"الصغيرة التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • bu küçük
        
    • o küçük
        
    • olan küçük
        
    • minik
        
    • ufak
        
    • genç
        
    • küçük bir
        
    • küçük şeyleri
        
    • sevdiğim küçük
        
    Sizin bilmiyor olabileceğiniz şey aynı sesin nörolojik bir koşuldan dolayı konuşamayan bu küçük kız tarafından da kullanılabileceğidir. TED ما لا تعرفونه أن الصوت نفسه يمكن أن تستخدمه هذه الفتاة الصغيرة التي لا تستطيع الكلام بسبب حالة عصبية.
    Onları bu küçük tüpler içinde satıyorlar, bu da onları fırlatmayı çok kolaylaştırıyor. Open Subtitles يأتون في هذه الأنابيب الصغيرة, التي تجعلها تنطلق بشكل أسهل. وصولاً إلى الـ..
    Ve gelecekte hayalini kurduğun o küçük kıza sahip olabiliriz. Open Subtitles و ستنجبين تلك الفتاة الصغيرة التي تحلمين بها في المستقبل
    Üstünde lamba olan küçük masa, köşeden taşıdığımız lamba. Open Subtitles المائدة الصغيرة التي عليها المصباح المصباح الذي نقلناه من الزاوية
    Nesli tükenme tehlikesi altındaki türlerin minik dünyaları yok ediliyor. Open Subtitles العوالم الصغيرة التي هي بمثابة الملاجئ لأجناس عديدة مهدّدة بالانقراض.
    Peki ya etrafımızdaki tüm bu ufak böcekler ne oluyor? TED لكن ماذا عن هذه الحشرات الصغيرة التي تملأ المكان حولنا؟
    Seninle çıkan bir genç kız artık sıradan bir kız olmaz. Open Subtitles أن الفتاة الصغيرة التي تخرج معك لا تبقى فتاة صغيرة عادية
    Antenin üzerine küçük bir top koyun ki arabayı daha rahat bulabilelim. Open Subtitles الكرة الصغيرة التي تضعها على السيارة حتى تعرف مكانها في ساحة الوقوف
    İşte yaptığın küçük şeyleri izliyorum. Open Subtitles أحب الاشياء الصغيرة التي تفعلينها بالعمل
    Şimdi dünyalardan çok sevdiğim küçük bir kızım var. Open Subtitles الآن لدي ابنتي الصغيرة التي تحتاج إلى الكثير مني و لا أظن أن هذا خطأ
    Sana Meksika'da yeni bir şeyler aradığımı söylemiştim, bu küçük şarkıyı hatırlıyor musun? Open Subtitles تذكر الانشودة الصغيرة التي اخبرتك بها عن البحث عن شخص جديد في المكسيك
    PMK'lar, ekranı ve klavyesi, olmayan bu küçük kutular, programlanıp yerlerine konurlar ve işlerini yaparlar. TED المتحكمات المبرمجة هذه الصناديق الصغيرة التي ليس لديها شاشة ولا لوحة مفاتيح تبرمج وتوضع في مكانها وتؤدي عملها
    Paris biraraya gelmiş bu küçük köylerin bir dizisiydi ve bu yapıyı bugun hala görebilirsiniz. TED باريس كانت سلسلة من القرى الصغيرة التي جاءت معاً ، وما زلتم ترون تلك البنية اليوم.
    Bu yüzden karınca kolonisi mükemmel bir modeldir: Sahip olduğunu bu küçük parçalar bir bütün halinde büyük işler başarır. TED لذا فإن مستعمرة النمل يعتبر نموذجاً رائعاً فلديكم كل هذه الأجزاء الصغيرة التي اجتمعت لتصبح شيئاً رائعا
    o küçük adalardan biri şimdi uzakta ve onu Sovyet biyolojik silah testi alanı olarak elde etmek imkansızdır TED واحدة من تلك الجزر الصغيرة التي كانت نائية وصعب الوصول إليها كانت موقعا لاختبار أسلحة بيولوجية سوفيتية.
    İlk defa bu hayali kuran o küçük kıza baktığımı hatırladım. TED أتذكر أنني كنت أسترجع أفكاري كنت أفكر في الفتاة الصغيرة التي تجرأت لأول مرة أن تحلم.
    o küçük canavarlar benden son kez kaçtılar. Open Subtitles انه بسبب تلك الوحوش الصغيرة التي ركضت بعيدا عني آخر مرة
    Sanırım Çorba Nazisi haklıydı, önemli olan küçük şeylerdir. Open Subtitles أعتقد رجل الشوربة النازية كان محق ، إنها الأمور الصغيرة التي تهم
    Lösemi olan küçük kız değil miydi? Open Subtitles أليست هي الفتاة الصغيرة التي أصيبت بسرطان الدم؟
    Ama yan odada ölmekte olan küçük bir kız için uyumlu olduğunuz ortaya çıktı. Open Subtitles لكنه إتَّضح أنكِ متوافقة للفتاة الصغيرة التي تحتضر في الغرفة المجاورة هناك
    Bir kadını diğerinden tamamen ayrı kılan... minik şeyleri. Open Subtitles تلك التفاصيل الصغيرة التي لا تجعل امرأة مثل الأخرى
    Aslında bunlar, yüzyüze gelmek zorunda olduğunuz,bilirsiniz, çeşitli ufak meydan okumalar. TED و لذلك هذا جزء من التحديات الصغيرة التي نواجهها.
    Etraflarındaki küçük ve solgun yıldızlardan çok daha genç; büyük, mavi yıldızlar. Open Subtitles النجوم الزرقاء الكبيرة أصغر عمرا من النجوم المعتمة الصغيرة التي تحيط بها
    Beyincik kafanın arkasında karnabahar şekliyle küçük bir alanı kapsar, TED المخيخ هو تلك المنطقة الصغيرة التي تشبه القرنبيط في مؤخرة الرأس، لكن لا تدع صغر حجمه يخدعك.
    Ona bu bakışı veren küçük şeyleri abartmaya çalış. Open Subtitles بالِغ في رسم الأشياء الصغيرة التي منحتها هذا الشكل، كما تعلم.
    Şimdi dünyalardan çok sevdiğim küçük bir kızım var. Open Subtitles الآن لدي ابنتي الصغيرة التي تحتاج إلى الكثير مني و لا أظن أن هذا خطأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more