Bu yüzden, lütfen, karşıma geçip vicdan saçmalığından bahsetme bana, olur mu? | Open Subtitles | لذا، أرجوكِ، لا تعطيني من هذه أمور تأنيب الضمير أو ما شابه؟ |
Bir anlık vicdan yaptığıma pişman etme beni. Git buradan! | Open Subtitles | لا تدعيني أندم على صحوة الضمير هذه اذهبي مِنْ هنا |
Ve vicdan, üzüntü gibi şeyler sadece bizim uydurmamızdı. | Open Subtitles | , ,و اشياء مثل الضمير,المبادىء . ماهى إلا بدع |
Büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini? vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman. | Open Subtitles | إن إساءة استعمال العظمة تتجلى عندما ينفصل الضمير الحيّ عن السلطة |
Değiştim. vicdanlı olmak için biraz geç, değil mi? | Open Subtitles | أنا غيّرت، إنها قطعة متأخرة من أجل الضمير |
vicdanın rahatladı mı şimdi? | Open Subtitles | وعلى الأقل ، كما قال الخبير التقني والذييعرفهذاالأمر. والآن ، هل تشعرين بأنكِ أفضل وتشعرين براحة الضمير ؟ |
Açgözlü, vicdansız ve para için herşeyi yapacak biri olduğumu sanıyor olmalısın... | Open Subtitles | أنت أكيد تحسبينني جشعا عديم الضمير أفعل كل شيء لأجل المال. |
vicdan azabı için çok geç. | Open Subtitles | الوقت قد تاخر على صحوه الضمير , الا تعتقد ذلك ؟ |
-Hatta, hiç birşeyin yok. -Bende olan temiz bir vicdan. | Open Subtitles | المسألة الحقيقة أنك لم تحصلي على شيء ما لدي هو الضمير النظيف |
vicdan, başa beladır bir sinek havlayan bir köpektir! | Open Subtitles | الضمير هو مصدر إزعاج لطيران الكلاب النابحة |
Bunu üzerime atma şimdi, Çünkü sonunda vicdan sahibisin. | Open Subtitles | لاتسيء لي بدون ذنب فقط بسبب لديك أخيرا نوبة الضمير |
Eğer bize bakamazsa, bu vicdan azabından olabilir mi? | Open Subtitles | إن كان يحاول بشدة ألا ينظر هل هو عذاب الضمير ؟ |
Seni şuracıkta gebertsem zerre kadar vicdan azabı çekmeyeceğimi biliyorum. | Open Subtitles | يعني أنني لو قتلتك الآن فلن أشعر بتأنيب الضمير |
Efendim, rahat olmayan bir vicdan bu ülkenin kurtuluşu için makul bir bedeldir. | Open Subtitles | سيدى, تأنيب الضمير ثمن زهيد من أجل نجاة هذه البلاد |
Daha önceden söylediğim gibi vicdan azabı duymuyorum. | Open Subtitles | لا أعاني من تأنيب الضمير, أخبرتك ذلك مسبقاً |
vicdan konusunda senden ders alacak değilim! | Open Subtitles | لا أريد محاضرةً عن الضمير منك من بين جميع الناس |
İçinde bir şey olmadığını anlayana kadar bende bir düşünce meydana geldi. Ne vicdanı ne de sebepleri olan uzaktan bile insan olmayan biri. | Open Subtitles | كان يشكّل هاجساً لي، حتّى أدركت أنه لا يوجد داخله أيّ ذرة من الضمير أو من العقل لا شيء بالإنسانيةّ بصلة |
Bari bunu kabul edecek kadar vicdanlı ol. | Open Subtitles | ليكن لديّكِ الضمير الكافي للإعتراف بهذا. |
- İstediğimizi aldık. - Senin vicdanın yok, Fakat ben bir samurayım. | Open Subtitles | انك اتممت مهمتك - انت عديم الضمير و لكنني محارب الساموراي - |
Açgözlü, vicdansız ve para için herşeyi yapacak biri olduğumu sanıyor olmalısın... | Open Subtitles | أنت أكيد تحسبينني جشعا عديم الضمير أفعل كل شيء لأجل المال. |
Belki de vicdanım fazla duyarlı. | Open Subtitles | ربما أنا فقط عِنْدي الضمير الشديد النشاط. |
suçluluk duyguları kazandırabilir. | Open Subtitles | سوف يشعرون بتأنيب الضمير الهائل، مِن شأن ذلك أن يكون مُثمراً للغاية. |
Bazı Ahlaksız satıcılar, insanların bitcoinlerini alıp uyuşturucuları göndermeden kaçıyordu. | TED | إذْ كان بعض التجار عديمي الضمير يهربون بعملات بينكوين الخاصة بالناس قبل إرسال المخدرات إليهم. |
pişmanlık düğmesine bir kez daha bassaydım başarabilirdim. Bart, gitmeliyim. | Open Subtitles | لو أمكنني ضغط زر "تأنيب الضمير" مرة واحدة لفزت باللعبة |
Birazcık fazla sorumluluk sahibi olan çok sayıda memur var. | Open Subtitles | لدينا الكثير ممن يسمون بأنهم موظفون حكوميون من ذوي الضمير |
Miles çocuğu bıraktığı için artık vicdanımız rahat ölebiliriz. | Open Subtitles | لأنّ مايلز ترك الصغير بفلت, لذا يمكننا الموت حميعاً مرتاحي الضمير |
EA: zamir olarak "biz"i kullandım çünkü bu bizim ceza hukuku sistemimiz ve bizim çocuklarımız. | TED | إيف: لقد استعملت بمعرض كلامي الضمير "نحن" لأن الأمر متعلق بنظامنا القضائي الجنائي وبأطفالنا. |