Modası geçmiş aile adamı. Demir bir elle hüküm sürdü. | Open Subtitles | الرجل العائلى من الطراز القديم حكم بيد من حديد |
Her küçük problem aile duygusallığı için bahane mi olacak? | Open Subtitles | هل كل مشكلة صغيرة هى عذر لإظهار التعاطف العائلى |
Kımıldama, Profesör Robinson yoksa bu garip aile birleşmesi trajik bir sonla noktalanır. | Open Subtitles | لاتتحرك بروفيسور روبنسون او سيصبح هذا الإجتماع العائلى الغريب قصيرا جدا |
Bizden ne tür bir aile olabilir sence? | Open Subtitles | العائلة؟ صحيح. مانوع العائلى التي سنكون عليها؟ |
Büyük aile partisi için new york a gelmiştik. | Open Subtitles | لقد جئت انا وامى لفى هذا الحفل العائلى لكبير |
Bu ailenin bir parçasının, bu yüzden aşağı gelecek ve aile ağlencesine katılacaksın. | Open Subtitles | أنتم جزء بهذه العائلة سواء أعجبكم ذلك أم لا. لذا ستأتون الى أسفل ونحظى بالمرح العائلى. |
Bütün araştırmalar aile yemeğinin süper yapıştırıcı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | كل الدراسات عن العشاء العائلى تقول انه بمثابة مثبت روابط الاسرة |
Bu mekanın güzel yanı da bu. aile usulü olması. | Open Subtitles | الرائع فى هذا المكان انه على الأسلوب العائلى |
Öyleyse bir dahaki aile buluşması hissedarlar toplantısında olacak. | Open Subtitles | اذاَ اجتماع العائلى القادم سيكون اجتماع مالكى الاسهم ؟ |
Etrafın aile tarafından sarıldı. | Open Subtitles | الجمهور العائلى يحاصرك يحاصرك من كل الجهات |
Annem tehlikede ama tahminimce yardımızı, ...satın almamız için aile bağlarından fazlası lazım. | Open Subtitles | أمى فى خطر ، لذا خمنتُ أنها ستاخذ الكثير من ولائك العائلى لشراء مساعدتك. |
Cennet için birçok şey söylenebilirdi ama şüphesiz, gelmiş geçmiş en muazzam aile kavuşmasıydı. | Open Subtitles | الجنةكانبهاالعديدمنالأشياء، لكن بدون شك كانت كلم الشمل العائلى الأعظم |
O çocuğu aile kütüğümüze kaydettireceğim. | Open Subtitles | ضعى تلك الطفلة فى التسجيل العائلى لـ جون بيو |
Neyse ki o da aile işini yapıyormuş. | Open Subtitles | لحسن الحظ, انه دخل فى العمل العائلى. |
Peki, bu aile tarihi dersi bir yere varacak mı? | Open Subtitles | هل هذا التاريخ العائلى سيصل لنقطه ما |
O ölüp gidince, Price, aile geleneğini sürdürdü para aklamak ve düşük faizli anonim dolandırıcılık için ayaküstü bir alışveriş merkezi açarak. | Open Subtitles | وعندما مات الزعيم ، واصل برايس التقليد العائلى بافتتاح مركز التسوق الشامل وذلك لغسيل الاموال ولخفض الاهتمام المتعلق بشركات المنظمة |
Babası ölünce, Price para aklamak için kara para aklamak ve faiz dolandırıcılığı için paravan bir şirket kurarak aile geleneğini devam ettirdi. | Open Subtitles | وعندما مات الزعيم ، واصل برايس التقليد العائلى بافتتاح مركز التسوق الشامل وذلك لغسيل الاموال ولخفض الاهتمام المتعلق بشركات المنظمة |
aile Bilimi finali için beş yemek tarifi öğrenmem lazım. | Open Subtitles | لدى خمس وصفات من أجل العلم العائلى |
aile içi düşmanlık bağışlandı ve unutuldu. | Open Subtitles | العداء العائلى تم غفرانه و نسيانه |
aile meseleleri karman çorman olabiliyor. | Open Subtitles | ستصبح العائلى في حالة فوضى،صحيح؟ |