبيّ، استبعدنا الجنس والسفر للخارج
    Konut kredisi gibi finans modelleri üzerinde matematiksel açıdan dikkatlice çalışılmadı. Open Subtitles كل هذه النماذج المالية لم تدرس على الصعيد الرياضي
    Makroekonomik açıdan bakarsak duyguları işin içine katmadan konuşabilirim. Open Subtitles على الصعيد الاقتصادي الكبير أريد التكلم عن كل هذا بدون مشاعر
    Profesyonel açıdan hep istediğim tek bir şey vardı. Open Subtitles ثمة شيء واحد لطالما أردته على الصعيد المهني
    Ve dedi ki, ''Ve entelektüel açıdan olumsuz hayal gücü hakkında halen bilmediğim çok şey var. TED وقالت, " وعلى الصعيد الثقافي لا أعرف الكثير عن التخيل السلبي.
    Gerçi öte yandan bebekler çok güler ve aptal olurlar. Open Subtitles على الرغم من أنه على الصعيد الآخر فالأطفال تضحك كثيرًا وهم أغبياء
    Hayır. Tamam. Diğer yandan, sen de... Open Subtitles حسنا على الصعيد الأخر أنت أيضا
    Ama onu tanımıyoruz değil mi? Sosyal anlamda. Open Subtitles لكننا لا نعرفه , على الصعيد الاجتماعي كما أقصد
    Değerlerinize, hedeflerinize ve methodlarınıza saygı duyuyorum ama her nasılsa kişisel anlamda uyuşmuyoruz. Open Subtitles أنا أتفق مع قيمك و أهدافك و أساليبك لكن بطريقة ما نحن لن نتفق على الصعيد الشخصي بتاتاً
    İyileşme sürecine dair notlar belki terapi açısından önemli olmayabilir... Open Subtitles ملاحظات العلاج قد لا تكون مفيدة على الصعيد العلاجي
    Güvenlik açısından muhteşem. Open Subtitles إنّه ممتاز على الصعيد الأمنيّ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more