Tıbbın diğer alanlarında olanların korktuğu gibi, ancak yine de acil tıbbı için farklı bir özelliği vardı çünkü (orada) hastaları kısaca-aceleyle görürüz. | TED | اخرون في الطب يخشونها ايضاً, ولكن هناك شيء بالخصوص طب الطواري لاننا نرى المرضى عابرون. |
Ve iki gün sonra bir sonraki acil nöbetime geldim ve şefim yavaş bir sesle ofisinde benimle konuşmak istediğini söyledi. | TED | وبعد يومين اتيت لاقوم بدوامي الثاني في الطواري, وذلك عندما طلبت مني الرئيسه ان تتحدث الي بهدوء في مكتبها. |
Aynı acil dönemi içinde iki kez apandisit atladım. | TED | مرتين في دوام الطواري, فاتني التهاب الزائدة الدودية. |
Bana dokunacak tek adam ben olacağım o da acil bir durum varsa. | Open Subtitles | بالفعل الشخص الوحيد الذي سيلمسني هو أنا وهذا فقط في حالة الطواري |
Yarım saat önce, acil servise barkodlu bir kızın geldiğini haber verdi. | Open Subtitles | وهي فقط اتصلت بي لتخبرني عن فتاة لديها شفرة التي ذهبت الى الطواري قبل نصف ساعة |
İlk kattaki acil odaları tamamen tahliye edildi. Yoğun bakım ve yeni doğan ünitelerine yardım gerekiyor. | Open Subtitles | غرف الطواري في أول دور خاليةوحدة العناية المركزة ووحدة العنايةبالأطفال لازالوا يحتاجون مساعدة من الطاقم |
Geri çekil. Bu acil durum taşlarından birini cama fırlatacağım. | Open Subtitles | تراجع انا سارمي احد صخور الطواري على الزجاج |
Ve bir acil durumda ama yalnızca bir acil durumda götüne tekme basılacak olanların götüne tekmeyi basarsın. | Open Subtitles | ،في حالة الطواري ،وفي حالة الطوارئ فقط تركل مؤخرات أولئك الذين تتطلب .مؤخراتهم الركل |
acil durumda da ve sadece acil durumda tekmelenmesi gereken kıçları tekmelersin. | Open Subtitles | ،في حالة الطواري ،وفي حالة الطوارئ فقط تركل مؤخرات أولئك الذين تتطلب .مؤخراتهم الركل |
Ve orada bayan Drucker'ın arkasından bakan değil de başka bir hemşire vardı, bana sadece üç kelime söyledi o üç kelime ki bildiğim acil doktorlarının tamama yakını duymaya korkardı. | TED | وكانت هنالك, تلك الممرضة, ليست الممرضة التي كانت تعتني بالسيدة دانكر من قبل, ولكنها ممرضة اخرى, قالت لي ثلاثة كلمات الثلاثة كلمات التي يخشاها اطباء الطواري, |
Benim onu eve gönderişimi takiben, eve varışından yaklaşık bir saat sonra, o bayılmış ve ailesi 911'i aramış ve ambulans personeli onu acil servise geri getirmişti orada tansiyonu 50 idi bunun anlamı ciddi şok' tu. | TED | مايقارب الساعة بعد رجوعها الى المنزل, بعد ان ارسلتها الى المنزل, انهارت فاتصلت اسرتها بـ 911 والمسعفين ارجعوها الى قسم الطواري كان لديها ضغط دم بلغ 50, وهو حالة صدمة شديدة. |
Ve acil personeli ellerinden geleni yapmıştı. | TED | قام موظفي الطواري بسحب كل العقبات. |
iki yıl önce Toronto'nun hemen kuzeyindeki bir hastanenin acil servisinde sorumluydum ve boğaz ağrısı olan 25 yaşında bir adam gördüm. | TED | بعد سنتين كنت مسؤولاً في قسم الطواري في مستشفى الحي في شمال تورنتو, فرأيت رجلا يبلغ من العمر 25 عاماً مصاب بالتهاب الحلق. |
acil durumunuz nedir? | Open Subtitles | .. *911= *رقم الطواري في امريكا.8*المترجم * |
Oh, bu arada acil şeyler için ihtiyacın olursa... keskin bir havalandırma kapağı koydum. | Open Subtitles | اوه في حال الطواري غطاءالتنفيس حاد جدا |
acil durum planı ne diyor? | Open Subtitles | لذلك , ماهي خطة الطواري ؟ |
Dr. Lyon, acil odasına lütfen. | Open Subtitles | دكتور (ليون) رجاءً توجه الى غرفة الطواري |
acil durum! Doktor geliyor! | Open Subtitles | الطواري الطبيه الدكتور قادم |
acil durum. Pardon. | Open Subtitles | فتاة حالات الطواري اسفة. |
"acil Tutuklu Uyarı Işığı" görseydim, mutlaka tanırdım. | Open Subtitles | (إنهم لن يأتوا يا (كاميرون اعرف اخفاق قوات الطواري عندما ارى واحداً |