Hava desteği yolda, ama çok fazla hareket noktası var. | Open Subtitles | لدينا دعم جوي في الطريق ولكن هناك الكثير من القطع المتحركة |
Bu yolu tavsiye edeirm, ama sizi de oradan geçiremem. | Open Subtitles | أستطيع أن أشير لكم على الطريق ولكن لا أستطيع أخذكم إلى هناك. |
Kuruma ihanet ettiğini biliyordum ama hayal gördüğünü bilmiyordum. | Open Subtitles | أنا القناصة الأفضل علمتُ أنكِ أضليتِ الطريق ولكن لم أعلم أنك أصبحت مُتوهمة |
Hayatta birçok hata yapabiliyorsun ama o beraber olmayı düşündüğün kişiyi karşına çıkarabiliyor. | Open Subtitles | يمكنك ارتكاب الأخطاء على طول الطريق ولكن العالم لديه وسيلة لجعلكم |
Evet, acı dolu bir yol olacak, ama o yolda karşına ne çıkacak bunu asla bilemezsin. | Open Subtitles | نعم ،اعرف انه سيكون هناك ألام في الطريق ولكن لا تعليمن أبداً ماالذي سينتج من ذلك |
Yeni bir yaşam ufukta belirmiştir artık ama bu yaşamı da uzun ve tehlikelerle dolu bir yol beklemektedir. | Open Subtitles | حياة جديدة في الطريق.. ولكن الدرب أمامها طويل وغدّار. |
Haydutların yemeğine karıştırma fırsatım oldu ama iksir işe yaramadı. | Open Subtitles | لدي فرصة عظيمة للوصول الى طعام قاطعين الطريق ولكن لا يوجد لدي شيء لاستفيد من هذا |
Bir şey mi yaptı, bir şey mi gördü yoksa amacını mı yitirdi bilmiyorum ama... | Open Subtitles | لا أعلم إذا كان قد رأى شيئا أو فعل شيئا ما فقط ضل الطريق ولكن |
ama risk çok fazla ve zaman çizelgemiz çok kısa. | Open Subtitles | قد نكون ذلك الطريق ولكن درجة المخاطره عالية جداً والوقت الزمني قصير جداً |
Aslında çok gereksiz olduğunu düşünürüm ama buradayız. | Open Subtitles | في الحقيقة لقد كنت اظن بأنها تقف في الطريق ولكن ها نحن ذا |
Bayan, umarım sizi rahatsız etmiyorumdur, ama, acaba saatiniz var mıydı? | Open Subtitles | إعذرني لقدومي من هذا الطريق ولكن هل تستطيع أن تخبرني عن الوقت |
- İyiyim. Yolda birisi üzeri sürdü ve kaza yaptım ama doktor kontrol etti ve bir sorunum yokmuş. | Open Subtitles | أنا بخير, شخص ما أعاقني في الطريق ولكن الأطباء فحصوني وسأكون بخير |
Sanırım yola bu kadar yakın uçurmamalıyız ama genelde çok tenha oluyor. | Open Subtitles | ربما ما كان ينبغي علي اللعب بها قرب الطريق ولكن المكان في الغالب خالي من الناس |
Çalışmam kapı dışarı edilmiş olabilir ama mükafatlarla dolu bir işim var. | Open Subtitles | دراستي قد تنير الطريق. ولكن لديّ مكتب ممتلئ بالشهادات التقديرية. |
O kovboy kılıklı herifi boğup, yolun kenarında ölüsünü bırakmalıydım ama yoldan geçen bir araba görürse, onu da öldürmek zorunda kalırım dedim. | Open Subtitles | كان عليّ أن أقتله راعي البقر ذاك .. وأترك جثته على قارعة الطريق .. ولكن خشيت أن يمرّ أحدهم ويشاهد ذلك .. |
Los Angeles Polisi'ne ulaşıp yolu boşaltmalarını isteyebiliriz ama töreni bitirirsen binlerde katılımcının eş zamanlı olarak alanı terk etmesini sağlarsın. | Open Subtitles | يمكننا جعل شرطة لوس أنجلوس تخلي لنا الطريق ولكن يمكنك إلغاء ذلك، فأنت ستحصل على الألاف |
Caddeden karşıya geçerken motosikletiyle üstüme gelmeye başladı, ben de yoldan çekildim ama çocuk park hâlindeki bir araca kafasını çarptı ve her şey havada uçuştu. | Open Subtitles | كان يصفّ دراجته أمامي... ، فإبتعدت عن الطريق... ولكن رأسه إصطدم بسيارة واقفة... |
Yolun karşısında pansiyonlar var, ama neden kalacaksınız ki? | Open Subtitles | -هناك فندق صغير على الطريق ولكن لما كل هذا؟ |
Bak,benim için sokağa işemekte sorun yok... ama sen tuvaleti kullanmalısın. | Open Subtitles | إسمع, إنة أمر طبيعى بالنسبة لى أن أتبول فى الطريق ... ولكن يجب عليك أستخدام المرحاض |
Çocuğu itmeyi denedi, ama... | Open Subtitles | لقد حاول أن يدفع البنت عن الطريق ولكن... |