"الصنارة" - Translation from Arabic to Turkish

• Oltayı
• Kanca
• kancayı
• Olta
• for the
• oltanın
• oltadan

Yapmam gereken tek şey, Oltayı yemlemekti. Tamam, plan şu:
كل ما كان عليّ فعله هو وضع الطعم في الصنارة

Oltayı alıyorum, çek yazayım. Kaleminiz var mı?
سأشتري الصنارة وأحرر لك شيكاً ألديك قلم؟

Kanca çok sağlamdı ve bu ilişkimizin sonu değildi.
الصنارة كانت قوية جداً,تلك لم تكن بمثابة النهاية بالنسبة لى و لها

O kadar taze ki, içinden Kanca bile çıkabilir.
طازج للغاية، ربما ما زال خطاف الصنارة عليه

Ama laboratuvar kancayı dört kadının hepsiyle eşleştirdi bunu doğrulanmış kabul et ve başın büyük bir belada.
لكن المختبر طابق الصنارة لاربع بنات، لذلك نعتبر أن المصادقة و أنت في خطر جسيم،

Tamam, bir Olta alalım ve bir terörist yakalayalım, Tim Walsh.
. حسناً ، لنرمي الصنارة ونقبض علي ارهابي . "تيم والش"

Catfish are waitin' for the hook
السمكة تنتظر الصنارة

Kurtulacağını sanarak oltanın ucunda sallanıp duran solucan gibisin.
أنت مثل الدودة تهتز وتحاول الهرب من الصنارة

Oltayı her suya attığımda, Meryem'e dua ederdim.
كل مرة أرمى الصنارة فى الماء أتلو صلاة

Oltayı suya attım. ama kıyıya düştü.
رميت الصنارة فى الماء فسقطت على الأرض

Oltayı her suya atışımda, Meryem'e dua ederdim.
كل مرة أرمى الصنارة فى الماء أتلو صلاة

Oltayı suya her atışımda, Kutsal Meryem duasını okurdum.
كل مرة أرمى الصنارة فى الماء أتلو صلاة

Oltayı her suya attığımda, Meryem'e dua ederdim.
كل مره أرمى الصنارة في الماء أتلو صلاه

Kanca iniyor.
الصنارة تهبط للأسفل.

Kanca baştan beri senindi.
الصنارة كانت لكِ.

...sen de Nikki'yi aradın ve onu suçlamak için Grubstick'in verandasına kancayı bıraktın ama bu arada arkanda bir parmak izi bıraktığının farkında değildin.
لاطلاق سراحه و وضعتِ الصنارة في شرفة (غريبستيك) لتوريطه،

Kadın kancayı da ipi de zokayı da yuttu.
لقد ابتلعت الصنارة بأكملها

Saatlerce düzgünce Olta atmaya çalıştım.
لساعات، حاولت رمي الصنارة كما تدربت.

Olta atmak ustalık ister.
رمي الصنارة تتعلق بالجودة بشكل كامل

İşte orada öylece kalakaldım oltanın ucunda çavdar ekmeği sallanıyordu.
وها أنا كنت هناك ورغيف الغاودار معلّق بحبل الصنارة.

Mickey, oltadan kurtuldun. Bunu kutlamalısın.
أنت خارج الصنارة أنت يجب أن تحتفل به