yüksek enerji akımlarını dönüştüren virkatör adında ufak bir vakum tüpü bulacaksın. | Open Subtitles | ستجد أنبوب مفرغ صغير يسمى فيركيتور . ذلك يحوّل نبضات الطاقة العالية |
AMBE'den sonra Shehu yüksek enerji fiziği üzerinde çalışmak istedi, ve Cambridge geldi. | TED | و بعد آيمز , شيهو أراد أن يدرس فيزياء الطاقة العالية و قدم إلى كمبريدج |
Şöyle olur bu yüksek enerji evresinde kalırlar ve daha sonra yine düşerler. | Open Subtitles | أنهم يستقرون في حالة الطاقة العالية هذه ومن ثم يسقطون مرة أخرى |
Güneş ışığının güneş yanmasına neden olan ve cilt kanseri riskini artıran yüksek enerjili kısım budur. | TED | وهي الجزء ذو الطاقة العالية من ضوء الشمس التي تسبب الحروق وترفع من احتمال الإصابة بسرطان الجلد. |
Tatlı düşkünlüğümüz evrimleşmiştir ve yüksek enerjili yiyecekler için yapılan içgüdüsel bir tercihtir. | TED | فشهيتنا للحلويات قد تطورت كخيار مفضل للطعام ذو الطاقة العالية |
Bu onlardan biri... yüksek enerjili cihazlar, değil mi? | Open Subtitles | هذه هى احدى آلات الطاقة العالية , اليس كذلك ؟ |
Artık kuvarkların yüksek enerji yüküyle sonsuz serbestlikte olduklarını görebilirsin. | Open Subtitles | الآن يمكنك أن تثبت أن جسيمات كوارك حرة بشكل تقريبي في مستويات الطاقة العالية |
Yaptığımız deneylere yeterince yüksek enerji harcadık | Open Subtitles | لقد أجرينا تجارب ذهبت إلى ما يكفى من الطاقة العالية لتخبرنا أنه يوجد حدود هناك، و أن هناك أرضٌ خلفها، |
Ama Higgs'in detaylı özelliklerine bakana dek ve yüksek enerji versiyonunu elde edene dek | Open Subtitles | ولكن حتى ننظر إلى الخصائص التفصيلية للهيجز وحتى يكون لدينا النسخة ذات الطاقة العالية |
Yine de yüksek enerji deneyleri esasında her biri altı tane olan yukarı ve aşağı, garip ve tılsım, alt ve üst kuarklar olduğunu ortaya koyuyor ve çok miktarda yığınlarla içeri giriyorlar. | TED | غير أن التجارب ذات الطاقة العالية كشفت أن هناك في الواقع ستة كواركات، السفلي والعلوي، والغريب والساحر، والـقعري والقـمّي ويأتون ضمن نطاق واسع من الأحجام |
Düşük ama yeterli bir verimle geçidin kurtulabileceği ama madde akımına birikmiş bir etki oluşturmak için yeterli yüksek enerji sağlayabilecek bir patlama ayarlamamız gerekiyor. | Open Subtitles | نحن بحاجة لمعايرة الإنفجار ,مع ناتج قليل بما فيه الكفاية بهذا البوابة , ستنجوا وتحافظ على الطاقة العالية بشكل كاف دون أن يكون هناك أثر تراكمي في مجرى الدفق |
Böylelikle, tabakalardan zarlar oluşuyor, biraz dalgalılar, ve kenarları bir çeşit yüksek enerji. | Open Subtitles | إذا",تشكل الجدران صفائح, وهي نوعا" ما متموجة و الحواف فيها نوع من الطاقة العالية |
W ve Z'yi direkt gözlemlemek için parçacık hızlandırıcısıyla sağlanan yüksek enerji çarpışmalarına ihtiyacımız var. | TED | ولرصد الدبليو(W) والزد (Z) مباشرة، احتجنا التـصادمات ذات الطاقة العالية المتوفرة بواسطة مسرّعات الجسيمات. |
Solucan deliği ve sizin metal engeliniz arasındaki boşluk yüksek enerjili parçacıkların birleşmesi için yeterli olabilir. | Open Subtitles | الفضاء بين درعك المعدني والثقب الدودي قد يكون كافي لتكتمل جزيئات الطاقة العالية |
Yani, o yüksek enerjili silahlar üzerine uzmanlaşmış Ben de yerçekimi üzerine.. | Open Subtitles | أعني، أنه متخصّص في أسلحة الطاقة العالية |
Hava deliği için, yüksek enerjili hava jetleri geliştirdik. | Open Subtitles | قمنا بتطوير الطاقة العالية بفتحة التنفس النافخة |
Şöyle ki, bazı karmaşık takaslar yapmamız gerekecek ancak Afrika'nın yüksek enerjili geleceğinin, düşük karbonlu gelecekle beraber olabileceğine inanıyorum. | TED | حسنًا، سيتعين علينا إجراء بعض المقايضات المعقدة، لكنني أعتقد أن مستقبل الطاقة العالية لأفريقيا ليس محصورًا فقط في مستقبل منخفض الكربون. |
yüksek enerjili fotonlar fırlatacak sanırım. | Open Subtitles | أعتقد أنه يطلق نبضة من (الفوتونات) ذات الطاقة العالية |