"الضغط عليهم" - Translation from Arabic to Turkish

    • baskı
        
    Müttefiklerin Auschwitz hakkında bilgisi arttıkça üzerlerindeki baskı da artıyordu. Open Subtitles وكُلـّما علم الحلفاء أكثر "حول "آوشفيتس كُلـّما زاد الضغط عليهم
    Bu tip miras yedilerden olmasanız da üzerinizdeki baskı aynıdır. Open Subtitles و بالنسبة للقلة العاديين لا يقل الضغط عليهم
    baskı yapmaya devam edersem, belki psikolojik gözetimi bir gün önce bitirebilirler. Open Subtitles لو استمريت فى الضغط عليهم هناك فرصه قد ينهون علاجه النفسى قبلها بيوم
    Eyalet Sigorta Müfettişi'nin baskı yapmalarını sağla. Open Subtitles قم بالحصول على تأمين مفوض الدولة حتى تمارس بعض الضغط عليهم
    Üzerinde baskı bile kuramayız çünkü kadın Çinli bir diplomat. Open Subtitles لا يمكننا حتى الضغط عليهم لانها دبلوماسية صينية
    Sadece onlara baskı yapmak istedim, daha kötü olmasın diye. Open Subtitles اردت ان اطبق الضغط عليهم كي لا ينسوها
    Meclis soruşturmasına karşı olan Güneydeki Demokratlara Komisyon Başkanı tarafından baskı yapıldığının kesinleşmesinden hemen sonraydı. Open Subtitles بعد أن كان واضحا أن الديموقراطيين الجنوبيين الذين كانوا لا يزالوا ضد توجيه الاتهام لنا بالتقصير قد تم الضغط عليهم من قبل رئيس المجلس
    Bu öne çıkan kişilere, Beyaz Saray tarafından baskı gördüklerini söyleyen isimsiz analistlere açılan, onları ailelerinin soyadlarını kullanmalarından alıkoyacak ve bu iftiraya bulaştıracak apaçık bir uyarı ateşidir. Open Subtitles هذا من الواضح مخطط له كتسديدة من القوس إلى هؤلاء الذين قد يخطون إلى الأمام هؤلاء المجهولين الذين يدَّعون محلليين الذين قالوا بأنهم تم الضغط عليهم
    Bu öne çıkan kişilere, Beyaz Saray tarafından baskı gördüklerini söyleyen isimsiz analistlere açılan, onları ailelerinin soyadlarını kullanmalarından alıkoyacak ve bu iftiraya bulaştıracak apaçık bir uyarı ateşidir. Open Subtitles هذا من الواضح مخطط له كتسديدة من القوس إلى هؤلاء الذين قد يخطون إلى الأمام هؤلاء المجهولين الذين يدَّعون محلليين الذين قالوا بأنهم تم الضغط عليهم
    Anna hala yemeyi reddediyor, evden çıkmasına izin vermeleri için onlara baskı yapmaya çalışıyor. Open Subtitles لا تزال (آنا) ترفض الأكل، تحاول الضغط عليهم ليخرجوها من المنزل.
    (Alkışlar) Bunları yapmaları için onlara baskı kurmaktan ve yapmaları için bekleyip dua etmekten başka, bizim de yapabileceğimiz başka şeyler var. TED (تصفيق) لكن علاوة على الضغط عليهم للقيام بذلك وانتظارهم على أمل القيام بذلك، هناك أمورٌ يمكنُ لبقيتنا القيام بها أيضًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more