Bilmiyorum. Defterden yırttığın sayfalar nerede? | Open Subtitles | لا اعلم اين الصفحات التي مزقتها من الكتاب ؟ |
Bendeki sayfalar 77'ye kadar. | Open Subtitles | الصفحات التي لدي فقط من حتى 77 |
Bunlar senin yazacağın sayfalar. | Open Subtitles | هذه هي الصفحات التي ستكتبيها انت |
Size 24 saatte istediğiniz sayfaları ulaştıracağım. Nereye gidiyorsun? | Open Subtitles | أعطوني 24 ساعة وسوف أسلمكم الصفحات التي تريدون, 24 ساعة فقط |
Tonlarca kataloğu var, benim seveceğimi düşündüğü şeylerin olduğu sayfaları kıvırıyor. | Open Subtitles | لديها الكثير من الكتالوجات و تطوي الصفحات التي تعجبني |
Kaecilius'un çaldığı sayfalar. | Open Subtitles | الصفحات التي قام (كايسليوس) بسرقتها |
Sizden kopyaladığım sayfaları okumanızı istiyordum. | Open Subtitles | أنا كنت أطلب منك قراءة الصفحات التي نسختها. |
Bu yüzden evine girdim ve ona verdiğim bilgilerin yazılı olduğu sayfaları aldım. | Open Subtitles | لذا اقتحمت بيتها واخذت الصفحات التي بها المعلوامت التي اعطيتها اياها |
Yani, sizin ekosistemin en ilkel halini, bütün içeriğini, kitaplardan yırttığınız bütün sayfaları alıp, yüksek derecede gelişmiş öğrenme makinaları yapmanıza izin veriyor. Kitaplar, dersler, ders paketleri... | TED | إذاً، فهي تتيح لنا هذا النظام البيئي، حسناً، في حالته البدائية، حسناً، كل هذه المحتويات، كل الصفحات التي مزقناها من الكتب وتصنع آلة تعليمية متطورة للغاية، صحيح؟ الكتب، المقررات، حزم المقررات، حسناً. |
Facebook ayrıca algoritmik bir şekilde arkadaşlarınızın paylaşımlarını ve takip ettiğiniz sayfaları düzenliyor. | TED | إذاً "فيسبوك" أيضاً يقوم خوارزمياً بترتيب المنشورات التي يضعها أصدقاؤك على "فيسبوك"، أو الصفحات التي تقوم بمتابعتها. |
Şimdi, o günlere ait sayfaları yeniden okuyunca babamın bunalımını, günlük hayatımızda, nasıl çözümü olmayan bir gerçek olarak kabullendiğimi görüyorum. | Open Subtitles | اليوم عندما أعيد قراءة الصفحات التي تعود إلى تلك الأيام أرى كيف أنني كنت قد أصبحت متقبلة لأزمة أبي كحقيقة مستعصية من حقائق الحياة اليومية |