Yani fotoğrafları meşru yollarla bulup her şeyi hukuki bir hale getirecektin. | Open Subtitles | ،إذًا، كان من المُفترض أن تجد هذه الصُور .وإعادة القضيّة إلى مجراها |
Bu yüzden kocan bu fotoğrafları ele geçirmek için o kadar para ödedi. Kocan Tanrının adamına şantaj yapıyormuş. | Open Subtitles | هناك سبب وحيد سيجعل زوجكِ يدفع الكثير لإقتناء هذه الصُور. |
Eğer ona 25.000 Dolar verirsem, fotoğrafları yok edeceğini söyledi. | Open Subtitles | قال لو أعطيته 25.000 دولار، فسيجعل الصُور تختفي للأبد. |
Sanırım bu fotoğraf bulmacanın son parçası oluyor. | Open Subtitles | هذه الصُور ستُشكل القطعة الأخيرة في العبة |
Bu fotoğraflar, diplomatik denetimden geçerken çekildi. Bu çok mantıksız. | Open Subtitles | هذه الصُور ألتقطت له بمجرد عبورة نقطة التفتيش الديبلوماسية |
Haibach, Panzer davasında küçük kız resimleri toplayan adam değil miydi? | Open Subtitles | أليس (هايباك) هُو الرجل من قضيّة (بانزر) الذي لديه كلّ تلك الصُور للفتيات الصغيرات؟ |
Eğer fotoğrafları bir daha görmezse, ödeştiniz demekmiş. | Open Subtitles | يقول إذا لمْ يرك أو تلك الصُور مُجدّداً، فأنتما مُتعادلان. |
Bana kalırsa bir şekilde evine gittiğimizi fotoğrafları gördüğümüzü anladı. | Open Subtitles | أعتقد أنه عرف بطريقة ما أننا كٌنّا هٌناك، في منزله، رأيت تلك الصُور. |
- Ne buldun? - Düzinelerce gözetleme fotoğrafları. | Open Subtitles | ماذا وجدت - عشرات من الصُور لنا ونحن فى الشارع - |
- Çoğu insan bunu bilmez ama bu fotoğrafları basan yazıcının seri numarası resmin içine gömülür. | Open Subtitles | -مُعظم الناس لا يعرفون هذا ، لكن الرقم التسلسلي للطابعة التي استخدمت لطباعة هذه الصُور مُتضمنة بالفعل في الصُورة. |
Evet, demiştin. Harlem Gençlik Klübünde çekilen fotoğrafları inceledik | Open Subtitles | أجل، حول ذلك، لقد تحققنا من الصُور في نادي "شباب (هارلم)". |
Bu fotoğrafları senin çektiğini biliyoruz Ken. Evine girdiğini biliyoruz. | Open Subtitles | نعلم أنّك إلتقطت تلك الصُور يا (كين)، ونعلم أنّك كنت في منزلها. |
Başlarda öyleydi. Sonra Rogan bunu öğrenmiş olmalı. Bir şekilde fotoğrafları eline geçirmiş. | Open Subtitles | في البداية، ثمّ لابدّ أنّ (روغان) إكتشف ذلك، ووضع يديه على الصُور بطريقة ما. |
Eğer sen Sapphire değilsen. Eğer sen Sapphire olsan bu para akışını kestiği için ona sinirlenirsin ve o fotoğrafları geri almak istersin. | Open Subtitles | ليس لو كنت (ساثفاير)، لو كنت (ساثفاير)، فستغضب لخسارتك دخلك وستودّ إستعادة تلك الصُور. |
Peki, açığa çıkan fotoğraf ve videolara ne diyorsunuz? | Open Subtitles | عُذرا، كيف لكَ أن تفسر الصُور و المَقاطع التيّ أخَذنها ؟ |
Peki, size gösterdiği fotoğraf nerede çekilmişti? | Open Subtitles | وهذه الصُور التي أرتكِ إيّاها، أين تمّ إلتقاطها؟ |
Şu Jesse Jones ve Mandy Sutton olmayan kızın olduğu fotoğraf! | Open Subtitles | تلك الصُور لـ(جيسي جونز) وفتاة لمْ تكن (ماندي ساتون)؟ |
Gönderdiğiniz fotoğraflar, belirtileri vardı bir mücadele yatak odasında? İşte bu şekilde. | Open Subtitles | في الصُور التي أرسلتها، كانت هُناك دلائل على وُجود صراع في غرفة النوم؟ |
Bu yüksek çözünürlükteki fotoğraflar sahtekarlar tarafından kullanılabilir. | Open Subtitles | تلك الصُور لها جودة عالية كافية ليتم استخدامها بواسطة المُزوّر. |
Bu fotoğraflar Frankie Ray için çalışmaya başlamadan günler öncesine ait. | Open Subtitles | أجل، وهذه الصُور تعود لما قبل بدأ (فرانكي) العمل لحساب (راي). |
Bunlara onu onlar sürükledi. Bu nedenle o resimleri yolladım. | Open Subtitles | لهذا السبب أرسلتُ لها تلك الصُور... |