"الظروف التي" - Translation from Arabic to Turkish

    • koşullar
        
    • sağlayan koşulları
        
    • şartlar altında
        
    • başlama keyfiyetinizden
        
    • koşullara
        
    • bu tür durumlara
        
    Ayrıca içinde bulunduğu koşullar yerine sorunu kendinde aramasına neden olur. TED يمكنُ أن يؤدي ذلك أيضًا إلى اعتقاد الفتاة بأن شيئًا غير سليم بها، بدلًا من التفكير في الظروف التي وجدت نفسها فيها.
    Çin ve Japonya'daki 18 pirinç sahasını inceledik ve yüzyılın ilerleyen zamanlarında beklediğimiz koşullar altında onları yetiştirdik. TED بحثنا في 18 نوع من الأرز في الصين واليابان وزرعناها تحت الظروف التي قد تتوقعوا وجودها في نهايات القرن الحالي.
    Bu yüzden yapmamız gereken çeliğe dönüşmeni sağlayan koşulları tekrarlamak. Open Subtitles لذا علينا الآن تكرار الظروف التي سببت ظهور قوتك الفولاذية؟
    Eğer geri dönmek istiyorsanız ilk seferinde oraya gitmenizi sağlayan koşulları mümkün olduğunca yeniden canlandırmalısınız. Open Subtitles إن أردتم العودة... فعليكم خلق قدرما تستطيعون من الظروف التي أودت بكم إلى هناك في المقام الأوّل
    Aslında ikimiz de hangi şartlar altında yaşayacağınızı merak ediyorduk. Open Subtitles أو بالأحرى كنا أنا وهي نتناقش عن الظروف التي ستعيشان بها
    Wyant Wheeler firmasında işe başlama keyfiyetinizden bahseder misiniz? Open Subtitles هل يمكنك أن تصف لي الظروف التي أدت إلى إنضمامك ، لويانت ويلر ؟
    O mesajı alabilecek şeyler cebinizde olduğunda o zaman konuştuğunuz gibi yazmanızı sağlayan koşullara sahipsinizdir. TED بمجرد أن يكون في جيبك شئ بإمكانه إستقبال هذه الرسالة عندها تكون قد وفرت الظروف التي تسمح لك بالكتابة مثلما تتكلم
    Görünen o ki nadiren bu tür durumlara karşı pratik yapıyoruz. Sonuç olarak, bazen tüm gözler üzerimizdeyken elimize yüzümüze bulaştırıyoruz. TED يتضح أننا نادرًا ما نتدرب تحت الظروف التي سوف نؤدي فيها، وكنتيجة، عندما تكون كل الأعين علينا، أحيانًا نفسد أداءنا.
    Fidanlar için nasıl koşullar gerekiyor? Open Subtitles ما هي الظروف التي تحتاجها لزراعة النبتة؟
    Üniversitede sizi buldukları koşullar sizi şüpheli durumuna düşürüyor. Open Subtitles الظروف التي وُجدتي عليها في الجامعه تجعلك مشتبهه أنصحك بجدية
    Uzun vadede medeniyetimizin varlığını tehdit edecek koşullar yaratıyor olabiliriz. Open Subtitles ربما نكون نصنع الظروف التي تهدد بقاء حضارتنا على المدى الطويل.
    Bu yüzden yapmamız gereken çeliğe dönüşmeni sağlayan koşulları tekrarlamak. Open Subtitles {\pos(190,220)}لذا علينا الآن تكرار الظروف التي سببت ظهور قوتك الفولاذية؟
    Bu şartlar altında elde ettiğim bilgilere göre onların doğru söylediklerini söylemekte bir sakınca göremiyorum. Open Subtitles بالنظر إلى الظروف التي حصلت المعلومات، أعتقد أنه من الأسلم أن نقول أنهم كانوا يقولون الحقيقة.
    Kendine iyi bak, Yılan. Belki bir daha ki sefere... - ...daha iyi şartlar altında karşılaşırız. Open Subtitles اعتني بنفسك يا (سنايك) لتكن الظروف التي أقابلك فيها أكثر سعادة
    Wyant Wheeler firmasında işe başlama keyfiyetinizden bahseder misiniz? Open Subtitles رقم1 : هل يمكنك أن تصف لي الظروف التي أدت إلى إنضمامك ، لويانت ويلر ؟
    Wyant Wheeler firmasında işe başlama keyfiyetinizden bahseder misiniz? Open Subtitles هل يمكنك أن تصف لي الظروف التي أدت إلى إنضمامك ، لويانت ويلر ؟
    dedi. Dürüst olalım ki sağlıkta öncelikle sizi hasta eden koşullara bakmadan genellikle semptomları tedavi ederiz. TED الإجابة الصادقة هي أننا في العناية الصحية غالبًا ما نعالج الأعراض بدون مخاطبة الظروف التي تجعلك مريض في المقام الأول
    Bu koşullara, aşılmaz engellere rağmen denedik. Open Subtitles بغض النظر عن الظروف التي نمر بها، والحواجز التي تواجهنا،
    Sınava hazırlanırken, konuşmaya hazırlanırken bununla ilgili birazcık endişe duyan biri (Gülüşmeler) bu tür durumlara alışırsa gerçekten yardımı dokunur. TED سواء أكان الاستعداد لامتحان أو التحضير لمحاضرة كبيرة... واحدة مصحوبة بالقليل من الضغط... (ضحك) التعود على الظروف التي ستؤدي تحتها مهم جدًا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more