Siz dün gece bu adamın resimleri için deli oluyordunuz, ben de bugün nereden aldıklarını öğrenmek için restorana gittim. | Open Subtitles | أنت رجال كَانوا يَهتاجونَ حول هذه الصورِ ليلة أمس، لذا ذَهبتُ إلى المطعمِ للإكتِشاف أين حَصلوا على لهم. |
Bu resimleri imzalamak için keçeli kalem lazım. | Open Subtitles | أَحتاجُ الأقلام اللبادية للتَوْقيع هذه الصورِ مَع، هَلْ لَدَيْه أنت مانع؟ |
Ayrıca odadaki tüm fotoğrafları da görmüştür. | Open Subtitles | و لا بدَّ وأنْة رَأى كُلّ الصورِ الموجودة في الغرفةِ. |
Önemli değil. Guy'a söyle, bol bol fotoğraf göndersin bize, olur mu? | Open Subtitles | نعم خلي غاي يرسلْنا الكثير مِنْ الصورِ سامعة؟ |
Arabada resimler olmalı. | Open Subtitles | يَجِبُ أَنْ يَكُونَ بَعْض الصورِ في السيارةِ. |
Dinle. Parkta çektiğim fotoğraflar... | Open Subtitles | إسمع أتذكر تلك الصورِ التى أَخذتها فى الحديقة؟ |
Bütün bu fotoğraflara bakmak ve ne kadar yaşlandığımızı fark etmek gerçekten tuhaftı. | Open Subtitles | لقد كانت حقاً مدهشة للنظر الى كُل هذه الصورِ وندرك كم اصبحنا كباراً. |
O görüntüler kafamdan çıkmıyor. | Open Subtitles | لا يَستطيعُ إبْقاء تلك الصورِ خارج رأيي. |
İkinci Dünya Savaşı tarihçileri ve bölge uzmanlarım var internet sitesinden resimleri inceliyorlar. | Open Subtitles | حَصلتُ على مؤرخي الحرب العالمية الثانيةِ وخبراء إقليميون... فَحْص الصورِ مِنْ موقعِ الويب. |
Stevenson'da gördüğümüz resimleri hatırladın mı ? | Open Subtitles | تَعْرفُ تلك الصورِ رَأينَا في المخزنِ في Steveston اليوم؟ |
Bu resimleri gerçekten çok özlerdim. | Open Subtitles | أنا أُضيّعُ هذه طريقِ الصورِ كثيراً. |
O fotoğrafları Grissom'a verdiğinden emin ol. | Open Subtitles | المليمتر. أوه، يَتأكّدُ بأنّك تُصبحُ تلك الصورِ إلى جريسوم. |
Ama fotoğrafları sitede, isimsiz bir şekilde paylaşan üç cep telefonu kullanıcısına ulaştım. | Open Subtitles | لا. لَكنِّي أصبحتُ ثلاثة مستعملو الهاتف الخلوي المدفوعو الأجرةِ كُلّ الإشتراك الصورِ على الموقعِ، بشكل مجهول. |
FBI fotoğrafları bugün vereceğini söyledi. | Open Subtitles | - إف بي اي قالت انني سأحصل على الصورِ اليوم |
Önce birkaç fotoğraf çekmem gerek. | Open Subtitles | بالطبع، أنا سَأَحتاجُ لاخذ بَعْض الصورِ أولاً. |
Vitrinime koymak için bir kaç fotoğraf çekeriz. | Open Subtitles | نحن سَنَأْخذُ بَعْض الصورِ للوَضْع في النافذةِ. |
Güzel resimler çek o aletle. | Open Subtitles | تَأْخذُ بَعْض الصورِ اللطيفةِ بذلك الشيءِ. |
Şu anda resimler Washington'a gönderiliyor ve FBl ajanları resimdeki kişileri saptayacak. | Open Subtitles | في هذه اللحظة بالذات،تلك الصورِ في الطّريق إلى واشنطن، حيث مكتب التحقيقات الفدرالي لَهُ الخبراءُ في هذا النوعِ مِنْ التعريفِ. |
Bu fotoğraflar, çarpma sonucu oluşan oyuğun tepesi çökmeden önce çekilmiştir. | Open Subtitles | هذه الصورِ أخذت قبل أنهيار سقف الحلقة الخارجية |
Bu fotoğraflar, Ravensbruck'un kurtuluşundan sonra Ruslar tarafından çekilmiş. | Open Subtitles | هذه الصورِ أُخِذتْ مِن قِبل الروس بعد تحريرِ رافينسبورك. |
Bazı fotoğraflara baktım. Robert'in dairesinde. | Open Subtitles | نَظرتُ خلال بَعْض الصورِ في شُقَّةِ روبرت. |
Bastırılmış hafızasından görüntüler almaya başlıyoruz. | Open Subtitles | إننا نَبْدأُ بالحُصُول على الصورِ مِنْ ذاكرتِها المَقْمُوعةِ |
- Çok resim çekmiyoruz. | Open Subtitles | أَعْني، نحن لا نَأْخذُ الكثير مِنْ الصورِ. |
Baba, saplantı haline getiriyorsun. Gece gündüz, durmadan bu ürkütücü resimlere bakıyorsun. | Open Subtitles | تُحدّقُ في هذه الصورِ المريعةِ بشكل لانهائي. |
Senin fotoğraflarınla başlıyor ve eğer buraya bakarsan benim fotoğraflarıma kadar gidiyor. | Open Subtitles | ماعداه بدايات بالصورِ منك، وهو يَذْهبُ طول الطّريق، إذا تَنْظرُ للوراء هنا، إلى الصورِ منّي. |