"الصنادل" - Translation from Arabic to Turkish

    • sandalet
        
    • Sandals
        
    • sandaletle
        
    • sandaletler
        
    • sandaletli
        
    • arası
        
    Parmak arası sandalet fabrikam sayesinde çok zenginim. Open Subtitles أنا ثري جداً بفضل معلّمي لصناعة الصنادل المكشوفة
    Bir dahaki sefere sandalet giymek yok ahbap. Burada zarif bir katılım yapmaya çalışıyoruz. Open Subtitles ممنوع ارتداء الصنادل في المرة القادمة يا صديقي فنحن نقيم حفلة كلاسكية هنا
    Sen çorap ve sandalet giydiğin zamandan beri bunun için mücadele veriyorum. Open Subtitles لقد أوقفت الجدال معك منذ ان بدأت .بلبس الجوارب و الصنادل
    Onu Sandals, Jamaika'ya götürüyorum. Herşey dahil. Open Subtitles " سأخذها إلى فندق " الصنادل ", " جامايكا مدفوعة التكاليف بالكامل
    Vejetaryen ve sandaletle çorap giyen türden bir adam. Open Subtitles أحد الأشخاص النباتيّين، ويرتدون الجوارب مع الصنادل.
    Eğer deri sandaletler hakkında kötü bir şey söylersen, yemin ederim... Open Subtitles إذا قلت اي شئ سئ عن الصنادل الجلدية اقسم بالله
    Sonra kendini sırt çantalarını taşıyan sandaletli turistlerin arasında buluyorsun. Open Subtitles الشيء التالي, المكان المزحوم بالسياح منتعلي الصنادل
    sandalet giydiğim zamanlardan tanıyorsun beni. Open Subtitles انت عرفتني عندما كانت الصنادل هي احذيتي الضرورية
    Bundan sonrası tamamen sandalet ve tekila. Open Subtitles فقط الصنادل والتكيلا من الآن فصاعداً، يا رجل
    Çorapla sandalet giyen adamlardan. Open Subtitles -الاشخالص الذين يرتدون الجوارب مع الصنادل.
    "Madam, sandalet giymemelisiniz çünkü ayaklarınız çirkin." Open Subtitles "سيدتي، يجب أن لا تلبسي الصنادل لأن لديكِ أقدام قبيحة"
    Hz. İsa sandalet giyermiş. Open Subtitles لقد إرتدى المسيح الصنادل
    Bu arada, sandalet ayakkabı değildir. Open Subtitles بالمناسبة، الصنادل ليست أحذية
    O sandalet adam. Open Subtitles إنه رجل يحب الصنادل
    Biletlerimizi aldım Sandals, Jamaika'ya. Open Subtitles حصلت على تذكرتين لنا إلى " فندق " الصنادل ", " جاميكا وسنذهب بعد الغد
    Aslında, bana Sandals Jamaika'ya tatil için eşlik etmeni istiyorum. Open Subtitles كثيراً, في الواقع, أود أن ترافقيني " على رحلة إلى فندق " الصنادل ", " جامايكا
    Sandals'da yani Jamaica'da, birisi sana "Selam dost" derse.. Open Subtitles في منتجع " الصنادل ", " جامايكا ", عندما " أي شخص يقول, مرحباً " مون
    Hey, güzel ayakkabı. İş yerine sandaletle mi geliyorsun? Open Subtitles حذاء أنيق، هل تلبسين الصنادل في العمل؟
    Hey, güzel ayakkabi. is yerine sandaletle mi geliyorsun? Open Subtitles حذاء أنيق، هل تلبسين الصنادل في العمل؟
    Bu sandaletler bacaklarımı kalın mı göstermiş? Open Subtitles لكن هل تقوم هذه الصنادل بجعل ساقاي تبدوان سميكةً ؟
    Kırmızı ayakkabılar yapabilirm; samandan sandaletler giymek zorunda kalmazsın. Open Subtitles أستطيع صنع أحذية حمراء" "بالتالي لن تلبس الصنادل القشية
    Tek gördüğün şey sandaletli kirli ayaklar. Open Subtitles لأن يوم الأرض ترى فقط بعض الصنادل المتسخة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more