Çok ama çok üzgünüm ama şu andaki boktan durumlarımız bu masanın dışında ve birbirimizden hoşlanmaya karar verebiliriz... | Open Subtitles | أنا آسفه جداً جداً جداً جداً ولكن الآن اترين, جميع تراهاتنا على الطاوله ونسنطيع إختيار الإستمرار في الإعجاب ببعض |
Kira parasını masanın üstüne bıraktım. | Open Subtitles | لقد وضعت النقود الخاصه بالأيجار على الطاوله |
masaya davetliyiz. Umarım parmaklarınla yiyebilirsin. | Open Subtitles | نحن مدعوون الى الطاوله أتمنى أن تستطيع الأكل بأصابعك |
Ektoplazmik hat ağdan geçerek masaya doğru ilerliyor. | Open Subtitles | ذنيب الإكتوبلازم يعبر خلال الشبكه و يتحرك بإتجاه الطاوله |
O masada doktoru saklamanı gerektirecek ne görmüş olabilirsin ki? | Open Subtitles | اقصد الي شفتيه على الطاوله خلاكي تبين تخفين انك دكتورة |
Tavan arasının penceresini açıyor, bir masa örtüsü var. binanın televizyon anteninin etrafına sarılmış. | TED | ويقوم بفتح النافذه ليجد بالطبع مفرش الطاوله ملتف حول هوائي البنايه. |
Şu masayı çekelim de kapağı kaldırıp açabileyim. | Open Subtitles | سوف نحرك الطاوله لكى استطيع رفع البساط وارفع الباب الخفى |
Bu masanın etrafında oturanlardan hanginiz... | Open Subtitles | من هنا على هذه الطاوله يمكنه القول بصدق .. ِ |
masanın üzerinde yemek ve dumanı tüten bir teneke fincan varmış. | Open Subtitles | كان يوجد طعام على الطاوله واكن يوجد كوب قهوة ساخن |
kesin kanaatime göre, zehirlemiş, şu kartı ve masanın üstünde duran şu ilginç şekilli enstrümanı. | Open Subtitles | التى هى بالتاكيد مسمومه تلك البطاقه و تلك الاله الغريبه كانوا على الطاوله |
O kadar acele ettin ki masanın üstündekini görmedin. | Open Subtitles | انت كنت متعجلا الخروج من هناك الى درجه انك حتى لم ترى ما كان موجودا على الطاوله |
Yani şimdi masaya döktüğün sosu silince, Salmonella, Listeria, Shigella gibi bakteriler bırakıyorum. | Open Subtitles | إذاً.إذا كنت تريد أن تمسج تلك الصلصه التي على الطاوله الان سيخلف هذا بكتريا مثل السالمونيا و الليستريا و السياط |
- Bende. Menülerinizi masaya bırakın. Can kulağıyla dinlemenizi istiyorum. | Open Subtitles | لدي أنا ولكن يجب عليكم وضع القائمة على الطاوله لأني احتاج إنتباهكم الكامل |
Sanırım, altına saklanmaya çalıştığım masaya kafamı vurdum. | Open Subtitles | أنا أعتقد أني ضربت رأسي بينما كنت أمسك الطاوله محاولا النزول لتفادي الطلقه |
Hayır, hayır, foleyi takarsan, bu adam kan kaybedip masada kalabilir. | Open Subtitles | لا لا لا داعي للقسطرة هذا الرجل سينزف وسيموت على الطاوله |
Bakışı şu masada dene. Ben tuvalete gidiyorum. | Open Subtitles | لنجرب مرة اخرى على تلك الطاوله انا ذاهب الى حمام الرجال |
Koltuğumun yanındaki masada durması konusunda anlaşmıştık. | Open Subtitles | أظن أننا قد إتفقنا أن يكون مكانه على الطاوله بجانب كرسيي |
Şimdi tek yapması gereken mükkemel bir masa ile kız arkadaşının gelmesini beklemek. | TED | فكل ما عليه ان يقوم به الان وقد صار لديه مفرش الطاوله المثالي هو انتظار وصولها |
Şunlara bak. Sanki masa kendilerine ait. | Open Subtitles | انظر إليهم,يجلسون هناك و كأنهم يملكون الطاوله. |
- Eeesi bugün oise gidip masayı temizleyeceğim, kamyonu vereceğim ve belki biraz çirkefleşip patronunun suratına bir tane yapıştıracağım. | Open Subtitles | لذا، سأذهب إلى المكتبِ ، أنظّفْ الطاوله أشغل الشاحنهَ وأحْصلُ على وجه سكير و أضرب رئيسَكَ في الفَمِّ |
Nick, Ayaklarını masadan çek. Sen de, Martin. | Open Subtitles | نيك ازل قدميك من على الطاوله وانت ايضا مارتن |
masadaki sigaralar ve kapıdakiler farklı markalardı. | Open Subtitles | سجائر على الطاوله وغيرها عند الباب ومن أصناف مختلفه |
Bu sofrayı kaç defa beraber kurduk acaba? | Open Subtitles | كام من مره جلسنا إلى هذه الطاوله مع بعض؟ |
Ellerini şu tezgahın üstüne koyup konuşuyormuşuz gibi öne eğil. | Open Subtitles | ضع يدك على الطاوله و انحنى كأننا نتحدث |
Ayrıca masaların ve sedyelerin köşelerine plastik korumalar koyun. | Open Subtitles | و وضع العازل البلاستيكي على اي زوايا حاده على الطاوله او على النقالات. |
Annem yemek masası için yardım etmeni istiyor. | Open Subtitles | امي تريد مساعدتك في ترتيب الطاوله للعشاء |