"الصغيرةِ" - Translation from Arabic to Turkish

    • küçük
        
    Bu küçük manileri dile getirmesi için ona ne yaptın böyle? Open Subtitles ما الذي فعلتِهِ لَه لتجعليهِ ينشِرُ كومةَ القصائدِ الصغيرةِ التافهةِ هذه؟
    Burası küçük bir okyanus adası.Geçenlerde,giden bir gemi saldırıya uğramış ve yağmalanmış. Open Subtitles هذه مجموعةِ الجُزر الصغيرةِ في بلادُ المحيطَ. مؤخراً، كان المسافرَ يهاجم ويسلب
    Kimse insana küçük kızı kadar sadık olamaz. Open Subtitles لا أحد يمكن أن يكون بولاء بنتك الصغيرةِ.
    İşte burada. Bir grup küçük adanın olduğu yerde. Open Subtitles في هذه المجموعةِ مِنْ الجُزُرِ الصغيرةِ.
    Diğer küçük kasabalardaki insanlardan farklı değilsiniz. Open Subtitles لا يوجد اختلاف عن الناسِ في البلداتِ الصغيرةِ في جميع أنحاء العالم.
    Şu küçük kızın kepçe kulaklarına bak. O benim. Open Subtitles إنظرْ إلى طريقِ الآذانَ على هذه البنت الصغيرةِ الفقيرةِ تَبْرزُ.
    Kendine ve küçük kızımıza iyi bak. Open Subtitles لذا أَحتاجُك للحَذَر نفسك وبنتنا الصغيرةِ.
    Son taşıyıcı o ürkütücü küçük kız görünümünü almıştı. Open Subtitles القناة الأخيرة أَخذتْ شكلَ تلك الفتاة الصغيرةِ المخيفةِ
    Her küçük kızın hayalidir eyalet dışında evlenmek. Open Subtitles هو كُلّ حلم البنت الصغيرةِ للزَواج حقداً.
    Ama özellikle o bölgeyi küçük ölçekli iş alanları için verimli tutmak istediğinizi söylemiştiniz. Open Subtitles لَكنَّك قُلتَ بأنّك أردتَ لإبْقاء تلك منطقةِ المعيّنةِ خصبةِ لمصالحِ الأعمال الصغيرةِ.
    Yemin ediyorum dostum, küçük kızım için olmasa onlara şartlı tahliyenin canı cehenneme derdim. Open Subtitles أَحْلفُ بالله، يا رجل إذا هو ما كَانَ لبنتي الصغيرةِ إطلاق السراح فوق دُبرِهم
    O halde, Adrian, küçük kızıma göz kulak ol. Open Subtitles حَسناً، أدريان، تَأْخذُ عناية بنتي الصغيرةِ.
    O küçük kız da aynı durumdaymış. Open Subtitles هذه البنت الصغيرةِ كَانَ عِنْدَها نفس الشرطِ
    küçük bankalara büyük borçlar verildi. Sonra 1920 yılında, Federal Banka büyük miktarda parayı piyasadan geri çekti, dolayısıyla kredi veren bankalar büyük miktarda borcu geri istedi, ve tıpkı 1907'deki gibi bankalara hücum, batık ve iflas yaşandı. Open Subtitles مما أدى إلى قروضِ مكثفة إلى البنوكِ الصغيرةِ و بالتّالي أُجبرتْ البنوك على طلب إستحقاق قروضِها
    Gerçekten küçük bir minibüs. Demin üzerinden geçtik. Open Subtitles هذه الحافلةِ الصغيرةِ جداً، نحن فقط طَفحنَاه.
    Herkes her şeyi bilir ama hiç kimse kılını dahi kıpırdatmaz. Şimdi de bu küçük kızın annesi öldü. Open Subtitles لكن لا أحد يفعل شيئا والآن تلك أمِّ البنت الصغيرةِ ميتةُ
    Eğer sırf arkadaş olduğumuz için böyle hissediyorum dersen, yemin ederim ki senin aptal küçük çantana kusarım. Open Subtitles إذا كُنتِ ستقولين لأننا أصدقاءَ، أُقسمُ، بأنني سَأَتقيّأُ على محفظتِكَ الصغيرةِ للغاية.
    - Evet, küçük bir kız arıyoruz. Open Subtitles يَذكي: نعم، نعم، نحن نَنْظرُ للبنت الصغيرةِ.
    Arabada oturup ona ve yeni küçük kızına baktım. Open Subtitles جَلستُ في السيارة انَظر إليها مَع ابنتها الصغيرةِ الجديدة
    Yani ' , doğru Sen ateş adamlar neden olduğunu karşısında küçük kız - onun adı, Malala ne oldu - o okula gitmek istedim çünkü . Open Subtitles الفتاة الصغيرةِ مباشرةً في وجهها ماذا كان إسمها؟ مالالا؟ لأنَّها أرادت فقط أن ترتاد المدرسة هل هذا هو قانونكم الإسلامي؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more