Evet ama buradakilerin çoğu yarım kalan işlerinin ne olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | أجل، لكنّ الكثيرين هنا لا يعرفون ما هي مسائلهم العالقة حتّى |
Eşyalarımı toplamak ve yarım kalan işlerimi halletmek için birkaç saat verin sadece. | Open Subtitles | أعطني بعض الوقت ﻷحزم أمتعتي و أجمع معداتي و أنهي بعض الأشغال العالقة |
Bugün mahsur kalan balinalar haberiyle ilgili başlık... | Open Subtitles | الموضوع الذي هيمن اليوم على مسلسل الحيتان العالقة |
Yarım kalan işlerini tamamlamak istediklerini söylediler. | Open Subtitles | لقد قالوا بأنهم يريدون لجمع الامور العالقة وحسب |
Bak, bazı yarım kalmış işlerimiz olduğunun farkındayım ama bu olaydan sonra, seni hayatta bırakmayız. | Open Subtitles | أعلم أن لدينا بعض الأمور العالقة لكن بعد هذا، يُحال أن نتركك تذهب |
Orada asılı kalan Sabrina'yı kurtarmasan... | Open Subtitles | اذا لم تحمل سابرنا العالقة 255 00: 12: 42,933 |
Kazadan kalan travma sonrası stres bozukluğun düzelmemiş olabilir. | Open Subtitles | قد لا تزالين تعانين من أعراض اضطراب ما بعد الصدمة العالقة من بعد الحادث |
Evet. Ama önce yarım kalan birkaç işi halletmem gerek. | Open Subtitles | أجل، فقط عليّ إنهاء بعض الأمور العالقة أولاً |
Garip bir biçimde olaydan akılda kalan o resim oldu. | Open Subtitles | و بشكل غريب، أصبحت الصورة العالقة بأذهان الناس |
Dinle, şu yarım kalan işin eğer korsana olan aşkınsa hiç şansın yok. | Open Subtitles | بخصوص مسألتك العالقة إنْ كانت مسألة حبّك للقرصان فالأمر غير متاح قطعاً |
Artık gerçeği bildiğinize göre, hepinizin yarım kalan işleri tamamlandı. | Open Subtitles | بعد أنْ عرفتم الحقيقة أخيراً أُنجزت مسائلكم العالقة أيضاً |
Yeraltı Dünyası gerektiği gibi işleyecek kimse onlara engel olmadan yarım kalan işlerini tamamlayacaklar. | Open Subtitles | كمكان يحلّ فيه الناس مسائلهم العالقة دون أنْ يعترضهم أحد |
Yarım kalan işin ben olmayayım. Yoluna devam et. - Buraya gelmemi bekleme. | Open Subtitles | لا تجعلني مسألتك العالقة امضِ قدماً مِنْ هنا ولا تنتظر قدومي |
Sonsuza kadar mistik sihir ülkesinde tıkılıp kalan ben? | Open Subtitles | العالقة في الأراضي السحرية إلي الأبد ؟ |
Aklımda kalan başka bir şey daha var. | Open Subtitles | هناك شيءٌ آخر من الامور العالقة بالذهن. |
Ve de duruşmandan geriye kalan işlerin bu şekilde kalmasını sağlamalıyız. | Open Subtitles | وعلينا التأكد من إنهاء المسائل العالقة من محاكمتك، وبوجه الخصوص... |
Yarım kalan işleri bitiriyor. | Open Subtitles | إنّه يحاول إنهاء الأعمال العالقة. |
Yarım kalan işler var. | Open Subtitles | ما زالت هناك بعض الامور العالقة. |
Çünkü seni öldürmek, yarım kalan işim. | Open Subtitles | لأنّ قتلي إيّاك هو مسألتي العالقة |
Yarım kalan işlerini bitiriyor. | Open Subtitles | انه ينهي الامور العالقة |
Bilinçaltınız bu taşınma işi için planlar yapmaya başlarken aynı zamanda da yarım kalmış işlerinize dikkat çekerek bu taşınma işini durdurmak istiyor. | Open Subtitles | حيث بدأ عقلك البطن بوضع خطط عن أمر ترحالك انه يحاول ايقاف تلك الخطوة عبر جذب الانتباه الى بعض الأمور العالقة |