Kaliforniya'daki şu küçük enerji şirketiyle ilgili bir hayalin vardı hani? | Open Subtitles | هل ما زال لديك الحلم عن شركة الطاقة الصغيرة تلك في كاليفورنيا؟ |
Hepsinde şu küçük opera dürbünlerinden var. | Open Subtitles | لديهم نظارات الأوبرا الصغيرة تلك |
Yani, şu küçük ajansının ne kadar kâr ettiğini bilemiyorum. | Open Subtitles | أجهل كم تذر عليك وكالتك الصغيرة تلك |
- Evet. Öyleyse, sanırım o küçük bağlanma problemini sonunda hallettin. | Open Subtitles | إذن أخمن أنك تغلبت على مشكلة الإلتزام الصغيرة تلك |
o küçük yün pamuğu seni azdırıyor mu?" | Open Subtitles | هل كتلة الفراء الصغيرة تلك ستجعلك تهاجم ؟ |
Bu küçük hikayelerle, bu bireysel hikayelerle, dünya çevresindeki kadınların radikal bir destan yazmakta olduğunu görüyorum. | TED | إنه في تلك القصص الصغيرة تلك القصص المنفصلة عن بعضها يمكنني رؤية ملحمة ثورية في طور الكتابة تكتبها النساء حول العالم. |
Bu küçük isyanların ailemizi tehlikeye atıyor! | Open Subtitles | هفواتكِ الصغيرة تلك تعرض هذه العائلة للخطر |
Bu bizim uzay gemimiz, Soyuz, şu küçük olan. | TED | هذه هي سفينتنا الفضائية، السويوز (مركبة فضائية) الصغيرة تلك. |
şu küçük şekerlikler... | Open Subtitles | قنينات السكر الصغيرة تلك... |
Michael bana açıklama yapıyordu o küçük üzgün otel odasında. | Open Subtitles | كان مايكل يتوسل لي في غرفة الفندق الصغيرة تلك |
o küçük taneler, o ufak kristaller. | Open Subtitles | تلك الحبات الصغيرة تلك البلورات الصغيرة |
Bu küçük peri masalının nasıl bittiğini görmek isterim. | Open Subtitles | اريد ان اري كيف ستنتهي قصه الجنية الصغيرة تلك. |
Bu küçük vampirler kiminle yaptığını da söyleyebilir mi? | Open Subtitles | أيمكن لمصاصي الدماء الصغيرة تلك أنت تخبرنا مَن كانت معه؟ |
Kıllık yapma şimdi. Bu küçük olanların tadı güzel bak. | Open Subtitles | لا تكن حقير السجائر الصغيرة تلك طيبة المذاق |
Evet, işte burada Bu küçük kağıtta yazıyor. | Open Subtitles | أجل، هنا في قصاصة الورق الصغيرة تلك كتبت تلك، صحيح؟ |