Geçen hafta, ""dev Çakal Wile Ayağı"'ndan nefret ettiğini sen söyledin. | Open Subtitles | الأسبوع الماضي, أنت قلتِ أنكِ تكرهين أقدام القيوط الضخمة التي لديك |
dev sürüngenler, inanılmaz yaratıklarla dolu denizlere hükmediyordu. | Open Subtitles | حيث الزواحف الضخمة التي سيطرت على البحار المملوءة بالمخلوقات المدهشة |
Teşekkürler ama şu dev metal top olayını araştırmam gerekiyor. | Open Subtitles | شكراً. لكن لدي قضيّة الكرة المعدنية الضخمة التي عليّ اكتشاف سببها |
Tayland'ın yarısı dev gibi sarışın erkek fatmayla çalkalanıp duruyor. | Open Subtitles | نصف تايلاند تتحدث عن المرأة الذكر الشقراء الضخمة التي تمزق بلدتهم,هل تمازحيني؟ |
400 km genişliğindeki dev lav havuzlarının yanı sıra, yüzlerce kilometre boyunca akan lav nehirleri de vardır. | Open Subtitles | وبصرف النظر عن برك الحمم البركانية الضخمة التي يصل عرضها 250ميل هناك أيضا أنهار تدفق مئات الأميال من الحمم البركانية |
İşte burada nasıl her biri yaklaşık 20 tonluk bu dev katalog kirişleri alıp bir avlu alanının etrafına kademe kademe yükleyebileceğimizi çözmeye çalışıyoruz... | TED | ها نحن ذا، نحاول أن نعرف كيف نأخذ هذه الحزم الجاهزة الضخمة التي تزن حوالي عشرين طناً لكل واحدة، ونرصها بشكل تدريجي حول الفناء... |
Dünya'yı oluşturan bu dev çarpışmalar son derece enerji doluydular. | Open Subtitles | هذه التصادمات الضخمة التي كوّنت الأرض |
Çok eski bir memeli türünden geliyorlar ve eskiden düzinelerce türleri vardı; dev toprak hayvanları ki küçük bir boyunda oluyorlardı ve avokadoları tüm olarak yiyebilecek, sonra da onları ayıracak kadar büyük tek memelilerden biriydi. | TED | فهم ينحدرون من سلالة ثدييات قديمة وواحدة من عشرات الفصائل تشمل الكسلان العملاق الذي كان فى حجم الفيل الصغير، وواحد من الحيوانات الضخمة التي بإمكانها أكل حفر أفوكادو وتنثرها . |