dünyanın başlangıcından beri, her yere yağmış olan bütün kar tanelerini bir düşünün. | Open Subtitles | أعني، فكروا في كُل كِسَف الثَلج التي سقطَت فوقَ العالَم خِلالَ تاريخ الأرض |
dünyanın üzerinde uçmakla onun bir parçası olmak aynı şey değil. | Open Subtitles | أن تطير فوق العالَم و أن تكون جزءاً منه ليسا سيّان. |
Bu dünya beni kör etmiş olabilir ama Tanrı görmemi sağladı. | Open Subtitles | ربما يكون هذا العالَم قد أصابني بالعمى ولكن الله جعلني أرى |
Artık ne istediğimi öğrenmem için dünyayı gezmeme gerek yok. | Open Subtitles | لستُ بحاجة لرؤية العالَم لأعلم ما الذي أريده بعد الآن |
Neden olmasın? bu çoklu görevler Dünyası içinde Kendi tekli görev noktanızı bulun. | TED | لِم لا ؟ إذاَ أوجد منطقة مهمتك الأحادية في هذا العالَم المتعدد المهام |
dünyada böyle bir programı yazabilecek sadece altı kişi mevcut. | Open Subtitles | بضعة أشخاصٍ فقط في العالَم يستطيعون إنشاء برامج أمان كهذه |
Sanki dünyaya duyduğu bütün öfkeyi toplamış ve bunu Valiye yöneltiyor. | Open Subtitles | يَبدو أنهُ جَمَّعَ كَل غَضَبَهُ على العالَم و يُصَوبِهُ نَحوَ الحاكِم |
dünyanın en iyi solo yatçılardan bazılarının yüzme bilmediğini biliyor muydun? | Open Subtitles | أتعرف أنّ بعض مالكي اليخوت الأجود في العالَم لا يجيدون السباحة؟ |
Böyle bir cenneti yaratmak için dünyanın dört bir yanından altın topladı. | Open Subtitles | جمع أطناناً منه من حول العالَم لبناء هذه الجنّة على ظهر السّفينة. |
Tatlım, "dünyanın hazin sonu" hissi, dünyanın sonu değildir. | Open Subtitles | حبيبتى, هذا الشعور السىء بِنهاية العالَم, ليس نِهاية العالَم. |
dünya ayaklarının altındayken rüzgar saçlarını uçuracak. Sanki dünya umurunda değilmiş gibi... | Open Subtitles | الرياح تلفح شعرك، العالَم تحتك و كأنّكَ لا تحمل همّاً على الإطلاق |
Zamansız ve mükemmel dünya asla değişmez, fakat ölüdür. | Open Subtitles | العالَم الكامل والصالح لكل زمان لا يتغير أبداً، لكنه يموت. |
Tabii kızının kanını döker ve dünya'ya gelmemi sağlarsan başka. | Open Subtitles | إلا إذا سفكتِ دم ابنتكِ، وأدخلتِني إلى العالَم |
Sihir, dünyayı daha iyi bir yer yapabilir. İmkansız gibi görünüyor, biliyorum. | Open Subtitles | إذ يمكنه أنْ يجعل العالَم مكاناً أفضل وأعرف أنّ هذا يبدو مستحيلاً |
Şansıma kasabanın şerifleri namlı bir hırsızı farkemeyecek kadar dünyayı kurtarmakla meşgullerdi | Open Subtitles | لحسن حظّي فإنّ إنقاذ العالَم يشغل مأموري البلدة عن ملاحظة لصّ عاديّ |
Yeraltı Dünyası'ndaki zamanım doldu. Seninki de dolabilir. Dediğimi yap yeter. | Open Subtitles | نفد وقتي في العالَم السفليّ ووقتك سينفد أيضاً، فنفّذي ما أقوله |
O kitap, umudun simgesi. Yeraltı Dünyası'nda ise umuttan pek fazla yok. | Open Subtitles | ذاك الكتاب تجسيدٌ للأمل، والأمل غير متوفّر بكثرة هنا في العالَم السفليّ |
dünyada ancak altı kişi bu tür güvenlik önlemi programlayabilir. | Open Subtitles | بضعة أشخاصٍ فقط في العالَم يستطيعون إنشاء برامج أمان كهذه |
Televizyon programları. Eskiden dünyada herkesin sevdiği bir program vardı. | Open Subtitles | والعروض، كلّ فرد في العالَم القديم كانت لديه شاشة عرض |
Sıvının içerisinde bu dünyaya ait tek bir element bile yok. | Open Subtitles | السائل الموجود في القارورة لا يحتوي أيّ عنصرٍ مِنْ هذا العالَم. |
Bu mükemmel dünyaya baktığınızda, her bir tür kendi öğrenme programına sahiptir. | TED | عندما تنظر إلى كل هذا العالَم الرائع، كل كائنٍ حيٍ له برنامجٌ تعليميٌ خاصٌ به. |
Bir ebeveyn ile çocuğu arasındaki kızgınlık, dünyadaki en doğal şeydir. | Open Subtitles | الغضب بين أبٍ و ابنه هو أكثر الأمور طبيعيّةً في العالَم. |
Taze kana ihtiyacım var ve bana modern dünyadan bilgi verebilirsin. | Open Subtitles | أنا بحاجة ماسَّةٍ إلى دماءٍ شابَّة, بالإضافة إلى أنك أحضرت إلينا المعرفة من العالَم الحديث. |
Ve yutulan bu ruhun bu diyara geri döndürülebileceğini? | Open Subtitles | لكنْ يمكن إعادة تلك الروح إلى هذا العالَم |
İşte bu diyar da yaşam ile ölüm arasında bir yerdedir ve kesinlikle gerçektir. | Open Subtitles | و هذا العالَم يقع بين الحياة و الموت ... و هو حقيقيٌّ جدّاً ولكنْ... |
Bu da onun sihrinin bu dünyayla onun dünyasi arasinda hareket edebilecek kadar güçlü oldugu anlamina gelir. | Open Subtitles | وهذا يعني أنّ سحره قويّ كفاية للانتقال بين ذلك العالَم وعالَمنا |