| O kadar iyi biliyordum ki o sadece kulakla deneyimlenen bir şey olmak zorunda değildi. | TED | أعرفه جيدا. ليس من الضروري أن يكون شيئا قمت بسمعه. |
| Reddit'in kurucu ortağı Alexis Ohanian, tüm aktif dostlukların ciddi olmak zorunda olmadığını gösterdi. | TED | أليكس أوهانيان، أحد مؤسسي موقع ريديت، وضح أنه ليس من الضروري أن يكون جميع المساندين جادين جدًا. |
| Adının John olmasına gerek yok tabii. Bizim taraftan birinin adı olsa olur. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون اسمه جون، طبعا فأي اسم من ناحيتى سيكون مناسباً |
| Hayır, gerçek numaran olmasına gerek yok. | Open Subtitles | . لا ، ليس من الضروري أن يكون رقمك الحقيقي |
| Sadece grip de olabilir. Öldürücü bir şey olması gerekmiyor. | Open Subtitles | أجل, قد يكون زكام, ليس من الضروري أن يكون قاتلاً |
| İyi ama böyle olması gerekmiyor. | Open Subtitles | حسناً، ليس من الضروري أن يكون بهذه الطريقة |
| Tek söylediğim eğer bir şeyler olursa, bunun dünyanın sonu olması gerekmez. | Open Subtitles | كل ما أريد قوله، إذا حصل أي شيء، ليس من الضروري أن يكون السبب في نهاية العالم |
| Fakat kanser teşhisi ölüm cezası olmak zorunda değildir. | TED | لكن ليس من الضروري أن يكون تشخيص السرطان كعقوبة الإعدام. |
| Tanrım. Her şey seninle ilgili olmak zorunda mı? | Open Subtitles | يا إلهي هل من الضروري أن يكون كل شي متعلقاً بك؟ |
| Bütün kalp hasarları yapısal olmak zorunda değildir. | Open Subtitles | ؟ ليس من الضروري أن يكون ضرر القلب هيكليّاً |
| burada durup bunu yapmana izin... böyle... bu şekilde olmak zorunda değil. | Open Subtitles | أنا لن أجلي هنا وأتركك, هنتا هذا ليس ليس من الضروري أن يكون بهذه الطريقة |
| Beni dinle, tek gecelik bir şey olmasına gerek yok. | Open Subtitles | أنظري، ليس من الضروري أن يكون ما هو بيننا لليلة واحدة فقط |
| - Ama böyle olmasına gerek yok. | Open Subtitles | لكن ليس من الضروري أن يكون الأمر بهذه الطريقة |
| Bana hızlıca cevap ver. Doğru olmasına gerek yok. Aklına ilk geleni söyle. | Open Subtitles | أعطني جواباً فورياً، ليس من الضروري أن يكون صحيحاً، بل الفظه فحسب |
| Her zaman iyi olmasına gerek yok ama ara sıra da güzel olsun be. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون كل شيئ طوال الوقت جيد. لكن مرة كل فترة... |
| Önemli değil. Hissettiğini söyledin. Mantıklı olması gerekmiyor. | Open Subtitles | لا بأس, إنه شعور, ليس من الضروري أن يكون منطقي |
| Bu şekilde olması gerekmiyor. Onun orospusu olmana gerek yok. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون كذلك لم يكن لديك لتكون عاهره له |
| Çok düzgün olması gerekmiyor. Çabuk ol yeter. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون جميلاً ، فقط سريع. |
| Öyle olması gerekmiyor. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون بهذه الطريقة |
| Zorlukla olması gerekmez, William. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون صعبا، وليام. |
| Kusursuz olması gerekmez, sadece doğru olsun yeter. | Open Subtitles | ليس من الضروري أن يكون مثاليا |