"الضمير" - Translation from Arabic to Turkish

    • vicdan
        
    • vicdanı
        
    • vicdanlı
        
    • vicdanın
        
    • vicdansız
        
    • vicdanım
        
    • suçluluk
        
    • Ahlaksız
        
    • pişmanlık
        
    • sahibi
        
    • vicdanımız
        
    • zamir
        
    Bu yüzden, lütfen, karşıma geçip vicdan saçmalığından bahsetme bana, olur mu? Open Subtitles لذا، أرجوكِ، لا تعطيني من هذه أمور تأنيب الضمير أو ما شابه؟
    Bir anlık vicdan yaptığıma pişman etme beni. Git buradan! Open Subtitles لا تدعيني أندم على صحوة الضمير هذه اذهبي مِنْ هنا
    Ve vicdan, üzüntü gibi şeyler sadece bizim uydurmamızdı. Open Subtitles , ,و اشياء مثل الضمير,المبادىء . ماهى إلا بدع
    Büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini? vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman. Open Subtitles إن إساءة استعمال العظمة تتجلى عندما ينفصل الضمير الحيّ عن السلطة
    Değiştim. vicdanlı olmak için biraz geç, değil mi? Open Subtitles أنا غيّرت، إنها قطعة متأخرة من أجل الضمير
    vicdanın rahatladı mı şimdi? Open Subtitles وعلى الأقل ، كما قال الخبير التقني والذييعرفهذاالأمر. والآن ، هل تشعرين بأنكِ أفضل وتشعرين براحة الضمير ؟
    Açgözlü, vicdansız ve para için herşeyi yapacak biri olduğumu sanıyor olmalısın... Open Subtitles أنت أكيد تحسبينني جشعا عديم الضمير أفعل كل شيء لأجل المال.
    vicdan azabı için çok geç. Open Subtitles الوقت قد تاخر على صحوه الضمير , الا تعتقد ذلك ؟
    -Hatta, hiç birşeyin yok. -Bende olan temiz bir vicdan. Open Subtitles المسألة الحقيقة أنك لم تحصلي على شيء ما لدي هو الضمير النظيف
    vicdan, başa beladır bir sinek havlayan bir köpektir! Open Subtitles الضمير هو مصدر إزعاج لطيران الكلاب النابحة
    Bunu üzerime atma şimdi, Çünkü sonunda vicdan sahibisin. Open Subtitles لاتسيء لي بدون ذنب فقط بسبب لديك أخيرا نوبة الضمير
    Eğer bize bakamazsa, bu vicdan azabından olabilir mi? Open Subtitles إن كان يحاول بشدة ألا ينظر هل هو عذاب الضمير ؟
    Seni şuracıkta gebertsem zerre kadar vicdan azabı çekmeyeceğimi biliyorum. Open Subtitles يعني أنني لو قتلتك الآن فلن أشعر بتأنيب الضمير
    Efendim, rahat olmayan bir vicdan bu ülkenin kurtuluşu için makul bir bedeldir. Open Subtitles سيدى, تأنيب الضمير ثمن زهيد من أجل نجاة هذه البلاد
    Daha önceden söylediğim gibi vicdan azabı duymuyorum. Open Subtitles لا أعاني من تأنيب الضمير, أخبرتك ذلك مسبقاً
    vicdan konusunda senden ders alacak değilim! Open Subtitles لا أريد محاضرةً عن الضمير منك من بين جميع الناس
    İçinde bir şey olmadığını anlayana kadar bende bir düşünce meydana geldi. Ne vicdanı ne de sebepleri olan uzaktan bile insan olmayan biri. Open Subtitles كان يشكّل هاجساً لي، حتّى أدركت أنه لا يوجد داخله أيّ ذرة من الضمير أو من العقل لا شيء بالإنسانيةّ بصلة
    Bari bunu kabul edecek kadar vicdanlı ol. Open Subtitles ليكن لديّكِ الضمير الكافي للإعتراف بهذا.
    - İstediğimizi aldık. - Senin vicdanın yok, Fakat ben bir samurayım. Open Subtitles انك اتممت مهمتك - انت عديم الضمير و لكنني محارب الساموراي -
    Açgözlü, vicdansız ve para için herşeyi yapacak biri olduğumu sanıyor olmalısın... Open Subtitles أنت أكيد تحسبينني جشعا عديم الضمير أفعل كل شيء لأجل المال.
    Belki de vicdanım fazla duyarlı. Open Subtitles ربما أنا فقط عِنْدي الضمير الشديد النشاط.
    suçluluk duyguları kazandırabilir. Open Subtitles سوف يشعرون بتأنيب الضمير الهائل، مِن شأن ذلك أن يكون مُثمراً للغاية.
    Bazı Ahlaksız satıcılar, insanların bitcoinlerini alıp uyuşturucuları göndermeden kaçıyordu. TED إذْ كان بعض التجار عديمي الضمير يهربون بعملات بينكوين الخاصة بالناس قبل إرسال المخدرات إليهم.
    pişmanlık düğmesine bir kez daha bassaydım başarabilirdim. Bart, gitmeliyim. Open Subtitles لو أمكنني ضغط زر "تأنيب الضمير" مرة واحدة لفزت باللعبة
    Birazcık fazla sorumluluk sahibi olan çok sayıda memur var. Open Subtitles لدينا الكثير ممن يسمون بأنهم موظفون حكوميون من ذوي الضمير
    Miles çocuğu bıraktığı için artık vicdanımız rahat ölebiliriz. Open Subtitles لأنّ مايلز ترك الصغير بفلت, لذا يمكننا الموت حميعاً مرتاحي الضمير
    EA: zamir olarak "biz"i kullandım çünkü bu bizim ceza hukuku sistemimiz ve bizim çocuklarımız. TED إيف: لقد استعملت بمعرض كلامي الضمير "نحن" لأن الأمر متعلق بنظامنا القضائي الجنائي وبأطفالنا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more