Birbirine yakın dalgalar arasındaki uzaklığa dalga boyu denir. | Open Subtitles | المسافة بين الموجات المتجاورة تُسمى الطول الموجي |
Gördüğümüz ışığın dalga boyu ses dalgalarına kıyasla o kadar kısadır ki bu kadarcık alana yaklaşık 50,000 ışık dalgası sığabilir. | Open Subtitles | و الطول الموجي للضوء الذي نراه اقصر بكثير من موجات الصوت حوالي 50 ألف موجة ضوء |
Nasıl sesin dalga boyu duyacağımız perdeyi belirliyorsa ışığın dalga boyu da hangi rengi göreceğimizi belirler. | Open Subtitles | تماما مثلما الطول الموجي للصوت يحدد الحدة التي نسمع بها الطول الموجي للضوء |
O dalga boyunu engellediğimiz zaman Hamster rahatça geziyor. | Open Subtitles | لقد منعنا الطول الموجي لذا سيبقى الهامستر بخير |
Bu kamera zaten ultraviyole ışığı için doğru dalga boyunu yansıtıyor. | Open Subtitles | تطلق الكاميرا بالفعل الطول الموجي الصحيح لضوء الأشعة فوق البنفسجية |
Voyager'in altın plağına işlenenle aynı dalga boyunda... | Open Subtitles | نفس الطول الموجي المنقوش على اسطوانة فوياجر الذهبية. |
Fakat bu size doğru gelen ışık dalgasının dalga boyundan farklıdır. | Open Subtitles | ولكن هذا الفرق في الطول الموجي لموجات الضوء القادمة تجاهك |
Dalgaboyu, kuantum fiziğinin temel öğelerindendir. Çünkü bir nesnenin dalgaboyu, momentumu ile ilişkilidir; yani kütle çarpı hız. | TED | والطول الموجي أمر أساسي في فيزياء الكم لأن الطول الموجي لجسمٍ ما يرتبط بقوته الدافعة، الكتلة مضروبة بالسرعة. |
Bu da benim göremediğim bir dalga boyu. | Open Subtitles | وهذا في الطول الموجي الذي لا تتأثرعيني به تماما، |
Gördüğümüz ışığın dalga boyu ses dalgalarına kıyasla o kadar kısadır ki bu kadarcık alana yaklaşık 50,000 ışık dalgası sığabilir. | Open Subtitles | والطول الموجي للضوء الذي نراه أقصر بكثير من الطول الموجي للصوت حتى أن ما يقارب الـ 50,000 موجة ضوئية |
Nasıl sesin dalga boyu duyacağımız perdeyi belirliyorsa ışığın dalga boyu da hangi rengi göreceğimizi belirler. | Open Subtitles | كما يقوم الطول الموجي للصوت بتحديد حدة الصوت التي نسمعها يقوم الطول الموجي للضوء |
Beynindeki korku reseptörlerini uyarmak için dalga boyu tetikleyicisi ekledim. | Open Subtitles | أضفت الزناد الطول الموجي لتحفيز الخوف المستقبلات في الدماغ. |
Galaksiler arası uzaydan gelmesi gerekiyordu, Dünya'nın atmosferinden, su buharının absorbe edebileceği noktadan ve her şey kusursuz gitti, Belli bir ışık dalga boyunda Dünya boyutunda, bir milimetre dalga boyu, 55 milyon ışık yılı uzaklıktaki kara delik çözünürlüğü için tam doğruydu. | TED | كان عليه أن ينبعث عبر الفضاء بين المجرات، عبر الغلاف الجوي للأرض، حيث يمكن لبخار الماء امتصاصه، وكان كل شيء يعمل بشكل جيد، كان حجم الأرض في ذلك الطول الموجي للضوء، الذي يبلغ ميليمترًا واحدًا، مناسبًا تمامًا لرؤية ذلك الثقب الأسود الذي يبعد ب55 مليون سنة ضوئية. |
Ve bu dalga boyu ilerleyecek. | Open Subtitles | و سيستمر الطول الموجي |
Birbirine yakın dalgalar arasındaki uzaklığa dalga boyu denir. | Open Subtitles | المسافة بين الموجات المتجاورة (تدعى بـ (الطول الموجي |
Ama dalga boyunu açarsak... | Open Subtitles | ولكن سوف ندع نفس الطول الموجي يمر |
Ve 1950'lerdeki radyo gök bilimcilerine göre eğer uzaylı bir medeniyet bizimle iletişime geçmek isterse mesajlarını göndermek için bu doğal ve özel dalga boyunu seçebilirler. | Open Subtitles | و في الخمسينات خمَّنَ الفلكيون أنه إن أرادت حضارة فضائية التواصل معنا فعندها قد يستخدمون ذلك الطول الموجي الطبيعي المميز |
Yani tüm gökyüzü bu dalga boyunda parlıyor. | Open Subtitles | لذا فإن كامل السماء تتوهج بذلك الطول الموجي. |
Tükürükteki çeşitli biyomoleküller ışığı aynı dalga boyunda emerler— ancak herbirinin farklı kimyasal parmak izi var. | TED | إن مختلف الجزيئات الحيوية في اللعاب تمتص الضوء عند ذات الطول الموجي... ولكن لكل منها بصمة كيميائية مميزة. |
Mikroskoplar ışığın dalga boyundan küçük dünyayı açığa çıkardı. | Open Subtitles | لقد كشفت المجاهر عن عالم أصغر من الطول الموجي للضوء |
Ancak, uzayın çok küçük bir bölgesinde sınırlanmış nesnenin dalgaboyu kusursuz olarak tanımlanamaz. | TED | على الرغم من ذلك، لا يمكن تحديد الطول الموجي لجسم يمتد في مساحة صغيرة من الفضاء بشكل دقيق. |