Sen eskiden sınıfın arka sırısanda oturuyordun kot pantolonları resimleri çizerdin. | Open Subtitles | لقد اعتدت الجلوس في الخلف ورسم الصور على بنطالكِ |
- Bu resimleri Alex Joseph'e göstermek istiyorum. Senin iznine ihtiyacım yok. - Neden Joseph? | Open Subtitles | أردت ان أعرض هذه الصور على أليكس جوزيف لماذا جوزيف؟ |
Hayır. Stüdyoya götürün. fotoğrafları hemen yayınlarız. | Open Subtitles | فلندخله إلى الإستوديو اليوم، يمكننا إرسال الصور على الفور |
Şurada Bethany Van Polt'le konuşan yaşlıca beyefendi. Ona fotoğrafları gösteriyor. | Open Subtitles | هو ذلك السيد الذي يقوم بعرض الصور على السيدة بيثاني فان بيلت |
Bu fotoğraflar televizyonda gösterilemez. | Open Subtitles | أنا آسف .. لا يمكن أن تظهر هذه الصور على شاشة التلفزيون |
Şu duvardaki fotoğraflara bir bak eğer birini tanırsan, bana söyle, tamam mı? | Open Subtitles | إلقى نظرة على الصور على الحائط. وقول لي إذا تعترفتى بأي شخص. حتى أتمكن من مساعدتك. |
fotoğrafların çekildiği yer 310 derecelik bir iz üstünde 80 metrelik bir alan. | Open Subtitles | الموقع حيث ألتقطت الصور على بعد 265 قدماً على مسار 310 درجة علينا أن نسير من هنا |
Duydum ki siz ikiniz arkadaşmışsınız ama o resimleri duvarlarınızda göremedim. | Open Subtitles | قال الكثير أنكما كنتما صديقين, لكنني لا أرى تلك الصور على الحائط |
Ayrıca, bu resimleri kullanamazsın ki. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنّني لا يمكنني الإستفادة من هذه الصور على أي حال |
Teşekkür ederim, sanırım, ama bu resimleri birilerine göstermek gibi bir planım yok. | Open Subtitles | أشكرك ، على ما أعتقد لكنني لا أخطط لأن أعرض هذه الصور على أحد |
Bunlar yerleşim yerinin son resimleri. Onları ekleyebilir misin? | Open Subtitles | هل يمكنك وضع هذه الصور على الموقع،رجاءًا؟ |
Bu resimleri internetten görüyor ve ertesi gün arabasına atlayıp tüm gün sürecek bir yolculuğa mı çıkıyor? | Open Subtitles | حسنٌ, لقد رأت هذه الصور على الإنترنت وفي الويم التالي، لقد ذهبت إلى سيارتها وتقود في رحلة ليوم؟ |
O telefon konuşmalarını yapan, internetten fotoğrafları yollayan ben değilim. | Open Subtitles | لست انا من قام بالاتصالات الهاتفية ؟ لست انا من كنت ارسل الصور على الشبكة |
Ne diyeceğim bak, fotoğrafları masama bırakıp evine git işe yarın devam edebilirsin. | Open Subtitles | سأخبركِ أمراً. ضعي الصور على مكتبي واذهبي للمنزل وبإمكانكِ أخذها غداً |
Teşekkür ederim, sanırım ama, ben o fotoğrafları kimseye göstermeye düşünmüyorum. | Open Subtitles | أشكرك ، على ما أعتقد لكنني لا أخطط لأن أعرض هذه الصور على أحد |
Ona fotoğrafları götürürüz ve umarım bir kimlik alabiliriz. | Open Subtitles | سنعرض عليه هذه الصور على أمل أن يتعرّف على أحد. |
Bu arada, kayakçı çift fotoğrafları e-posta ile bana yollayacaklar. | Open Subtitles | يقول الزوجين المتزلجَين أنهما أرسلا الصور على بريدي الإلكتروني |
O fotoğraflar bu şehirdeki tüm haber masalarında olacak. | Open Subtitles | سوف يتنهي بهذه الصور على كل مكتب أخبار في المدينة |
O fotoğraflar Internet'te ya da televizyonda yayınlanırsa tanıtım firmamız müşterilerini derginizin yanına bile yaklaştırmaz. | Open Subtitles | إن ظهرت هذه الصور على الإنترنت، أو شاشات التلفاز، مؤسستنا لن تسمح لأيٍ من عملائنا بالإقتراب من مجلتكم |
Duvardaki fotoğraflara ve parmaklarındaki yüzüklere bakılırsa karı kocaymışlar. | Open Subtitles | تدلّ الصور على الحائط والخاتمين في إصبعيهما على أنّهما زوجين |
- Evet efendim. - Masanın üzerindeki fotoğraflara bak. | Open Subtitles | أجل، سيدى - انظر لهذه الصور على المكتب - |
O fotoğrafların, Vince'in bilgisayarında ne işi olduğu konusunda da hiçbir fikrim yok. Tanrım! | Open Subtitles | ولانقاذ لكم السؤال، ليس لدي أي فكرة عما تقوم به هذه الصور على جهاز الكمبيوتر فينس. |
Onlar için değil, en azından şu fotoğrafların hatırı için. | Open Subtitles | ان لم يكن من أجلهم ، فأرجوك من أجل هذه الصور على الأقل |