Birincisi, eğitim fildişi kuleden klinik derslere ve mahallelere, mezunların çoğunun çalışacağı türden yerlere taşındı. | TED | أولاً انتقل التدريب من الأبراج العاجية إلي العيادات الدراسية و الحارات، الأماكن التي سيتمرن فيها أغلب هؤلاء الخريجين. |
14 yaşından 17 yaşıma kadar onlara fildişi,et ve her ne öldürdülerse toplamalarına ormanda avlanmalarına yardımcı oluyor, Ve bunları büyük şehirlere getirip pazara çıkarmalarını sağlıyordum | TED | من الـ14 الى الـ17 من عمري كنت كنت أساعدهم في جمع الأنياب العاجية, اللحم ومهما كانوا يقتلون,يسرقون ويصطادون من الغابة يحضرونه الى المدينة ليبيعوه في السوق |
Umarım elini attığın silah benim fildişi saplı Colt'um değildir. | Open Subtitles | أتمنى أن لا تكون أصابعك تلمس مسدسي ذو القبضة العاجية الآن |
fildişi bir beşik bulduğuna inanamıyorum! | Open Subtitles | الجلد ؟ انسي أمر الجلد لا يمكنني ان أصدق انك وجدتي سرير أطفال من الأنياب العاجية |
Onun yerine fildişinden yapılmış o sırt kaşağısını alabilirdim. | Open Subtitles | وكنت أنوي شراء حاكّة الظهر العاجية |
Bay Whalley en değerli malının burada sakladığı küçük fildişi takımı olmasıyla çalım satardı. | Open Subtitles | كان السيد والى يفتخر بامتلاكه أثمن وأقيم تحفة وهى مجموعة من الأشكال العاجية وكانت محفوظة هنا |
Sadece adına tiyatro dedikleri bu fildişi odada, o kadar çok pislik var ki.. | Open Subtitles | انه مجرد أن هناك الكثير من الكلام الفارغ بالقاعة الخضراء العاجية يسمونه المسرح... |
Avcılar fildişi uğruna filleri öldürünce... ... Daphne, küçük yaşta yetim kalmıştı. | Open Subtitles | عندما يقتل الصيادون الفيلة من أجل أنيابها العاجية تتبنى (دوفين) صغارها الأيتام |
- Fotoğraf çekilirken orada değildim, Van, çünkü sen, fildişi kol düğmelerini unutmuştun ve 3,000 mil uçarak gidip... | Open Subtitles | - لم أكن هناك عندما التقطت هذه الصورة،يا فان، لأنك نسيت أزرار أكمامك العاجية وجعلتني أطير 3000 ميل |
Bugün, burada, bu çalışmanın sadece belli bir kesime hitap eden ve üniversitelerimizde karşılaşabileceğimiz bir fildişi kule aktivitesi olmadığını; türler, doku tipleri ve organ sistemleri üzerine yürütülen bu geniş çaplı çalışmanın insan sağlığına dair doğrudan anlamlar taşıyan bir kavrayış yaratabileceğini tartışmak için bulunuyorum. | TED | اليوم ان هنا لمناقشة انا هذا ليس على الاطلاق نشاط مقتصر على الأبراج العاجية كالذي نجده في الجامعات, لكنه دراسة واسعة في الأنواع ,الانسجة, وانظمة الاعضاء يمكن ان تنتج رؤى لها تأثير مباشر على صحة الانسان |
Jerry o fildişi oymalarında bir şey bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | .لقد وصلت في الوقت المناسب يقول (جيري) إنه حصل على شيء عن تلك المنحوتات العاجية |
fildişi cubuklarla ye. | Open Subtitles | "كل بالعيدان العاجية" |
Walter, daha öncede söylediğim gibi fildişinden yapılma, Jomon dönemine ait o dövme iğnelerini bulduğundan dolayı sana herhangi bir konuda yardım borçluyum. | Open Subtitles | أخبرتكَ) عندما تجد لي أبر الوشم العاجية اليابانية فسأحققهُ لكَ |