Hükûmetlere ve vergi mükelleflerine de fayda sağlar. Çünkü, ilaç sektöründeki yenilikçi çalışmalar için kalıcı bir kaynak yaratır. | TED | كما يفيد الحكومات أو دافعي الضرائب، إذا أردت، لأنه يخلق مصدرا دائما للإبتكار الصيدلاني الذي سيكون موجودًا في المستقبل. |
Sen artık, Miramount-Nagasaki'nin dahi ilaç bölümünün sentezlediği kimyasal bir formülsün. | Open Subtitles | أنتِ صيغة كيميائية. هناك في ميراماونت ناغازاكي القسم الصيدلاني الرائع خلاّق. |
Yenilikçi ilaç çalışmalarını daima en büyük problemlerin olduğu yere yönlendiren bir tür makine gibi işler. Buna belki de henüz mevcut olmayan hastalıklar da dâhil. | TED | إنه نوع من الآلة التي توجه الابتكار الصيدلاني إلى حيث لدينا أعظم المشاكل، ربما لأمراض لا وجود لها حتى الآن بعد. |
Bu ilaç sektörü açısından yeni bir yağmur ormanı gibi olabilir. | TED | قد تكون الغابة المطيرة القادمة في المصطلح الصيدلاني |
Ben de parmak arası terlik fiyatlarını değiştirmeyi, yeni tekerlekleri koklamayı... .. ve bedava ilaç için eczacıdan tavsiye almak istiyorum. | Open Subtitles | اريد شراء شبشب، واشتمالإطاراتالجديدة.. واستشر الصيدلاني ليعطيني نصائح طبية مجانية |
Demek kasanız, ilaç düzeyinde efedrin ile doluymuş. | Open Subtitles | إذن، صندوقكم مليئ بالـ"إيفيدرين" الصيدلاني. |