"الظالمة" - Translation from Arabic to Turkish

    • haksız
        
    • baskıcı
        
    • anlamlar
        
    ÖIüm ve vergi kaçınıImazdır, ancak haksız vergiler hariç. Open Subtitles الموت والضرائب قد يكونا لا مفر منهما ولكن الضرائب الظالمة ليست كذلك
    Şimdi tüm öfkeni bana kusacaksın... çünkü beni haksız yargılayıp... köpürmenden sonra sana gerçeği söyledim? Open Subtitles هل ستغضبي لأني قلت الحقيقة بعد أن ألقيتي علي بإتهاماتكِ الظالمة ؟
    İşçilerimizin paraları ile birlikte kesin itirafları var Filistin'deki Siyonist ayrılıkçıların haksız mücadelesini desteklemek istediler. Open Subtitles اعترافاتهم هي دليل قاطع أنه مع المال من عمالنا أرادوا دعم الحرب الظالمة من الانفصاليين الصهيوني في فلسطين
    Müttefik hükümetlerin baskıcı, gizli saklı yalanlarını unutun. Open Subtitles أنسى الأكاذيب الظالمة للحكومات المتحالفة
    Sen de baskıcı kapitalistlere karşı savaşıyorsun. Open Subtitles أجل أحارب من أجل الرأسمالية الظالمة
    Düzmece diyince başka anlamlar da çağrıştırmıyor mu? Open Subtitles هل الكنغر خاص في المقارنات الظالمة للجرابيّات الأخرى؟
    Tek bir nedenden ötürü haksız muamele gördünüz: Open Subtitles وأنه لا يوجد سوى سبب واحد لهذه المعاملة الظالمة
    Ne yazık ki, söz konusu kişi patronum yani baş editör Daniel Cleaver ve ben onun bu yılki Noel partisiyle ilgili hayallerinde çeşitli haksız nedenlerle yer almıyorum. Open Subtitles ومن سوء الحظ كان رئيسى هو من اخترت رئيس التحرير دانييل كليفر وبسبب بعض الأسباب البسيطة الظالمة ترتبط بحفلة نهاية هذا العام
    haksız kurallara karşı mücadele yetkimiz olmalı. Open Subtitles لدينا الحق لمحاربة القوانين الظالمة
    Fakirlerle ve haksız yargılananlarla ilgili yazıları vardı. Open Subtitles لقد كان مشهورا"للغاية لأنه مميز بكتاباته عن حركة حقوق المدني, المساكين والتُهم الظالمة
    Bay Darden kısaca bugün ve önceki günlerde mahkemede olan haksız olaylardan bahsediyordu. Open Subtitles ردة فعل السيد (داردن) هي ببساطة ردة فعل على الأحداث الظالمة التي حدثت بالمحكمة اليوم وبالأيام الماضية.
    Bay Darden kısaca bugün ve önceki günlerde mahkemede olan haksız olaylardan bahsediyordu. Open Subtitles ردة فعل السيد (داردن) هي ببساطة ردة فعل على الأحداث الظالمة التي حدثت بالمحكمة اليوم وبالأيام الماضية.
    Rafi'nin haksız ölümüyle yıkılmış numarası yaptı. Open Subtitles -إدعى أنّه كان محطّما من جريمة قتل (رافي) الظالمة .
    baskıcı kapitalistler için kazanıyorum. Open Subtitles تفوزين من أجل الرأسمالية الظالمة
    Gerçek özgürlüğe yalnızca baskıcı devletlerin yok edilmesiyle ulaşılabilir. Open Subtitles الحرية الحقيقية فقط سوف تتحقق ... .. إذا هدمنا الحكومات الظالمة
    Düzmece diyince başka anlamlar da çağrıştırmıyor mu? Open Subtitles هل الكنغر خاص في المقارنات الظالمة للجرابيّات الأخرى؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more