"الصوره" - Translation from Arabic to Turkish

    • fotoğraf
        
    • resim
        
    • fotoğrafı
        
    • resmi
        
    • resme
        
    • görüntü
        
    • resmin
        
    • fotoğrafın
        
    • Fotoğraftaki
        
    • fotoğrafta
        
    • fotoğrafa
        
    • fotoğraftan
        
    • resimden
        
    • görüntüyü
        
    • Resimde
        
    Sayın üye, mesele olan fotoğraf sanırım sizin düşündüğünüzden de yakında olabilir. Open Subtitles رجل المجلس,أعتقد أن الصوره فى موضع سؤال ربما تكون أقرب مما تتخيل
    Bu resim, 20 yıl geçmesine rağmen hala banyoları değiştirmemiş olduklarını gösteriyor. Open Subtitles هذه الصوره .. التي تُظهر أنهم لم يغيروا الحمَّامات خلال عشرين سنه
    Şu an yanımda yok ama bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim... Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını çeken bir kızılderili. TED صورته المفضله الصوره المفضله لدي, ولكن ليست متوفره الان هندي احمر يلتقط صوره لأشخاص بيض يلتقطون صور لهنود حمر
    Maestro'yu tanıyor. resmi alabilir. Open Subtitles انه يعرف المايستروا يمكن ان يكون معه الصوره
    Kendini suçlamadan önce resme bir bakabilir misin? Open Subtitles فلتنظر الي الصوره مره اخري بتفحص قبل ان تؤكد لنفسك
    Sayın üye, mesele olan fotoğraf sanırım sizin düşündüğünüzden de yakında olabilir. Open Subtitles رجل المجلس,أعتقد أن الصوره فى موضع سؤال ربما تكون أقرب مما تتخيل
    Sizce son görevinden önce hatıra olarak bir fotoğraf mı çekti? Open Subtitles الا تعقتد أنه التقط هذه الصوره كتذكار قبل مهمته الأخيره. ؟
    - Tam burada elim bu dolabın üstündeyken fotoğraf çeksek. Open Subtitles ان نلتقط الصوره هنا, بينما اضع يدي على الخزنه. حسناً.
    Ve bir resmin binlerce sözcüğe değer olabildiği gibi, bir ses atmosferi de binlerce resim değerindedir. TED وبينما تعبر الصوره عن 1000 كلمة، صوت الطبيعة يعبر عن 1000 صوره.
    Bu ofis projesini önderlik eden etkileyici bir resim. TED هذه الصوره ملهمه لتقود لمشروع المكتب هذا
    Fiziksel tasvir doğru, ancak resim pek uyuşmuyor. Open Subtitles الوصف الحسماني مطابق الصوره, مهما كان انه ليس جيد
    fotoğrafı çektin mi çekmedin mi şeklinde. TED عن هذا السؤال. هل ستلتقط تلك الصوره ام لا؟
    Ve hepinizin gazetede fotoğrafı çıkacak. Open Subtitles والكل سيحصل على الصوره الخاصة بك في ورقة.
    Bu hafta arşivleri karıştırıyordum ve bu eski fotoğrafı buldum. Open Subtitles لقد كنت انقب في الأرشيفات هذا الإسبوع ووجدت هذه الصوره القديمه
    Tatlım, büyük resmi kaçırdın. Sana diğer picamayı getirim. Open Subtitles عزيزتي انتي تفقدي الصوره الكبيره لنذهب لنحصل على بدلة القفز الاخرى
    Sıradaki kızının resmi olsaydı.. Open Subtitles ماذا لو كانت الصوره القادمه التى سيرسلها الي ، هى صوره ابنتك
    Birlikte çektirdiğimiz resme bak. Open Subtitles القي نظره على الصوره التي التقطناها سويا
    Isıya duyarlı görüntü bağlantımız var, ve bilgiler akmaya başlıyor. Open Subtitles لقد قمنا ببعض التعديلات وسنحصل على الصوره الان
    fotoğrafın bu sabahtan beri çeyrek milyon kere retweeted edilmiş. Open Subtitles تم اعادة تغريد الصوره ربع مليون مره منذ هذا الصباح
    Bu Fotoğraftaki insanlar... Onlar da paranın sizde olduğunu biliyorlar, tıpkı bizim kesinlikle bildiğimiz gibi. Open Subtitles هؤلاء الاشخاص فى الصوره يعرفون ايضاً انه لديكِ
    fotoğrafta yoktun çünkü kendini çıkardın. Open Subtitles والسبب انكِ لستِ موجوده فى الصوره لانكِ انتى التىقمت بتصويرها
    fotoğrafa ilk baktığım zaman, onunla ne yapacağımı bilemedim. Open Subtitles عندما نظرتُ إلي الصوره لم أعرف بماذا استنتج من ذلك
    Kafedeki tezgahtar kadın gösterdiğim fotoğraftan Rusk'ı teşhis etti. Open Subtitles المرأه التى تقف خلف الطاوله فى المقهى تعرفت فعلا على راسك من الصوره التى أريتها لها
    Bu resimden gördüğümüz kadarıyla, bizden daha fazla mı var? Open Subtitles إذن مع تلك الصوره هل يعني أن هنالك آخرين منا؟
    Bir bakalım eğer o görüntüyü geri getirebilirsem. Open Subtitles دعنى أرى اذا كان باستطاعتى إسترجاع تلك الصوره
    Resimde bebeğe eğilerek sizde görünseniz iyi olur. Open Subtitles لماذا لا تميلين لتظهرى مع طفلك فى الصوره ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more