Kimse beni izlemesin diye uzun yoldan geldiğimi söyleyeceğim. | Open Subtitles | أننى سلكت الطريق الطويل حتى لا يتبعنى أحد |
Hee-hee. Pardon. Sanırım uzun yoldan gideceğiz. | Open Subtitles | آسف، أعتقد أنه يجب علينا أن نتخذ الطريق الطويل. |
O halde beni uzun yoldan götürüyor olmalısın. | Open Subtitles | هذا يعني إذن أنك تأخذينني عبر الطريق الطويل |
Yürümek zorunda kaldığın, karanlığa giden şu uzun yolu kıskanıyorum. | Open Subtitles | يا صغيرتي لديكِ الكثير لتتعلميه أنا تقريبًا أحسدكِ على الطريق الطويل الذي عليك الذهاب إليه |
Doğrusu, uzun yol daha kolaydır. | Open Subtitles | الحياة ستفعل ذلك بك وبصدق ، الطريق الطويل أسهل |
Çünkü yaşam, tıpkı yıldızlar, gezegenler ve galaksiler gibi düzenden düzensizliğe giden uzun yolda sadece birer geçici yapılardır. | Open Subtitles | لأن الحياة مثلها مثل النجوم والكواكب والمجرات ما هي الا ابنية مؤقتة على ذلك الطريق الطويل من النظام الى اللانظام |
"Uzaktaki Ev". | Open Subtitles | "الطريق الطويل للمنزل".. |
Oh, evet ben... Ben uzun yoldan getirdim. | Open Subtitles | آوه , نعم أنا أخذتك فقط من الطريق الطويل الذي يؤدي إليه |
Ya buradan geçip onlara yetişiriz, ya da uzun yoldan geçip onları kaybederiz | Open Subtitles | أنظر إذا لم نتسلل من هناك ونسبق البشر إلى المعبر وسلكنا الطريق الطويل سنفشل في اللحاق بهم |
Her şey değişiyor. Bundan böyle, uzun yoldan geçeceksin. | Open Subtitles | الأشياء تتغير، من الآن فصاعداً اسلك الطريق الطويل |
Batıdaki gezici kontrol noktasına takılmamak için uzun yoldan gideceğiz. | Open Subtitles | أجل، سوف نسلك الطريق الطويل حتي يمكننا تجنب نقطة التفتيش المتحركة في الغرب |
Siz kestirmeden gidin. Ben uzun yoldan gideceğim. | Open Subtitles | حسنا, خذ طريقك المختصر وانا ساخذ الطريق الطويل |
Ed, uzun yoldan dolaşacağız. Durum nedir? | Open Subtitles | إيد نحن ذاهبون من الطريق الطويل كيف وضعنا |
Alkol kontrol noktalarından kaçmak için uzun yoldan gitmek zorunda kalacağım için özellikle. | Open Subtitles | خصوصاً أنى سآخذ الطريق الطويل لأتفادى لجان الشرطة |
Sonra da madem öyle, uzun yoldan gideyim dedim. | Open Subtitles | عندما تحركت, قررت أن أذهب من الطريق الطويل |
Kötü haber ise, uzun yoldan dolaşmalıyız. - Yukarı mı çıkacağız? | Open Subtitles | الخبر السيء إنه يجب أن نسير الطريق الطويل من الخلف |
Nehir kenarından uzun yolu kullandığınız oldu mu? | Open Subtitles | هل سبق وأن أخذتما الطريق الطويل إلى المنزل؟ السير عبر النهر؟ |
Bu kadar uzun yolu tek başına yürümemelisin. | Open Subtitles | يجب الا تأخذ هذا الطريق الطويل بمفردك |
uzun yolu kullanarak açık ofisin en ucuna git. | Open Subtitles | اسلك الطريق الطويل حول قاعة الموظفين. |
Sanırım gerçekten istediğim şeyin seninle olmak olduğunu anlamak için uzun yol kat etmem gerekti. | Open Subtitles | ايضا ، كان لي ان أتخذ الطريق الطويل حول كان مجرد ان اكون معك |
O uzun yolda kurtarılmayı bekleyen kayıp ruhlar için. | Open Subtitles | جميع أرواحكم الضائعة تتسابق إلى ذلك الطريق الطويل المؤدي للخلاص، |
"Uzaktaki Ev". | Open Subtitles | "الطريق الطويل للمنزل".. نعم |