Örneğin elinizi yıkayıp temiz eldiven giymeniz gerektiğini biliyoruz ama burada, musluk başka bir odada ve temiz eldivenleri yok. | TED | كما نعلم أننا ينبغي لكم غسل اليدين ووضع قفازات نظيفة، لكن هنا، الصنبور يوجد في غرفة أخرى، ولا يملكون قفازات نظيفة. |
Ama musluk damlayıp durdu. Beni uyanık tuttu. | Open Subtitles | لكن كان هناك عطل في الصنبور كان ينقط مما جعلني مستيقظة |
musluğu açıyorsunuz ve işte sıcak su, soğuk su ve içilebilir su. | TED | تفتح الصنبور لتجد ماء دافئا و ماء بارد, و ماء قابل للشرب. |
Ve aslında tıpta ve genel olarak hayatta yaptığımızın çoğu musluğu kapatmadan yeri paspaslamak üzerine yoğunlaşmıştır. | TED | وبالتالي, فإن الكثير من الذي نقوم به في الطب والحياة بشكل عام يشبه الذي يقوم بمسح الأرضية دون إغلاق الصنبور |
Bu akşam bira ve meyve suları, bayanlar. musluktan birşey yok. | Open Subtitles | الجعة و صناديق العصير الليلة سيدات لا شيء يخرج من الصنبور |
Çantamı koyacak bir yer yok suya koymak için buz yok ve musluk buhar püskürtüyor... | Open Subtitles | لا يوجد مكان لحقيبة ماكياجى لا يوجد ثلج فى مياه الشرب الخاصه بى و المياه ساخنه كما جاءت من الصنبور |
Tek hatırladığım bir musluktan su fışkırdığıydı. İşte bu. musluk! | Open Subtitles | بطبيعة الحال، الصنبور نعم، يجب أن يكون ذلك |
Evet, bu musluk için doğru vidam yok, bu yüzden karşıya gidip alıp geleceğim. | Open Subtitles | ليست عندي الصامولة المناسبة لهذا الصنبور لذا سأعبر الشارع لإحضارها |
musluk suyu bakteri için bir sürü teste maruz kalıyor. musluk suyu iyi. | Open Subtitles | إنظرى, مياه الصنبور تجتاز إختبارات أقوى للبكتريا |
musluk suyuymuş. Ama şu artışı görüyor musun? | Open Subtitles | وكان من مياه الصنبور ولكن هل ترين هذا الإرتفاع هنا؟ |
Sana verebileceğim bir bardak musluk suyu. | Open Subtitles | كلّ ما يمكنني تقديمه لك كوب من ماء الصنبور |
benim gibi olmadığınız ve musluğu açtığınız anda sıcak konumda bırakmadığınız sürece, bu durumda çok daha fazla enerji harcamaya başlarsınız, | TED | إلا لو كنتم مثلي حيث أترك الصنبور مفتوح .. على الوضعية الساخنة وهنا تبدأ باستخدام طاقة أكبر |
İlk önce musluğu kapamazsanız yeri silmenin de suyu pompalamanın da hiçbir anlamı olmaz. | TED | من غير المجدي مسح الأرض، أو رفع الماء إن لم نغلق الصنبور أولًا. |
Evet. bazen musluğu açmadan bile sular fışkırıyor. | Open Subtitles | أجل، أحياناً يخرج الماء حتى و إن لم نفتح الصنبور |
Uzun süre musluğu açık bıraktıktan sonra şu bacakları kalıba dökmüşler. | Open Subtitles | إلهي, لقد تركوا الصنبور لمدة طويلة عندما سكبوا تلك الأرجل |
İşin bitince musluğa boşalt, yıkayıp tekrar kullan. | Open Subtitles | و عندما تنتهي منه, ضعه أسفل الصنبور نظّفه, و استعمله ثانيةً. |
Çeşme suyu kullanıldığında ise beyin çevresindeki sıvılara amip servis etmeye yarar. | Open Subtitles | مع ماء الصنبور يمكن ان يصبح كنظام لتوصيل الأميبا للسوائل حول دماغه |
Salak bekçi vanayı kapatmayı unutmuş olmalı. | Open Subtitles | الحارس الغبي من المؤكد انه نسي اغلاق الصنبور والماء تسرب منها |
Lavaboda veya muslukta bir şey kalmamış. | Open Subtitles | حقًّا؟ لا في الصنبور ولا الحمام. |
Musluğun damlama sesinden uyuyamıyorum. | Open Subtitles | بإستثناء أنني لا أستطيع النوم لأن الصنبور اللعين لم يتوقف عن التقطير |
Begüm sahibe, bir kez daha söylüyorum, ne olur Çeşmeden su içme. | Open Subtitles | وأنتي يا بيجوم (صاحبة)ا أَرجوكي أن لا تشربي الماء من الصنبور مباشرة |
- Günaydın, Bayan Jones. - Bu musluklar beni deli ediyor. | Open Subtitles | طاب صباحك يا سيدة ، جونز الصنبور سيصيبني بالجنون |