Şey, insan Eski Dünya maymunlarından evrimleşmiş. | Open Subtitles | حسناً ، إن الإنسان هو نوع من التطور لقرود العالم القديم |
Hepsi Eski Dünya gibi geliyor bana. | Open Subtitles | كل ذلك يبدو جدا العالم القديم بالنسبة لي. |
Eski dünyanın mitlerini ve efsanelerini araştırmaya başladı. | Open Subtitles | لقد أخذت تقرأ عن أساطير وخرافات العالم القديم |
Pejite şehrinin derinliklerinden eski dünyadan kalma bir yaratığın çıkarıldığını söylüyordu, bulunduğunda, uyuyormuş. | Open Subtitles | ذلك الوحش من العالم القديم كان نائم اسفل قرية بجيتي تم اكتشافة |
Tanrının ateşi Eski dünyayı yakıyor. Her şeyin yok olma vakti geldi. | Open Subtitles | نيران الرب تدمر العالم القديم حانت الساعة كى يموت الجميع |
Eski Dünyada bir takım bilimsel araştırmacılarla yine anlaşılması güç ifadeleri tartıştığım bir odada sıkışıp kalmıştım | TED | كنت ما أزال عالقة في العالم القديم لحفنة من العلماء يجلسون معا في غرفة ويقومون بإصدار بيان آخر غامض. |
kadim dünya sanayi ateşiyle yanacak | Open Subtitles | سيحترق العالم القديم في حرائق الصناعة |
Güven bana, Will, bu Antik dünyanın diğer harikalarını solda sıfır bırakır. | Open Subtitles | ثق بي يا ويل هذا يجعل أحدهم من العالم القديم مذهولاً |
Senin Eski Dünya zirvalarini dinlemeye ihtiyacim yoktu kesinlikle. | Open Subtitles | فأنا بالتأكيد لَست بحاجة لأن أكتسب تخلف العالم القديم منك |
Güç ve acı çekmeyi aynı anda barındırıyor olması, Eski Dünya insanlarıyla bir bağ kurmasını sağlamıştır. | Open Subtitles | جمعه بين القوة و المعاناة فى شخصية واحدة جعله على علاقة وثيقة بالأشخاص من العالم القديم |
Eski Dünya yok olduğunda, kaç kişi hayatta kaldı? | Open Subtitles | ـ عندما مات العالم القديم كم عدد الناجون؟ |
Arthur, abin ne derse desin dünya Eski Dünya. | Open Subtitles | مهما يقول أخوك, آرثر انه نفس العالم القديم. |
Büyük Atlas Okyanusu, insanlık tarihini tanımlayan bariyerden biri olacak olan yeni ve Eski Dünya arasındaki körfezi oluşturarak açılır. | Open Subtitles | يتسع المحيط الأطلسي الشاسع. صانعاً ما سيكون حداً واضحاً في تاريخ البشرية، الهوّة بين العالم القديم والجديد. |
Eski dünyanın mitlerini ve efsanelerini araştırmaya başladı. | Open Subtitles | لقد أخذت تقرأ عن أساطير وخرافات العالم القديم |
Nektar avcıları Eski dünyanın sinek kuşlarıdır. | Open Subtitles | الطاعمون السلسبيل , وهذه هي الطيور الطنانه من العالم القديم في المناطق الاستوائية. |
Sana söylediğim. eski dünyadan kalanlar. | Open Subtitles | ما أخبرتك به, آخر ما تبقى من العالم القديم |
Eminimki bizden sonraki nesiller geriye baktıklarında olanları.. utançla karşılıyacaklardır, fakat eski dünyadan hatırladığım kadarıyla yapılanlar gözden uzak olduğu sürece..., çok kişi umursamıyacaktır. | Open Subtitles | أثق بأن أحفادنا سينظروا للماضي علينا بالخذي، ولكن مما أتذكره من العالم القديم |
O zamana kadar Eski dünyayı unutmuştum. | Open Subtitles | ،وعند ذلك الوقت كنت قد نسيتُ العالم القديم |
Eski Dünyada öyle olabilir, ama yeni dünyada gerçek partinin nasıl olabileceğini biliyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | حسنا ، ممكن في العالم القديم ولكن ليس في العالم الجديد نحن جميعا نعلم ماذا حفلة حقيقية يمكن ان تكون. |
Ve işte kadim dünya canlanıyor. | Open Subtitles | والان يبدأ العالم القديم |
Antik dünyanın dokuzuncu harikasını görmek üzereyiz ve ben kameramı bile getirmedim. | Open Subtitles | نحن بصدد رؤية العجيبة التاسعة من عجائب العالم القديم لو أنني أحضرت معي الكاميرا |
Biz eski dünyaya kaçtığımızdan 300 yıl sonra bir akmeşe ağacı varmış. | Open Subtitles | ثمّة شجرة سنديان أبيض بعدما عُدنا إلى العالم القديم بـ 300 عاماً. |
Ancak hala eski dünyadaki eski bedeninize bağlısınız. | Open Subtitles | لكنك ما زلت متصلاً بجسدك القديم، في العالم القديم |
Birçok kılığı olan bir putperest tanrısı ve yeniden dirilen bir Hristiyan kurtarıcısı, yani antik dünyadan gelen iki güçlü karakterin bir ana karakterde birleşmesi. | Open Subtitles | إله وثني بأوجه عديدة ،ومنقذ مسيحي تم بعثه شخصيتان قويتان من العالم القديم |
Şey, antik dünyadaki pek çok tapınak... | Open Subtitles | حسناً، العديد من المعابد في العالم القديم |